Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evrim Kuramı Bildiğimiz Her Şeyi Nasıl Alt Üst Etti?

Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı

Steve Stewart-Williams

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Evrenin, özel bir primat türünün üyelerini mutlu edecek şekilde işleyeceğinin garantisini veren bir doğa kanunu yoktur.
Sayfa 257Kitabı okudu
Reklam
Ateistler ne yardan geçer, ne serden: Tanrı'yı yok etmeye çalışıp, aynı zamanda ancak Tanrı'nın varlığının kabul edilmesi durumunda mantıklı olacak ahlaki kavramlara bağlanırlar. Burada asıl sorun, herkesin bunu yapacak olmamasıdır.
Mark Twain'e göre: Yaratılmış tüm canlılar arasında en iğrenç olanı [insandır]. Tüm canlılar arasında, kötü niyet barındıran tek canlıdır. ... Zalimce olduğunu bile bile, eğlence olsun diye acı çektiren tek yaratıktır insan.
Spencer aynı zamanda, hükümetten yardım geldiğinde, vergi ödeyen vatandaşların, gelecek nesillere "birçok düşman" bırakmak için gerekli olan yükü omuzlamaktan başka çaresinin olmadığını belirtmiştir. (Aslında vergi mükelleflerinin bir seçeneği vardır: Yükü taşımak veya hapse girmek.) Spencer'a göre serbest rekabet, insanlığı kemiren bu
Yaşamın herhangi bir anlamı veya amacı olduğunu düşünmek için hiçbir nedenimiz yok.
Reklam
Galton'a göre, türlerin genetik düşüşünün bir nedeni de, modern toplumlarda en fazla üreyen insanların en zeki, en çalışkan veya en bilinçli insanlar olmamasıdır. Bunun yerine, zeki olmayan insanlar, zeki insanlardan; tembeller çalışkanlardan; umursamaz insanlar ise bilinçli insanlardan daha fazla çocuk yapar. (Galton, çocuk yapmayarak kendi savını ispatlamıştır.) Galton, disjenik üreme olarak bilinen bu durumun, kontrol altına alınmadığı takdirde türümüzün bozulmasına, uygarlığın çökmesine yol açacağını öne sürmüştür. Soy ıslahının temel amaçlarından birisi, bunun olmasını önlemekti. Soy ıslahı, yirminci yüzyılın ilk yarısı boyunca daha güncel (ve bilimsel yönden daha özensiz) bir hal aldı ve birçok ülke soy ıslahı politikaları izledi. Suçlu ilan edilenlerin, zihinsel engellilerin veya akıl hastalarının kısırlaştırılması; evlilik yasaları ve sıkı göçmen politikalarının uygulanması, bunun sonucudur. Hitler'den önce, açık ara en kapsamlı soy ıslahı programı Amerika Birleşik Devletlerinde uygulanıyordu. Ancak, daha sonra bu akımı en uç noktaya taşıyan Naziler, "istenmeyen" binlerce insanı kısırlaştırarak veya katlederek, Avrupa'da bulunan Yahudileri ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Nazi programının korkunç eylemleri İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gözler önüne serildiğinde, soy ıslahına karşı büyük çaplı bir tepki doğdu. Bu konu artık entelektüel bir tabu durumundadır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.