En Eski Dağ Kavmi Sözleri ve Alıntıları
En Eski Dağ Kavmi sözleri ve alıntılarını, en eski Dağ Kavmi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cesaretiniz, birbirinizle ve amansız bir tabiatla boğuşmanızdan, dürüstlüğünüzden de saflığınızdan, "nan û pîvaz" dışında bir şey bilmemenizden ileri geliyor.
Gece hep susarım nedense, baş ucuma bir tas su isteyebilir miyim?
Sarsılmaz bağlarla bağlı olduklarına inandıkları bir şeyler yok olmuştu birden, yok oluyorlardı!
"Kurmê darê ne ji darê be, zewalê darê tune."
(Ağacın kurdu kendinden değilse, ağaç zarar görmez.)
Otuzlu yılların ortalarında patlak veren "Sason isyanı"nın öyküleriyle geçti çocukluğum...
İnsanı en fazla gösteren dilidir, konuş ki seni göreyim...
Sayfa 154Kitabı okudu
Bu dağlarda biz ne baharlar gördük. Ne newrozlar gördük, yamaç bayır, her bir yanın al yeşil sarıya büründüğü, kızların başlarına pîvoktan taç yaptıkları, hem de örgüsüne kızıl gelincik tomurcuklarını kattıkları, ne bahar dilanlarını gördük biz...
Dino, bu kadar sevdiğin keklikten gayrı ırkına düşman başka bir canlı var mıdır, gösterebilir misin?
Her akşam aynı hüzün
yol gözler iki gözüm
Dış kapıda beklerim
Avucumun içinde yüzün
Sayfa 261Kitabı okudu
"Bu dünyada sırtını ya dünya malınca güçlü bir dosta ya da arkandan yol vermeyen bir dağa dayayacaksın."
Sayfa 202Kitabı okudu
Ağlamak duyguların suyudur. Korkudan olmamak kaydıyla ağlayan, ağlayabilen her insanda mutlaka iyi bir yan vardır.
Kafkaslı Kürt subay derdi ki, 'Ağlamayan insanın içi artan bir nefretle dolar.Ağlamak bir iç temizliğidir, öfkeyi siler...İnanmıyorsanız etrafınıza bakın da dediklerimin ne kadar doğru olduğunu görün.Siz asıl ağlamayan, ağlayamayan insandan, o tür kötülerden korkun" diyordu.
Her yan toprak kokuyordu, yağmur sonrası toprak...
Uzaklara baktı. Bitmez tren yolları sonunda yıllar önce ufukların ardında bıraktığı Xerzan dağlarını hatırladı. Oraya oturunca, yönü doğuya taraf düşünce hep hatırladı zaten; Xırbaq vadisini, kül olan evlerini....
Unutma kurmam, bir alim demiş, 'Her mücadele muvaffakiyetle sonuçlansaydı tarih diye bir ilim olmazdı.'
Sayfa 284Kitabı okudu
