Dersim'de yaşanan acılar, sürgünler, ölümler...
Nezahat Gündoğan ve Kazım Gündoğan'ın dönemle ilgili araştırma ve incelemelerinden oluşan bir kitap.
Daha çok dönemi yaşayanların yıllarca sustuktan, anlatamadıktan sonra anımsayabildiklerinden oluşan bir söyleşi, anılar derlemesi.
Henüz kitabın başında "isyan yoktu, yaşananlar bir katliamdı" söylemi yazarların tarafsızlığına gölge düşürüyor. Resmî tarihi tabii ki bir tarafa bırakalım ama Koçgiri, Şeyh Said, Koç Uşağı, Seyit Rıza ayaklanmalarını, Osmanlı'nın yıllarca bölgeye giremediğini, bölgenin feodal yapısını, aşiretlerin hakimiyetini ve bölgede özerk bir yapı oluşturma isteklerini de gözardı etmeyelim.
Sonuçta Osmanlı bitmiş, yeni bir devlet kurulmuş. Kurulan yeni devlet elbette egemen olmak isteyecek, kendisine karşı başkaldırıları cezalandırılacak. Ķeşke bu çatışmada sivil halka zarar verilmeyebilseydi. Ölümler, sürgünler, asimilasyonlar yaşanmasaydı. İsyan eden silahlı aşiretler yok edilip sivil halka güvenli bir ortam sağlansa ve köylerinde, kentlerinde yaşayabilselerdi. Ama olmamış, başaramamışlar.
Son olarak yaşananlar belgelere dayandırılmış deniyor ya. Ben birkaç belge dışında doyurucu bir şey göremedim. Yazılanların daha çok belgelendirilmesini ve bir kaynakçayla bitirilmesini isterdim. Sonuçta yaşananları birinci ağızdan okumak acı veriyor ama tarih yazacaksanız belgelere dayandırmalısınız. Yoksa yazdıklarınız söylenti olur, rivayet olur. Üzgünüm.