Dar Vakit Günleri
Mürsel SönmezEn Yeni Dar Vakit Günleri Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Dar Vakit Günleri sözleri ve alıntılarını, en yeni Dar Vakit Günleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Zamanın da bir mahluk" olduğunu bilmiyoruz. Ölümün bizi silkelemesi birkaç saat için ancak mümkün, sonrasında alışkanlıklarımıza devam ediyoruz. Hayatın can damarından uzakta kalarak ölümün egemenliğine çanak tutuyoruz.
Herkes bir şeylerden korkuyorsa, o halde "korkaklık" niçin bir aşağılama sıfatı oluyor? Doğru bulduğumuz korkular bizi yok oluşla tehdit ediyorsa, yok oluşa inanmadığımız zaman doğru korkularımız, yerli yerinde korkularımız, yersiz değil midir?
"Muîn-i zalimin dünyada erbab-ı denâettir
Köpektir zevk alır seyyâd-ı bi-inssafa hizmetten
...
Cihanda kendini her fertten alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de âr eyler melametten"
Hâlin sözü olmayan söz, zarar vericidir. Hâl ise müdrik olunca, hallenme aşamalarını gerçekleştirince elde edilebilen bir keyfiyettir.
"Haziranda ölmek zor" diyenin inadına, ölümü yokluk gören körün inadına, sevgiliye giderken o, cezbe dolu şiirler söylüyordu:
"Bulutlar güneş yüzünün nurundan saklanıyor
Perde o servi boylu nazlının yüzünden kalkıyor
Görüşme zamanı yakındır dostlar, müjdeler olsun
Kavuşma günü geliyor, hicran sona eriyor".
İnsanın her türlü resmî sıfattan uzak, çıplak yüreğiyle dinlemesi gereken bir sestir içinin sesi ve Yahya Kemal'in işaret ettiği sesi:
"Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu"
Sizden hiçbir şey istemeden size bir şeyler söyleyen, bir anlamıyla da veren insanları dinlememek akıl kârı mıdır? Bir gün sizde bir şeyler söylediğinizde karşınızdaki size aynı tavrı gösterirse ne olur, hiç düşünüyor musunuz?
"Dahilde muhtar, hariçte müttehid; hükümât-ı müttehide-i İslamiyye tahakkuk edecektir." Umut, ayağı yere basmayan bir iyimserlik değil; bilinç içinde, Kudret Sahibi'nden şartları yerine getirilen bir dileyiştir.
Açık ve net bir biçimde "Biz din ve dinin getirdiği yaşam tarzı ve kültüre karşıyız, bin yıllık tarihi görmek istemiyor ve ondan utanıyoruz, yüzümüzü Batı tarafındaki kıblemize çevireceğiz ve karşı çıkanların başını da ezeceğiz" diyemiyorlar.
Egemen güçler halka yönelik amansız tehditleriyle halkın yaşamını kabusa döndürdüğü gibi, kendi adamlarını da ikiyüzlülük kıskacında ezip duruyor.
Ortalıkta çarpılmış, yaralanmış, alınlarında aşk, coşku, inanç, bağlanma, özgürlük, emek yazılı insanlar var hâlâ.Ellerinde güçlü bir silah;"Umut" var.
Kendimizi savunduğumuz zaman daire tamamlanıyor ve savunduğumuz şeyler, sahiden savunduğumuz şeyler oluyor, isteklerimiz gerçekten istediklerimiz oluyor.
Aklı, yüreği ve elleriyle emek sarf edenlerin tıpkı kıyam eden, rükû eden ve secde edenler gibi oldukları kanısındayız.
Hazırlık yoğun bir emek veriştir.Emeğin göndere bir bayrak gibi çekileceği ülküsünü yüreğinde duyanların, emeksizce yarınlara yol alması olası değildir ve emeksizce ulaşılacak yarının bugünden farkı olmayacaktır.
İşte, bu bizim hikayemiz. Halk azgın bir fırtınanın ortasında sağa-sola kaçışıyordu. Ortalığı silip süpüren sel, insanları sürüklerken ele geçen bir tahta parçası, bir kırık kayık, bir taka kurtulabilmek için bir umut anlamı taşıyordu. Herkes telaş içinde su üstünde durabilen bir nesneye yapışarak kurtulmak istiyordu.