En Beğenilen Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? Gönderileri
En Beğenilen Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? kitaplarını, en beğenilen Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? yazarlarını, en beğenilen Daha İyi Bir Türkiye İçin Hangi Fikri Yıkalım? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sanayi politikaları çok iyi tasarlanmış bile olsa başarının sırrı uygulamada yatıyor. Sanayi politikalarıyla kalıcı sonuçlar alabilmek uzun vadeli, istikrarlı ve tutarlı çabalara bağlı.
Dış Borçtan İhracata Dayalı Modele Neden Bir Sanayi Politikasına İhtiyacımız Var?
Göreceli üstünlüklerin rehber vazifesi görmeleri düşüncesi yıkılmalıdır. Devlet, kalkınma sürecini ateşlemek üzere zaten kazanan konumdaki sektörleri desteklemeyi değil; yeni-kazanan sektörler yaratmayı hedeflemelidir. Burada devlet, tarafsız ve görünmez hakem olarak değil; bilakis, aktif girişimci olarak çalışmalı; küresel ekonomik ve demokratik performansına bağlı olarak da denetlenmesi kurgulanmalıdır. Devlet, dağıtım ve bölüşüm anlayışını yıkmalıdır.
Prof. Dr. A. Erinç Yeldan - Üretkenlik Yorgunluğu İçindeki Türkiye İçin "Göreceli Üstünlükler" Kavramı Geçerli midir?
Bir ülkede gelişegelen sıkıntılar birden ortaya çıkmaz. Dün yaşayan kişilerin, onlar için "şimdi" olan bizim için dün olan vakitte sorunların gidişatını görmemeleri veya görememelerinden mütevellit bu sorunlar gelecek kuşaklara yani yarınlara özetle bizlere bırakılır. Ve bugün Türkiye'deki mevcut koşullar dün yapılanların bugüne yansımasıdır. Hiç kuşkunuz olmasın ki bizim "bugün" yaptıklarımız veya yapmadıklarımız gelecekte dün olacak ve büyüklerimizden devraldığımız bu koşulları daha kötü bir halde torunlarımıza ileteceğiz. Eğer dünyayı tanır ve nasıl döndüğünü anlarsak yani insanlığın ortak sıkıntılarını, tarım,hayvancılık, ekonomi, sosyokültürel yapıları ve yapımızı ve tarihi idrak edersek bununla yetinmeyip etkin politikalar eşliğinde tüm bu saydıklarıma bütüncül bir bakışla yaklaşırsak eğer, "şimdi" başlarsak işte o vakit gelecek bizim olacaktır. Ve işinin ehli kişilerle istişare yapılarak hazırlanan kitap ülkemizin mevcut sorunlarını ve bunun üstesinden, tez vakitte, nasıl gelineceğini /gelinmesi gerektiğini anlatır. Tüm söylediklerime binaen tez vakitte kitabın okunması ve kıymetinin anlaşılması temennimdir.
...insanoğlunun (ESG)
en büyük zaafına hitap eden şu sinsi romantizm hakikaten tarihin
baş düşmanı. Sanat ile bilimin farklı paradigmalara sahip olduğunu, hislerimize hitap edenin çoklukla aklımızı yaya bırakacağını görmek bu kadar mı zor.
Baya hoşuma gitti yoğunluk sebebiyle uzun sürede bitirdim ama öyle birbiriyle alakalı değil zaten sanayi tarım bilim gibi 6-7 ayrı başlıkta işin uzmanı kişilerin yazıları var tek seferde okumak zorunda değilsiniz merak ettiğiniz başlıkları ya da kişileri okuyabilirsiniz. Her alanda eksiklerimiz anlatılıyor ama eksikleri gidermenin de bi o kadar kolay olduğu söyleniyor normalde pozitif birisiyim ama benim çıkarımlarım kadarıyla o eksikler uzun süre daha gitmeyecek gibi duruyor dünya bir an dursa ve biz çalışsak 50 sene çalışsak yine yetişeceğimize öne geçeceğimize emin olamıyorum..
Ben Kime Yarar Ona Bakamam (ESG)
İlk olarak en basitinden başlayalım. Sosyal bilimlerin geneline uygulanabilecek en temel kural, sonuçtan nedene gidilemeyeceğidir. Zira tüm olgular belirli bir amaca doğru hizmet eden eyler değildir; dolayısıyla her sonucun önceden dizayn edilmiş sebepleri olduğunu düşünmek saçmadır. Teleoloji dediğimiz ve skora göre maç yorumu yapmaya benzeyen bu yaklaşımın birçoklarını komplo teorilerinin kucağına ittiği ve insanları indirgemeci, tek nedenci açıklamalara mahkum ettiğini hatırlatalım. Tarihin aksaklıklar, tesadüfler ve sakarlıkların ilmi olduğunu aklımızdan bir an bile çıkarmamalıyız. Eğer tarihte hata payı olmasa ve her şey büyük ve esrarengiz bir güç tarafından kontrol ediliyor olsaydı, muhtemelen halâ Roma İmparatorluğu'nda yaşıyor ve dünyayı yöneten lulia, Claudia, Aemilia gibi ailelerden bahsediyor olurduk. Kendi kaderciliğimizi ve yılgınlığımızı geçmiş olayları yorumlarken bir köşeye bırakmaktan baka çaremiz yok.