Evrim Kuramı Bildiğimiz Her Şeyi Nasıl Alt Üst Etti?

Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı

Steve Stewart-Williams

Öne Çıkan Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı Gönderileri

Öne Çıkan Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı kitaplarını, öne çıkan Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı yazarlarını, öne çıkan Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Galton'a göre, türlerin genetik düşüşünün bir nedeni de, modern toplumlarda en fazla üreyen insanların en zeki, en çalışkan veya en bilinçli insanlar olmamasıdır. Bunun yerine, zeki olmayan insanlar, zeki insanlardan; tembeller çalışkanlardan; umursamaz insanlar ise bilinçli insanlardan daha fazla çocuk yapar. (Galton, çocuk yapmayarak kendi savını ispatlamıştır.) Galton, disjenik üreme olarak bilinen bu durumun, kontrol altına alınmadığı takdirde türümüzün bozulmasına, uygarlığın çökmesine yol açacağını öne sürmüştür. Soy ıslahının temel amaçlarından birisi, bunun olmasını önlemekti. Soy ıslahı, yirminci yüzyılın ilk yarısı boyunca daha güncel (ve bilimsel yönden daha özensiz) bir hal aldı ve birçok ülke soy ıslahı politikaları izledi. Suçlu ilan edilenlerin, zihinsel engellilerin veya akıl hastalarının kısırlaştırılması; evlilik yasaları ve sıkı göçmen politikalarının uygulanması, bunun sonucudur. Hitler'den önce, açık ara en kapsamlı soy ıslahı programı Amerika Birleşik Devletlerinde uygulanıyordu. Ancak, daha sonra bu akımı en uç noktaya taşıyan Naziler, "istenmeyen" binlerce insanı kısırlaştırarak veya katlederek, Avrupa'da bulunan Yahudileri ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Nazi programının korkunç eylemleri İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gözler önüne serildiğinde, soy ıslahına karşı büyük çaplı bir tepki doğdu. Bu konu artık entelektüel bir tabu durumundadır.
Cehennem insanları iyi hale getirmek için yeterliyse, polis ve hapishane gibi kurumlar sadece ateistler için gereklidir. Ancak böyle değildir. Aslında ateistlerin hapse atılma olasılığının inançlı insanlarınkinden daha düşük olduğunun öne sürüldüğü durumlar olsa da, bu savı destekleyen, yeterince iyi kontrol edilmiş bir araştırmaya rastlamadım. İkinci olarak, cennet ve cehenneme inandığı sanılan insanlar dahi, bu uzak olasılıklardan çok -ateistleri de ilgilendiren- toplum baskısı ve hapis cezası gibi dolaysız ödül ve cezalardan etkilenir. Üçüncü olarak ise, çok kötü olduğunu düşündüğümüz birçok insan, yaptığı şeyin doğru olduğuna inanır ve cehenneme gitme tehdidi bu kişileri durdurmaya yetmez. Tam tersine, cennet vaadi bu kişileri, geri kalanımızın kesinlikle yanlış bulduğu şeyleri yapmaya teşvik edebilir. Tipik bir örnek: 11 Eylül 2001'de yolcu uçaklarını kaçırıp, Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Pentagon'a saldıran İslamcı teröristler, yaptıklarının onurlu ve doğru olduğuna, kendilerinin ve sevdiklerinin cennetin apayrı güzellikte bir köşesine girmesini sağlayacağına gönülden inanıyordu. Önceki yüzyıllarda da din adına korkunç şeylerin yapıldığını biliyoruz: Haçlı Seferleri, Engizisyon, cadı olduğu düşünülen kişilerin yakılması gibi
Reklam
Kadınlarda ebeveynlik dürtüsünün erkeklerden daha güçlü olduğu savı bazen cinsiyetçi bir genelleme olarak görülür. Ancak, bu sav yalnızca söz konusu dürtüyü bulanık bir biçimde ele almamız durumunda cinsiyetçidir. Bu suçlama tersinden anlaşılabilir: Asıl cinsiyetçi olan, evrimcilerin (kadınların ebeveynlik dürtüsünü erkeklerden daha fazla taşıdığı) savını cinsiyetçi görenlerdir, çünkü kadınlarda erkeklerden daha fazla bulunan bir özelliği olumsuz olarak değerlendirirler. Böylece, erkeklere özgü özellikleri kadınlara özgü özelliklerden daha üstün tutarlar.
Birçok Sosyal Darwinci, güçsüzlere, hastalara ve fakirlere hükümetler tarafından yardım edilmesine, bu yardımların uzun vadede kimseye bir faydasının dokunmayacağını gerekçe göstererek karşı çıkmıştır. Resmi eğitim görmemiş, başına buyruk felsefeci Herbert Spencer'ın ortaya koyduğu gibi: "Kötülerin çoğalmasına yardımcı olmak, sonraki nesillere birçok düşman kazandırmakla aynı kapıya çıkar. Bireysel özgecilikte hiçbir sorun yoktur, fakat hiçbir işe yaramayan insanları toptan destekleyerek, toplumun kendini sürekli olarak arındırmasına yarayan doğal eleme sürecine bir son veren organize hayır işleri hoş görülemez."
Hitler şunları söylemiştir: "Doğanın kanununa uymaz ve daha güçlü olmanın verdiği hakka dayanarak kendi istediklerimizi dayatmazsak, bir gün gelir yine vahşi hayvanlara yem oluruz... Mücadele yoluyla, üst sınıf sürekli olarak yenilenir. Bu mücadelenin gerekçesi, en uygun olanın hayatta kalmasını sağlayan seçilim yasasıdır."
Dünya üzerinde evrim kuramının yaygın bir biçimde öğretildiği yerlerde görülen şiddet oranının, öğretilmediği yerlerde görülenden daha az olduğu anlaşılmıştır.
Reklam
Evren çok büyük ve çok eskidir. Bu açıdan, meydana gelme olasılığı yok denecek kadar az olan olaylar bile en az bir kere meydana gelebilir.
Sosyal Darwinci'nin, doğanın işleyişine uymamız gerektiği fikrinden kurtulması gerekir.
Adil olmak gerekirse, biraz daha etkin Sosyal Darwinciler (özellikle de Spencer), acımasız sosyal ve ekonomik uygulamaları haklı çıkarmak için Darwin'in kuramını kullanmaktan fazlasını yapmıştır. Evrim kuramını çeşitli anlamlarla lekeleyen ve bu yüzden savaşmamız gereken çıkarımlar bunlardır.
266 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.