Dağ Çiçeklerim sözleri ve alıntılarını, Dağ Çiçeklerim kitap alıntılarını, Dağ Çiçeklerim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okula gelişinin üzerinden bir ay sonra, kırılan musluk yüzünden 2. Sınıf öğrencilerine öğretmen arkadaşları, yarın sabaha kadar yemek yememe cezası vermişler. “Genç çocuklara 24 saat açlık cezası verilir mi?” diye bu duruma karşı çıkmış. Arkadaşları “”Hep affettirin, hep affettirin. Biz hatır diyoruz, onlar da size güvenip yapmadıklarını bırakmıyorlar. Mektebi başımıza yıkacaklar” diye söyleyince, arkadaşlarına “yönetmelikte açlık cezası yoktur” demiş. Ne söylediyse, ne öğretmen arkadaşlarını ne de müdüre hanımı ikna edememiş. Fakat cezayı veren genç arkadaşını sonunda ikna ederek elini öğrencilere öptürmüş ve aşçıya saklattığı öğle yemeğini etütten sonra öğrencilere yedirmeyi başarmış.
"Kültürün aileye kadından girdiğini ve ancak bu yoldan gidildiği takdirde millet ve birliğimizi, dil beraberliğimizi sağlam temellere dayandırabileceğimizi tekrar etmeye hacet var mı?"
"Her ev de hükümetin, devletin bir çocuğudur.
Aile olmazsa hükümet olur mu?
Öyle ise hükümetler millete, millet ailelere, aileler insanlara dayanır. İnsanları bilgili olan devletler de zengin ve rahat yaşarlar."
"Hayat dalgaları arasında bunaldıkça düşünürüm: Bu büyük kıymetler bu akışa karşı koyamazsa... ben kim oluyorum? Sabırla karşılamak, dalgaların altına düşmemeye çalışarak doğru olduğuna inandığın yolda yürümek lazım."
Her ev de hükümetin,devletin bir çocuğudur.
Aile olmazsa millet olur mu?
Millet olmazsa hükümet olur mu? Öyle ise hükümetler millete,
millet ailelere,
aileler insanlara dayanır.
İnsanları bilgili olan devletlerde zengin ve rahat yaşarlar.
“Köy evlerinde ateşi söndürmezler, ocak lazım olduğu zaman kuru çalı çırpı ile uyandırıp meşe odunu koyarlar. Çünkü köyde kibrit denilen medeniyet alevciği yoktur.”
"Hiç ben seni ekmeksiz bırakırım? Bu gece uyumam, hamuru da ekşitir ekmeği de pişirir, yarın sana şafakla kavuştururam, hiç meraklanmıyasın. Anamdan irelisin , emret ki yapam!
Bir insanı kurtarmak ne güzel şeydi."
Kültürün aileye kadından girdiğini ve ancak bu yoldan gidildiği takdirde millet ve birliğimizi, dil beraberliğimizi sağlam temellere dayandırabileceğimizi tekrar etmeye hacet var mı?
Kültürün aileye kadından girdiğini ve ancak bu yoldan gidildiği takdirde millet ve birliğimizi, dil beraberliğimizi sağlam temellere dayandırabileceğimizi tekrar etmeye hacet var mı ?
"Atatürk, bu dağ köylerinde bütün yoksunlukların Türkçe bilmemekten ileri geldiğini söylemiş, bunu isyan sebeplerinden biri olarak görmüştü. Onun için Türkçenin bu köylere <<ana>> ile sokulmasını arzu etmişti."
Bir ara köye yaklaştık. Bütün yatılı durmuştu. Çocuklar bir şeyler kokluyor, derin derin içlerine çekiyorlardı. Yüzlerinde büyük özlem ifadeleri vardı. Sordum:
- Ne var çocuklar?
- Hoca hanım hele kokla... Köy kokuyor, diye gene koklayarak içlerine çekiyorlardı. Ben kokladım, is ve tezek kokusu...
Yüzümü buruşturmamaya dikkat ederek:
- Böyle mi kokar köy? diye sordum.
Birçok ağız:
- Hee, valla öyle.
Birisi de bir dana yakalamış getirdi. Hepsi hayvanın başına üşüştü, kimi gözlerini, kimi kulağını, başını, boynunu öperek hayvanı sevgiye boğdular. İçimden, bu hasretin azametine saygı duydum.
Bu etkiyle o bahar 125 kuruşa bir kuzu alarak çocukların hasretini gidermek için bahçeye saldım.