EY ÖMÜR
Ey ömür, kaçıncı dirilişim bu benim
Ölü toprağını kaçıncı reddeşim?
İçimdeki bir serçenin intiharı,
İçimde bir kuş sürüsünün tabutunu taşıyorum
Neyin nesi bu gülibrişim?
Seni anlatamam yosun tutmuş bir duvara
Ki o yosunu yeşertecek tuzlu gözyaşımdır
Ey içimin abdalı
Ey yönünü şaşırmış mevsim rüzgârı
Dünyaya gülümseyen budala
Seni göğe yükselten benim kanatlarımdır.
Ey rügârıyla dalları titreten
Çiçekleri üşüten simli gece
Bir çoban kavalı yalnızlığa ne anlatabilir?
Hâlâ ölümün sınırında yaşamı arayanlar
Hâlâ ölümsüzlüğe inananlar
Yer altı ırmaklarından başka neyi duyabilir?
Ey dağlara ve sulara ölümü fısıldayan cüce
Ey insana ölümsüzlüğü yasaklayan,
Ey yakılan kitap
Tevrat'ın ortasında unutulan tufan
Söylenmemiş söz,
Yakılan kâğıt
Bize ne anlatabilir o antik zamandan?