Devrimciler, yanlışlara ve adaletsizliğe karşı çıkarlar, doğruluğu överler ve hepsinden önemlisi, insan özgürlüğünün ölümsüz şarkısını söylerler tüm ülkelerin, tüm dillerin tüm zamanların şarkısını.
"Her şeyden önce, hatırlamamız gerekir ki politik dünyada sınıf düşmanlığının her çeşidi, ulusal refah için belki de bölge, ırk ya da din düşmanlığından çok daha kötü, çok daha yıkıcıdır."
"Onlar savaşçıdır, barıştan yana olan savaşçılar...Savaşmaktan korkmazlar. Amaçları kapitalizmin şu anda sahip olduğu çürümüş dünyayı kurtarıp küllerinden yeniden yaratmaktır."
"Yiyecek ve barınak temin etmek için insanlar bir şeyler satıyordu.Tüccar ayakkabı satıyordu,politikacı benliğini satıyordu ve halkın temsilcisi, istisnalarla tabii, kendisine duyulan güveni satıyordu, bu arada hemen hepsi şereflerini satıyorlardı.Kadınlarda, ister sokakta, ister kutsal evlilik bağları içinde olsun, etlerini satıyorlardı.Her şey, herkesin ya aldığı ya da sattığı bir maldı. Emekçinin satabileceği tek mal ise adaleleriydi. Emeğin serefinin hiçbir ödülü yoktu pazarda. Emeğin satabileceği sadece, ama sadece kasları vardı."
"Bezgin, sefil, geniş toplulukların kendiliğinden ve kararsız başkaldırması, acıdan doğan kör ve içgüdüsel bir tepkisi değildir. Tam tersine, halk henüz ayaklanmışken, propaganda düşünseldir ve hareket toplumsal evrin çizgisindeki ekonomik ve gereklilik üstüne kurulmuştur. Devrimci, toplumun kuyusunun dibindeki mezbahalarda açıklığa mahkum edilmiş ya da hastalık çeken değil, aslında sağlıklı, iyi beslenmiş, kendisi ve çocuklarını bekleyen mezbahayı görüp bu çöküşe tepki gösteren bir emekçidir."