Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İttihat ve Terakki'nin Bolşevik Teorisyeni: Parvus Efendi

Devrim Taciri

Winfried B. Scharlau

Devrim Taciri Sözleri ve Alıntıları

Devrim Taciri sözleri ve alıntılarını, Devrim Taciri kitap alıntılarını, Devrim Taciri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elinizdeki biyografi, İngiliz ve Alman iki tarihçinin ortak çalışması olarak hem İngilizce hem de Almanca kaleme alınmıştır. Yazarlar, tek bir kaynak metnin tercümesi olarak değil, bağımsız çalışmalar olarak değerlendirilmesini istedikleri her iki dildeki baskının sorumluluğunu birlikte üstlenmektedirler. Kitap, her iki yazarın da üyesi oldukları
Helphand 'Rusya’da Durum" adlı yazı dizisinde, Rusya’daki açlığı bir "rastlantı” değil, “uzun süreli kronik bir hastalık" olarak tanımlıyordu. Ona göre, seksenli yıllarda köylülerin sertlikten kurtulması Rusya'yı meta üreten bir ülke haline getirmişti ve şimdi basit meta üretiminden daha karmaşık meta üretimine geçiş yaşanıyordu. Proleterleşmiş köylü kitlesi, modern bir sanayinin inşa edilmesi için gerekli olan işgücü rezervini hızla sunacaktı. Şimdiye kadar çarlığın payandası olan yoksullaşmış köylülerin yerini gelecekte ekonomik gelişme nedeniyle mutlakıyetçi bir hükümet biçimini de kabul edebilecek liberal burjuvazi alacaktı. O nedenle Rusya’da burjuvazinin politik devrim yapmasını beklemek hayalden ibaretti. Gerçek özgürlüklere ihtiyacı olan ve bunu mücadeleyle elde edebilecek tek sınıf proletaryaydı.
Reklam
Liberal gazete RUS'un Sovyet’in ve demokratik parti temsilcilerinin yer alacağı devrimci bir hükümet kurma önerisini şiddetle reddetmişlerdi. İkisi de proletaryanın, bütün ülkede üretimi durdurmak için burjuvazinin desteğine muhtaç olmadığını, o nedenle de burjuvaziyle ittifaktan vazgeçebileceğine emindiler. Devrimin bu aşamasında politik işbirliği olanağının kalmadığı inanandaydılar. Onlara göre zafer geriye çekilerek değil, ileriye koşarak elde edilebilirdi. Akıllarında, Rusya’yı örnek alarak Rus proletaryasını “en yakın hedefle nihai hedef arasında kesintisiz bir devrimci zincir çekmek durumunda bırakacak Avrupa’nın kitle partileri vardı.
Parvus’un Die Neue Zeitdaki makalesi, yetenekli genç gazetecilerle ilgilenen Leipzigli sosyalist bir başyazarın dikkatini çekti. Sanatsal eğilimleri olan ve eksantrik kişilere büyük bir anlayışla yaklaşan Bruno Schönlank, Parvus’un üstün yeteneğinin kokusunu almıştı. Gazetesi Leipziger Volkszeitung'un tam da şimdi böyle bir yeteneğe ihtiyacı
Berlin’den çıkarılması Helphand’ı, iki yıl boyunca gezgin bir sosyalist öğrenci haline getirmişti. Sabit ikametgâhı olmaksızın Dresden, Leipzig ve Stuttgart arasında gidip geliyor, Almanya’da yaşananlarla çok ilgilenen Polonyalı arkadaşları Karski ve Luxemburg'un bulunduğu Münih ve Zürih arasında mekik dokuyordu
...Yoksul dış görünüşüne rağmen Helphand’ın, Alman yoldaşları üzerinde derin bir etki bıraktığı kesin. Eskimiş giysilerinin içinde olağanüstü geniş omuzları ve iri yapısı dikkat çekiyordu. Bacak boyu biraz kısa, kafası büyüktü. Saçlan dökülmeye başladığı için iyice genişleyen alnı ve kısa, bakımsız sakalıyla yabanıl ve tekin olmayan bir görüntü sergileyen bu adam, Michelangelo’nun eserlerini andırmaktaydı. Kautsky’nin çocuklarının Helphand yerine Dr. Fil demeleri, şekil bakımından son derece isabetlidir. Daha sonraları Viktor Naumann, Helphand'ı tarif ederken başının Sokrates'e benzediğini, vücudunun ise bir fili andırdığını söyler”. Vera Zasuliç ise sevgiyle “fok balığı” benzetmesini yapar. Rosa Luxemburg’un hitap şekli “şişman’’dır. Trotzky 1915’te bu tanımlara yenisini eklemiştir “Falstaff [Verdi'nin 1893’te bestelediği komik operanın kahramanı] böyle birinin orta sınıftan insanların kenti olan Stuttgart’ta ekzotik bir masal kahramanı olarak hayretle izlenmesi çok normal ve anlaşılırdır.
Reklam
Helphand, Zürih’ten Rusya’ya dönerken yanına aldığı kuşku ve sorulara, Basel'de, sosyalist literatürü ayrıntılı biçimde inceleyerek artık kesin çözüm ve yanıtlar bulmuştu. Kazakların “Haidamakrlerine hayranlık duyan bu romantik genç, Karl Marks’ın düşüncelerinin etkisi altında rasyonel ve moda sözcükle söylenecek olursa “bilimsel” sosyaliste dönüşmüştü. Net ve kapsamlı bir dünya görüşüne Marks’ın yardımıyla ulaştığı kesindi. Tarihin büyük sırlan basit sosyolojik vecizelere dönüşmüşlerdi. Sınıf mücadelesi düşüncesi, hem geçmişin hem geleceğin bilinmezlerini çözüyordu. Eski Narodnaja Wolya taraftarının kuşkuculuğu artık misyonerce bir gayretkeşlikle birleşen Marksist bir özgüvene dönüşmüştü. Basel'de okuduğu dönem, Marksist Helphand’ın doğuşu oldu.
Parvus bir Parvusistti, hem de tek Parvusist.
Parvus’un teorisyen yanının ilginçliği şimdi iyice görünmekte­dir. Düşünceleri dikkatle yorumlanırsa, onun radikal ya da re­vizyonist değil, hem radikal hem de revizyonist olduğu anlaşılır. Solda ya da sağda yer almadan iki tarafla da ilişki içindeydi. Devrimci eylemin, partinin bütün eğilimlerini kendi içinde bir­leştirmiş karmaşık ama mantıklı teorisyeniydi o. Parvus bir Parvusistti, hem de tek Parvusist.
İsviçre’ye ikinci gelişinde Rusya ile Batı Avrupa arasındaki farkı iyice anlamıştı. Batıdaki politik gelişmeye duyduğu hayranlık Rusya’ya acı duyarak bakmasına neden oluyor, çarlık ona her zamankinden daha despot, daha geri görünüyordu. Asyatik despotizmden başka ne sunabilirdi Rusya? Buna karşılık Batı Avrupa harekete geçmişti, burada esaslı
İnsanın en çok kendi memleketinin yazınına saygı duyması gerekir.
Rusya ile ilgili anılarından kabustan kaçarcasına uzaklaşmıştı. Kişiliğindeki bu değişimin ne anlama geldiğini, uzun yıllar mülteci hayatı yaşamasına rağmen ulusal gururunu yitirmemiş olan Georgi Plehanov ile bir karşılaşması anlatmaktadır. Helphand anılarında yer verecek kadar önemsemiştir bu karşılaşmayı. "O yıllarda bir kez G.V. Plehanov ile karşılaştım. Bana ‘Belinski hakkına yazmak istemez misiniz?’ diye sordu. Ama ben o sıralar işçi yasaları, devlet tekelleri vs. sorunlarıyla ilgileniyordum. Dolayısıyla ortaya attığı düşüncenin benim o sıralarda ilgilendiğim konularla ne kadar ters olduğuna dikkatini çektim . Beni "ya­zık" diye yanıtladıktan sonra 'biliyor musunuz? ’dedi 'insanın en çok kendi memleketinin yazınına saygı duyması gerekir."
Reklam
Parvus, ilkbaharda yeniden Almanya’ya döndüğünde, Petersburg'da devrim günlerinde oynağı rolün kendisine önemli bir popülarite sağladığını keyifle fark etti. Nihayetinde o, Almanya'da ancak romantik şarkılarda sözü edilen ama aslında herkesin gerçekleşmesinden ürktüğü kitlesel grevler, ordu içinde ayaklanmalar ve silahlı çatışmalarla
Georgy Gapon'un Komünistlerce öldürülmesi ironiktir.
22 Ocak Pazar günü, başını papaz Georgi Gapon’un çektiği yüzbin kişilik bir işçi kitlesi, Çar'dan anayasa ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini talep etmek için saraya yürüdü. Bu yürüyüş politik gösteriden çok kiliseye giden ayin alayına ben­ziyordu; göstericiler kırmızı bayraklar yerine aziz tasvirleri ve Çar Nikolay’ın resimlerini
Helphand’ın yazınsal üreti­mini saygıyla izleyen Rosa Luxemburg bile SAECHSISCHE ARBElTERZEITUNG'u “başıboş bir gazete”' olarak adlandırıyordu.Meslektaşları sergilediği eksantriklik ve ölçüsüzlük nedeniyle onu bol bol iğneleyip uyarsalar da, proleter okurlar, daha çok da partinin genç aydınları, bu yazılan coşkuyla takip ediyorlardı.
Plehanov fazla akademik, fazla “klasik" ve mağrurdu. Oysa genç Rus devrimci kuşağının baba-dost gibi gördüğü Pavel Borissoviç Akselrod’un rahat, titiz fakat özverili tavrından çok etkilenmişti. Narodnaya Volya’nın romantik kahramanı, eksantrik ama anaç bohem kişiliğiyle Vera Zasuliç’e de güven ve hayranlık duygusuyla bağlıydı. Çarlık rejiminin hapishanelerinden kaçma uzmanı olarak Leo Deutsch ise her duruma çare üretebilen, iyimserliği ve azmiyle ünlü eylem listesi kabarık bir devrimci Ülis olarak nam salmıştı. Helphand, eski kuşak liderlerin yanı sıra, daha sonraki yıllarda gerek Rus-Polonya, gerekse de Alman işçi hareketi üzerinde önemli etkilerde bulunacak bir grup Polonyalı öğrenciyle birlikteydi. Julian Marhelevski, Rosa Luxemburg, Leo Jogich ve Adolf YVarzaxski-Warza bu yıllarda, Julius Wolfun ekonomi politik dersi verdiği Zürih Üniversitesi’nde ekonomi politik okuyorlardı. Bunlar arasında özellikle, daha sonraları Karski kod ismini kullanacak olan Dr. Julian Marhelevski ve felsefe doktoru Rosa Luxemburg Helphand'ın hayatında önemli rol oynayacaklardı. Daha sonraki yıllarda sosyalist mücadelede içinde bir araya gelecek olan bu ateşli sosyalistlerin birliktelikleri, İsviçre'nin burjuva kentlerindeki ünlü üniversitelerde akademik öğrenim gördükleri sırada öğrenci arkadaşlığıyla başlamıştı
Korktuğu şey olmuştu: Yazar ve entelektüel.
...Seçmeci değerlendirmenin suçlusu büyük ölçüde Parvus’un kendisiydi. Çünkü evrimle devrimi birleştirmek isteyen devrimci gerçekçilik teorisi, bölük-pörçük, başını sonu olmayan kocaman bir taslak, büyük bir fikir olarak kalmıştı. Taşları bir türlü üst üste koyamayan Parvus’un düşünce ve planları, çağdaşlarının kesinlikle görmezden gelemeyeceği sayısız makale ve broşür içine dağılmıştı. Kurduğu sistemi toparlamayı ihmal eden Parvus, yaşamının son yılarında sözünü ettiği büyük eseri tamamlamaya da fırsat bulamadı. Dolayısıyla kendisini Peer Gynt’le kıyaslamakta son derece haklıdır. Teorisi, kitlelerin beyinlerinde yer edemediği için neredeyse hiçbir etki bırakmadan sönüp gitmiştir. Ordusu olmayan bir stratejisit olarak sonunda hayatı boyunca olmaktan korktuğu şey olmuştu: Yazar ve entelektüel
198 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.