Adalet olduğuna inandığın bir şey için yaşamını tehlikeye atıyorsun, sonunda da bitkilere gübre oluyorsun. Gerçekte ise adalet diye bir şey yok. Ne bugün ne de yarın. Senin hatırın için de yok.
Ufak dozlarda alınan arsenik, kahvaltıdan önce içilen bir yudum viski gibidir. Kusmamayı başarabilirsen kendini harika duyumsarsın. Eğer her gün kullanırsan, cildin çocuk poposu gibi düzgün olur, saçların da pırıl pırıl parlar...
"Bu lanet olası sabah vakti, kandaki alkol yüzdesini artırmakta daha önemli bir işin yok mu senin?"
Her zaman için daha önemli şeyler vardır, belki de hiç yoktur diye yanıtladım onu,
Sayfa 106 - Can Yayınevi, Çvr: İlknur ÖzdemirKitabı okudu
"Tamam." İçini çekti. "Öyleyse işi kabul ediyor musunuz?"
"Günde iki yüz mark artı masraflar."
"Hayırlı bir iş için özel fiyat uygulamak yok mu?"
"Uyguladım bile. Ben kendim hayırlı işim."
Daha sonraları, heceleri onun gibi yutmayan başkalarının da sözcüğü aynı biçimde telaffuz ettiklerine tanık oldum. Hani şu, profesör sözcüğünü profiterole çeviren ve müthiş nüktedan geçinen insanları kastediyorum.