Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kanuni Devrinde İstanbul-Anadolu Mezopotamya

D'Aramon Seyahatnamesi

Jean Chesneau

En Eski D'Aramon Seyahatnamesi Sözleri ve Alıntıları

En Eski D'Aramon Seyahatnamesi sözleri ve alıntılarını, en eski D'Aramon Seyahatnamesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geceleri soyulmaktan korkmaya lüzum yoktur; zira değneğiyle bu yalnız adam, bir sürü okçusuyla gezen Paris'in gözetleme amirinden çok daha korkutucu ve tedirgin edicidir. Burada şehir o denli düzenli ve sükunet de o denli büyüktür ki, burayı görmeyen biri için bu neredeyse inanılmazdır. Bunlar, İstanbul şehrinde karşılaştığım ve hatırlanmaya en çok layık gördüğüm şeylerdir.
Ve bütün seyahat boyunca, mucize eseri, sayıları neredeyse bir milyon kişiyi bulan bu denli çok sayıda adamın birbirlerine kılıç yahut pala çektiğini görmedik. Aralarında bir mesele vuku bulduğunda, bunu küfürleşip yumruklaşarak yahut sopayla hallediyorlardı.
Reklam
Köylerde hırsızlık yapmamak ve parasını ödemeksizin hiçbir şey almamak konusunda Büyük Efendi'ye gösterdikleri büyük itaati es geçmek istemem; hatta bu konuya kendiliğinden çok özen gösteriyorlardı.
Jean Chesneau'nun raporunu tuttuğu Fransız Büyükelçisi D'Aramon'un gözünden Kanuni Sultan Süleyman'ın İran Seferi ve Erzurum: "Fırat Nehri'nin üzerindeki bir köprüden geçtik. Sonra Çoban Dede Köprüsü, Portaris ve Erzurum'a sekiz mil uzaklıkta olan tabii hamamlara [Ilıca] vardık. Erzurum şehri yakınlarındaki
Adı geçen İstanbul'da Bedesten [Kapalıçarşı] adını verdik­leri bir yer vardır. Burası, birbirine eşit mesafede dört kapısı bulunan yuvarlak büyük bir tapınağa benzer. Etrafında da altın ve gümüş sırmalı, ipek ve kadife kumaş dükkanları vardır. Burada her türden değerli şey satılmakla birlikte, özellikle de fakir Hıristiyan köleler satılır. Genci de yaşlı­sı da vardır, kadınlar kadar erkekler de bulunur. Hatta üç yaşında küçük çocuklar, simsarlar gibi bu işi meslek edin­miş kimseler tarafından ellerinden tutularak getirilir. Bunlar köleyi elinden tutup getirir ve fiyatının ne kadar olduğunu bağırarak onu sürekli bu adı geçen yer civarında dolaştırırlar ve onu en yüksek fiyatı teklif edene satarlar. Eğer bu bir kız yahut kadınsa, yüzünün üzerinde bir örtü bulunur ve onun için pazarlık eden herkes, örtüyü bir tarafından kaldırır ve kadının dişlerine ve ellerine bakarlar, yaşını, bakire olup olmadığını ve buna benzer başka şeyler sorarlar; tıpkı bir at söz konusuymuş gibi.
Akşamları herkes erkenden evine çekilir ve ne olursa olsun belli bir saatten sonra evlerinde ışık yakmaya cüret edemezler. Geceleri şehrin güvenliği için, sadece bir elinde değnek, diğer elinde yanan bir fenerle şehir içinde dolanıp duran tek bir adam vardır. Şehrin büyüklüğü doğrultusunda görevlendirildiği, kendisine buyrulmuş mahallede dolaşır. Bir gürültü duyduğu takdirde, ertesi gün bunu hakimlere bil­dirir ve onlar da derhal duruma müdahale ederler. Geceleri soyulmaktan korkmaya lüzum yoktur; zira değneğiyle bu yalnız adam, bir sürü okçusuyla gezen Paris'in gözetleme amirinden çok daha korkutucu ve tedirgin edicidir. Burada şehir o denli düzenli ve sükunet de o denli büyüktür ki, burayı görmeyen biri için bu neredeyse inanılmazdır. Bunlar, İstanbul şehrinde karşılaştığım ve hatırlanmaya en çok layık gördüğüm şeylerdir.
Reklam
lan böyle gösteri mi yapılır? sdsgsfs
Birkaç gün sonra buraya bir başkası daha geldi. Adam Mağripli ya da Tatar'dı. Bir tavuk yumurtasını kırmaksızın yutuyor ve on beş dakika-yarım saat sonra da yumurtayı tıpkı yutmuş olduğu gibi bütün halde makatından çıkarıyor­du. Ancak bu gösteri yahut esrarlı şey fazlasıyla yellenerek yapılıyordu. Hayatımda bu bayağı adam kadar gaz çıkaranı, yelleneni, gürüldeyeni görmedim.
d'aramon osmanlı ordusu ile irana sefere gidiyor.
6 Mayısta yola çıktık ve denizdeki boğaz boyunca yol alarak, Türkçede Maltepe denilen ve hazine dağı manasına gelen bir yerde konakladık. Söylendiğine göre, İstanbul'un eski imparatorları ellerindeki parayı burada saklarlarmış.
d'aramon osmanlı ordusu ile irana sefere gidiyor.
6 Mayısta yola çıktık ve denizdeki boğaz boyunca yol alarak, Türkçede Maltepe denilen ve hazine dağı manasına gelen bir yerde konakladık. Söylendiğine göre, İstanbul'un eski imparatorları ellerindeki parayı burada saklarlarmış.
Büyük Efendi'nin gitmekte olduğu Erzurum'a ilerledik ve Merzifon isimli güzel ve büyük bir kasabanın yakınlarında konakla­dık. Burası, çok güzel bir ovanın üzerinde kurulmuş birçok Hıristiyan Ermeni köyünün bulunduğu bir yerdi. Ayrıca çayırlık, verimli ve o ana değin karşılaştığımız en hoş yerdi.
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.