En Eski Cumhuriyet Kazanımları kitaplarını, en eski Cumhuriyet Kazanımları sözleri ve alıntılarını, en eski Cumhuriyet Kazanımları yazarlarını, en eski Cumhuriyet Kazanımları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selçuklu Divanında Farsça kullanılması ve yazarlarla şairlerin eserlerini Farsça yazmaları halkın bilgi edinmesini ve merkezi yönetimin buyruklarını öğrenmesine olanak bırakmamıştı. Bu nedenle Selçuklu sultanına karşı ayaklanan Karamanoğlu Mehmed Bey, Konya'yı ele geçirdiğinde 13 Mayıs 1277'de, "Bundan böyle Divanda, dergahda, bârgahda, meclisde ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya" buyruğunu içeren bir ferman yayımlamıştı. Ne ki bu ferman Türkçenin bağımsızlığını sağlayamamış ve Beylikler döneminden sonra geçerliliğini yitirdiğinden, Türkçe 15. yüzyıl sonlarında yeniden Arapça ve Farsça karışımı Osmanlıcaya dönüşmüştü.
Sayfa 15 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Şehabettin Süleyman 1915'te dönemin tarih yazıcılığını şöyle eleştirmişti:
"Tarihsel geçmişin başlangıçları gerçek boyutlarıyla gösterilememiş, boş efsaneler ve hikayelerin yarı karanlık gölgesinde bozulup kalmıştır. Ne zaman biz bundan vazgeçeceğiz? Ne zaman biz gerçek nedenleriyle tarihimizi başlangıçtan bugüne kadar kemiren hastalıklar ve illetleri görecek, anlayacak, yalnızca olayları yazmaktan, duacılıktan, her girişimin nedenlerini bilinmezliğe bağlamaktan uzaklaşacağız."
Sayfa 24 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Çanakkale'de Anafartalar Cephesi Komutanı olarak yönettiği savaşları da Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe başlığıyla belgelemişti. Bunu yazarken tarih'in önemini şöyle dile getirmişti:
"Tarih, ne güzel aynadır. İnsanlar, bahusus (özellikle) ahlakta mütekamil (gelişmiş) olmayan kavimler en büyük mukaddesat karşısında bile hasis hissiyata tabi olmaktan men-i nefs edemiyor (kendini alıkoyamıyar). Tarihin sinesine geçen büyük hadisatta, bu hadiseler içinde âmil ve fail (etken ve özne) olanların etvar ve harekâtı onların ahlak seciyelerini ne bariz (belirgin) gösterir!"
Sayfa 27 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Bunların dışında Tuğrul Bey'in 1058'de Bağdat'a girişinden sonra Abbasi Halifesi El-Kaim ile ilişkilerini değerlendiren Atatürk, Halifeyi dini başkan olarak tanımasının Türk tarihi boyunca bazı sakıncalar doğurduğunu belirterek Hilafet ve laiklik sorununa yeni bir boyut getirmişti:
"Tuğrul Bey Halife'nin yanına girdi. Halife bir tahtta oturuyordu. Tuğrul başka bir taht üzerinde oturdu. Bir ferman okundu. Bu fermanla Halife, Tuğrul Bey'i bütün memleketin sahibi ve bütün Müslümanların yüksek hükümdarı ilan etti ...
Tuğrul zamanında İslam aleminin idaresi resmen Türklere verilmiş oluyordu. Bütün Müslüman dünyası bir kül (bütün) kabul ediliyordu. Tuğrul, dini riyaseti kabul etmedi, laik bir devlet reisi kalmayı tercih etti; unvanı Sultan-ı İslam oldu. Dini riyaseti Halifeye bıraktı. Bu dini riyasetin kaldırılmaması hatasının, sonraları bütün Türk tarihinde acı ve yıkıcı akisleri görülmüştür."
Sayfa 32 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Öyle ki 1970'li yılların bir Kültür Bakanı, Antalya'da, "Yunana ait olan buluntuları Yunanistan'a, Roma'ya ait olanları İtalya'ya verelim kurtulalım" önerisinde bulunmuştu.
Sayfa 39 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Dil devrimi çalışmaları İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde aynı hızla sürdürülmüştü. Türk aydınının, Türkçe yerine yabancı dilde sözcükler ve terimler kullanmak eğiliminde olduğunu sezinleyen İnönü, 26 Eylül 1941'de Dil Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda bu davranışın Türkçenin gelişmesini engellediğini vurgulayarak şunları belirtmişti:
"Eğer Türkler bilimin her dalında yabancı diller için çalıştıkları kadar kendi öz dilleri için emek çekselerdi, Türk dili çok zamandan beri eksikliklerinden tamamıyla kurtulmuş ve medeniyet dünyasının örnek bir dili olmuş bulunurdu. Aynı alışkanlık bugün de bizi kolayca elde edeceğimiz çok ilerleyişten alıkoymaktadır. Ulusa söz işittiren ve okutabilen her aydınımız, dil işinde bir tek yabancı kelimenin eksik olmasını, özenmeye değer bir zevk saysa, birçok sıkıntıyı hiç fark etmeden geçebiliriz."
Sayfa 62 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu