Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çöller ve Dağlar

Yılmaz Alimoğlu

Çöller ve Dağlar Gönderileri

Çöller ve Dağlar kitaplarını, Çöller ve Dağlar sözleri ve alıntılarını, Çöller ve Dağlar yazarlarını, Çöller ve Dağlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyaya gelişimizden itibaren hiç tercih yapmadan, özümsemeyle bir kültürün içinde büyüyor, belli bir hayat sürüyoruz. Ancak yavaş yavaş öğreniyoruz kendi seçimlerimizi yapmayı. O zaman bile, bir kez karar vermeye, seçim yapmaya başladık mı, yetiştirilme tarzımız ve içinde yaşadığımız ortam etkiliyor o eylemi. Yani, tam özgürlük yok bir anlamda. Bizler, hatta en kötülerimiz bile, belli bir yere kadar koşullarımızın kurbanları mıyız? Ben, bir parçası olduğumu sandığım bu topluma ait olmayabilirim. Hiçbir topluma tamamen ait olamam aslında ben, onu da biliyorum. Vatanımdan sakınmak, uzak durmak istemiyorum. Ali, günlüğü kapattı. Sonra dışarı çıkıp amaçsızca dolaştı. Boğaz'ın kıyısında durup tefekküre daldı. Kabul etmeye ve yüzleşmeye mecbur olduğunu hissettiği kötülüklerden arındırmak istiyordu zihnini. Silip atmak, boşaltmak istiyordu kafasından kadın cinayetlerini. Şehvetlerini, hevâ ve heveslerini asrın cariyeleri sayılan hayat kadınlarını kullanarak tatmin etmek için para saçan erkekleri anımsamak istemiyordu.
Sayfa 97
Ruhlarımız perdelendi, kör oldu ädeta, o kadar ki, nuru zulmetten ayıramaz olduk artık. Bütün milletler açgözlülüğe ve pisboğazlığa, aşırı eşya tüketimine, hırsa, şehvete ve insanın doğru yol-dan sapmasına sebep olabilecek her türlü şeytan oyununa dalıp gitmiş ya da haset etmenin ve çekememezliğin kıskacında yitmiş, yok olmuş gibi görünüyor. Karanlık görünüyor dünya, ancak, eğer bugüne kadar öğrendiklerim doğruysa bu hikâyenin başka bir bölümü daha olmalı.
Sayfa 96
Reklam
Bugünkü Türkiye özgürlük, insan hakları ve kadınlar açısından en bitik ülkeler arasında yer alıyor. Ailenin namusuna dokunan, şerefine halel getiren herhangi bir hareket, davranış, ya da bir olay sebebiyle bu kanlı intikamın, ölüm saçan bu kısasın tehlikesi altına giriyor kadınlar. Şehirlerde polis 'namus' cinayetlerine aman vermiyor, ancak kırsal kesimde insanlar namus için öldürmeyi ahlak kurallarına uyan, caiz bir eylem olarak görüp, buradan yola çıkarak gereğini kendileri yapmaya kalkışıyorlar. Bu suçu işleyen failler de kadının kocası ya da kocasının ailesi olmuyor her zaman. Çoğu kez erkek kardeşi, ya da öz babası tarafından katlediliyor maktul. Türkiye'de kadın olmak korkunç bir şey olmalı!
Sayfa 95
benim cv:
Zamanla, çalışmayı hayatının değişmez bir parçası haline getirdi.
Sayfa 81
Insanlık ailesine mensup olduğumuzu iddia ediyorsak eğer, topluca kabul etmemiz gereken evrensel değerler ve ilkeler var. Kendimize "başkalarını" önyargısız anlama olanağı tanıyabilirsek, daha gelişmiş, daha aydın bir toplum olacağız.
Sayfa 75
Kültürel ve taklidi Müslümanlık yaygın ve çok zarar veriyor.
Sayfa 75
Reklam
Baskı, şiddet ve zorlama ne İslâmiyet'i yayabilir ne de bir grup insanın İslâm'la uyum içinde yaşamasını sağlayabilir. Zaten zorlama Allah'a götüren bir yol da olamaz. İnsanları Allah'a bağlanmaya ikna etmek için dobra dobra ve samimiyetle konuşmalıyız. Kaç kişi yapabiliyor bunu? Müslümanların büyük çoğunluğu beceremiyor.
Sayfa 75
Insanlar da koyun gibidir, çok da düşünmeden bir şekilde birbirlerini ya da toplumun genelini taklit ederler, dünyanın her yerinde de böyledir bu. Hiç kimsenin etkisi altında kalmadan kendi kararlarımızı şuurlu bir şekilde kendimiz verdiğimiz sürece ne oldu? Şayet yaşamın en önemli meseleleri için kullanmayacaksak, niçin akıl verildi o zaman bize?
Sayfa 73
Islam âleminin genelinde baskı kültürlerimiz, mahalle baskılarımız var. Batı dünyasında yeni Müslüman olanlar için üzülüyorum bir bakıma. Müslümanlık'ı kabul edenlerin çoğu İslâm'ın kucaklayan ruhunu tanımak yerine, orta doğu toplumlarının yaşadığı tahammülsüz kültürlerin ucubeli haline şahit oluyorlar hiç farkına varmadan. Islamiyet'i yaşadıkları falan yok onların, sadece kuru adetler, töreler ve anlaşılmaz sözler öğreniyorlar; hak dini tasvip edenlere Islam'ı nasıl öğretebilirler ki? Yaşantımızdan eksilen önemli ve değerli şeyler var ve biz bu boşlukları doldurmak için bazen yanlış kaynaklara çark ediyoruz. Müslüman toplumlar sahip oldukları inanç türleriyle eski kültürlerini evlendirmişler, bu halleriyle kendilerine bile yardım edemezler. Durum böyleyken başkalarına yardım etmeleri düşünülebilir mi hiç? Sorunun cevabı aşikar...
Sayfa 73
İslâm'a ait bir dünya yok, şu gidişata bakılırsa bir daha da hiç olmayacak herhalde. İslâmi ilkelerle kaynaşmış Arap, Türk ya da Pakistan v.b gibi ilkel kültürler var. Zamane Müslümanları İslam'ın yüz karası, Müslümanlık'ın ruhunu öyle çok kirletiyorlar ki, bazen Müslümanım diyesim bile gelmiyor.
Sayfa 72
Reklam
Böyle hoşgörüsüz toplumlar nasıl gelişiyor? Gerçekten istikrarlı bir Müslüman olmak dünyada büyük bir sorun şu anda, ne zaman kolay oldu ki zaten? Bazı güçlü kimseler dinin ulvi varlığını ve maneviyatın etkisini hayatlarımızdan çıkarıp atmak için iş başında ve amaçları uğruna çok sıkı çalışıyor, ellerinden geleni yapıyorlar. Hemen hemen dünyanın her yerinde var bu. Bir dinin kaideleriyle amel etmek, dini yaşamak büyük sıkıntı; hükümet dini destekliyor, savunuyorsa, o zaman daha da kötü! Sapı bizden keser oluyorlar.
Sayfa 72
İnsanlar bu maddeci dünyada ticaret sayesinde muhafaza ediyordu dengeyi. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanacak bir denge kaybı başka yerlere de yayılıp büyük oransızlıklara neden ola bilirdi.
Sayfa 61
"Kâinattaki tüm güzellikler, mükemmellikler,, ihtişam ve iyilikler O'nun özünden ve sıfatlarının eserlerinin nurlarından kaynaklandığına göre tek mutlak ve gerçek güzel Allah'tır."
Sayfa 51
"Allah'ı tanıyanlarsa, her şeyi ve hiçbir şeyi severler."
Sayfa 50
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.