Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Demiryolu Çocukları

Edith Nesbit

Demiryolu Çocukları Sözleri ve Alıntıları

Demiryolu Çocukları sözleri ve alıntılarını, Demiryolu Çocukları kitap alıntılarını, Demiryolu Çocukları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peter bilmiş bir tavırla, "Güvercin mi bu! Ejderhalar mesaj taşımaz!" diye söylendi.
Sayfa 35 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
“-Çarlık döneminde kimse zenginler hakkında kötü bir şey söyleyemez, fakirleri mutlu edecek, durumlarını düzeltecek bir şey öneremezmiş. Eğer önerirse hapse gönderilirmiş. -Ama gönderemezler. İnsanlar yalnızca suç işlerlerse hapse gönderilirler. -Ya da hakimler suç işlediklerine kanaat getirirse…”
"...Karanlık umutsuzluğun utanmış bakışları... " "İnsanların sizi ne kadar sevdiğini bilmekten mutluluk duyacağınızı düşünmüştük. Hiç bu kadar kırılmamıştım. Hoşça kalın." "Şöyle bir düşününce niyetle, yapılan şeyin alakalı olması gerektiğini fark etmek çok da zor olmasa gerek."
Tanrı hikayenin bizim için nasıl en iyi sonuçlanacağını bilir
Sayfa 223
"Önemli olan ne yaptığın değil, niyetinin ne olduğudur."
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
"Her şeyin bir sonu vardır, yalnızca devam edersen varabilirsin."
Sayfa 204Kitabı okudu
Eğer bir adam kendine saygı duymuyorsa, kimseden saygı göremez. ....
Eğer bir adam kendine saygı duymuyorsa, kimseden saygı göremez.
Sayfa 168
Ben ikna oldum ^^
«Yarın sabah ilk işimiz iyi olmak,» dedi. «Neden şimdiden olmuyoruz?» «Şimdiden iyi olacak ne var, aptal?»
Reklam
Hem suçlu hem güçlü dedikleri bu olsa gerek ^^
«Bak hele» dedi. «Siz tepedeki üç Bacalarda oturan çocuklar değil misiniz? Üstünüz, başınız da iyi. Söyleyin bana, kim sizi bu yola iteledi? Siz hiç kiliseye gitmediniz mi? Kimse size ahlâk kurallarını öğretmedi mi? Hırsızlığın ne kötü şey olduğunu söylemedi mi?» «Ben bunun hırsızlık olduğunu düşünmedim.» dedi. «Emindim hırsızlık olmadığına. Eğer yığının dışından alırsam, belki hırsızlık olur diye düşündüm. Ama ortasından almak, madencilikti. Sizin bütün bu kömürü yakıp ortalara gelmeniz binlerce yıl ister.»
Fırın yandığı gün bir çiftlikevi mutfağına hiç girdiniz ve büyük hamur çömleğinin, kabarması için ateşe konduğunu gördünüz mü? Eğer gördünüzse ve o zamanlar her gördüğünüzle ilgilenecek kadar küçük idiyseniz, parmağınızı, dev bir mantar gibi çömlekte kıvrılmış yatan yumuşacık, yuvarlak hamurun içine sokmaktan kendinizi alamamışsınızdır. Hatırlayacağınız gibi, parmağınız hamurda bir çukur açmış, sonra yavaş yavaş bu çukur kaybolmuş ve hamur, parmağınızı sokmadan önceki görünümünü almıştır. Ama eliniz kirliyse, elbette hamurda küçük, siyah bir iz kalmıştır. İşte, babanın gidişi ve annenin mutsuzluğu karşısında çocukların duyguları da böyle olmuştu. Önceleri bu durum onları çok etkilemişse de, bu etki uzun süreli olmamıştı. Hiç unutmamakla birlikte, babanın yanlarında olmayışına, okula gitmemeye, anneyi pek az görmeye alışmışlardı.
Roberta ağlamaklı oldu. Hep bilirsiniz değil mi insanın burun kemiğinin sızladığı, gözkapaklarının batar gibi olduğu bu duyguyu.
Misafir söz konusu olunca ben ^^
«Keşke bizim de hendeğimiz ve inerkalkar köprümüz olsaydı,» dedi. «Kimsenin gelmesini istemediğimiz zamanlar kaldırıverirdik köprüyü. Gelemezlerdi.»
Bazen elimizdekilerin kıymetini kaybettiğimiz zaman anlıyoruz. Mutluluk gibi;
Onların çok mutlu olmaları gerektiğini düşünüyorsunuz elbette. Gerçekten de öyleydiler; ama, Edgecombe villasındaki bu çok güzel yaşantı sona erip de çok başka şartlar içinde yaşamak zorunda kalıncaya kadar bu mutluluğun büyüklüğünü anlayamadılar.
488 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.