Evrim Kuramı Bildiğimiz Her Şeyi Nasıl Alt Üst Etti?
Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı
Steve Stewart-WilliamsDarwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı Gönderileri
Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı kitaplarını, Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı sözleri ve alıntılarını, Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı yazarlarını, Darwin, Tanrı ve Yaşamın Anlamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Nobel Edebiyat Ödüllü Isaac Bashevis Singer'ın kısa öykülerinden birinde belirttiği gibi:
Türlerin en günahkârı olan insanlar, tüm yaratılışın baş tacı olduklarına kendilerini inandırdılar. Diğer tüm canlılar, sadece insana yiyecek ve deri sağlamak, eziyet görmek ve yok edilmek için yaratılmıştır. Onlara göre, tüm insanlar Nazi'dir. Dünya, hayvanlar için sonsuz bir Treblinka'dır [Nazi imha kampı].
Örneğin, ıstıraplı bir ölümcül hastalığa yakalanmış birisinin, bilinçli olarak ve böyle bir karara zorlanmaksızın ölme isteği duyması durumunda, ötenazinin kabul edilebilir bir eylem olduğuna karar verebiliriz.
İstemediğimiz halde hayatta kalmak zorunda mıyız? İnsanlar kendilerini öldürme hakkına sahip midir?
İnsanın üstünlüğünü kanıtlayan hiçbir savın ortadan kaldıramayacağı olgu şudur: Hayvanlar, acı çekme konusunda bize denktir.
—Peter Singer (2002b)
Evrim kuramı, insanların kendi eylemlerinden kesinlikle sorumlu tutulamayacağını veya insan davranışlarının kesinlikle değiştirilemeyeceğini veya iyileştirilemeyeceğini söylemez. Evrim kuramı, kısıtlanmamış kapitalizmin kabul edilebilir tek siyasi sistem olduğunu veya sosyal refahın ortadan kaldırılması gerektiğini öne sürmez. Son olarak, evrim kuramı, saldırganlık gibi istenmeyen özelliklerin, sadece doğal olduğu için kabul edilebileceğini iddia etmez.
Hayatta neye değer verdiğimize karar verdiğimizde, evrim kuramı hareketlerimize ve kararlarımıza yol gösterebilir. Ancak, bu kararı verene kadar, evrim kuramı ahlaki konularda etkisiz olmayı sürdürecektir.
Daha da önemlisi, doğal seçilim, kendisini ortaya çıkaran genlerin kopyalanma olasılığını artıran her özelliği bünyede tutar ve bunu o özelliği iyi veya çekici bulmamıza bakmaksızın yapar. Evrimsel yönden uyarlanabilir olan, bazen istediğimiz bir şey olmayabilir.
Genlerimizi seçemediğimiz gibi, doğduğumuzda veya yaşamımızın erken evrelerinde karşılaştığımız kültürü de seçemeyiz. Bu durumda, genlerimizin etkilerinden sorumlu tutulamıyorsak, diğer unsurların etkilerinden nasıl sorumlu tutulabiliriz?
Böylece, ortalama bir kadının ailevi konulara erkekten daha yatkın olması, kadınların erkeklerden daha aile odaklı olması (veya olmaması) gerektiği ve herhangi bir kadının, istemese dahi anne olması gerektiği anlamına gelmez.
Atalarımız yüzbinlerce yıl boyunca, akrabalığın yoğun olduğu ve çok az yabancının girdiği küçük topluluklar halinde yaşamıştır. Tür olarak epey iyiliksever olmamızın nedeni, evrimimizin büyük bir döneminin bu koşullarda geçmiş olması olabilir.