Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İttihat ve Terakki'nin Bolşevik Teorisyeni: Parvus Efendi

Devrim Taciri

Winfried B. Scharlau

Devrim Taciri Sözleri ve Alıntıları

Devrim Taciri sözleri ve alıntılarını, Devrim Taciri kitap alıntılarını, Devrim Taciri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
....Parvus’un koruyucuları -hatta ortakları- politik iktidar çevrelerinden kimlerdi? Enver Paşa mı, Talat Paşa mı, daha sonra maliye bakanı olan Cavit Bey mi? Bunu kimse bilmiyor, zaten bu bilginin herhangi bir önemi de yok. Önemli olan Parvus'un iktidarın güçlü isimleriyle kurduğu yakın ilişkilerden yararlanmış olmasıydı.
Heinz Schurer’in edebi eserlere dayanarak kaleme aldığı denemesini bir yana bırakırsak, Parvus’un kişiliği üzerine bir araştırma bugüne kadar yayınlanmamıştır
Reklam
Kaleme aldığın bir gazete makalesi değil, bir insan hayatıdır
Parvus, Leo Deutsch ve Trotzky ile çektirdikleri bir fotoğrafı sürekli yanında taşır. Bu fotoğraf, St. Petersburg’ta o zamanlar moda olan bir fotoğraf atölyesinde çekilmiş olabilirdi. Üçü de son derece şık siyah takım elbise giymiş, kravat takmıştır, beyaz gömleklerinin yakalan kolalıdır; yüzlerinden özgüven, hoşnutluk ve politik önemlerinin gururu okunmaktadır. Oysa bu fotoğraf çarlık hapishanelerinden birinde çekilmiştir; olasılıkla gardiyanlardan biri tarafından. Parvus hapishaneye götürülürken ilginç bir olay yaşanır. Hapishaneye “üçüncü sınıf cenazeler için" kullanılan külüstür bir arabayla götürülmüş ve kendisine tek bir asker refakat etmişti, istese kesinlikle kaçabilirdi. Nöbetçiyi ekarte edebilir, gerektiğinde öldürebilirdi. Helphand’ın hapishaneye götürülürken kafasından bu düşünceler geçmiş, ama o kendisinin katil değil yazar olduğunu hatırlayarak kovmuştu kafasından bu düşünceleri. Kendisini şöyle uyarmıştı: “Dikkat et: Bu, kaleme aldığın bir gazete makalesi değil, bir insan hayatıdır"
Bkz: Julian Marchlewski
Karski savaş sürecinde Spartakistlerin çalışmalarına katıldı vc savaştan sonra 1919'da Lenin ile Pilsudski'ye aracılık etti. 1920 yazında Kızıl Ordu'nun Polonya'ya gi­rişinde Dşersinski ve Feliks Kon ile birlikte Bolşevik karşı hükümet kurdu Sovyetler Birliği'nde yüksek politik ve diplomatik görevlerde bulundu ve 1925de İtalya'da öldü.
Almanya ve İtalya’nın gerisine itilmiş Habsburg Hanedanlığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun varlığının sallanmaya başladığı Balkanlar’a dik­mişti gözünü. Gerek Avusturya, gerekse de Rusya oluşan boşlu­ğu kendi çıkarları doğrultusunda doldurmaya kararlılardı.
...O, Almanya’nın mezarını kazan, narodniklerin ahlakını bozan ve Avrupa’yı istila etmesi için Bolşevizm barajının kapaklarını açan Doğu-Yahudiliği’nin bayraktarı olarak lanetleniyordu.
Reklam
Göçmenlik, yasadışı ilişki, Gayrimeşru çocuk: Rezalet.
Parvus gibi bir kişiliğin sadece dostlarıyla değil, ailesiyle de sık sık sürtüşmeler yaşaması doğaldı. Helphand oldukça erken, bü­yük ihtimalle Almanya’ya geldikten kısa süre sonra evlenmişti. Wtirttembergli eski sosyalist muharip Wilhelm Keil ise anıların­da, genç mültecinin Stuttgart’ta birlikte yaşadığı bir ebeden söz eder... Helphand’ın kendi
...Gazetenin redaksiyonel yönetimi ve görüntüsü hususunda ise başarılı olduğu söylenemezdi. Dizginlenemez hareketliliği ve sert karakteri gazete yazarlarıyla çalışmasını hassas bir sorun ha­line getirmişti. Yazı işlerindeki çatışmalar bazen yaka-paça kav­galara kadar varıyordu. Durum giderek o kadar dayanılmaz bir hal aldı ki, evini yenim den Stuttgart'a taşıyan Helphand, gazetesi­nin sadece genel çizgisiyle ilgilenmeye başladı.Gazetenin görünüşü bile başyazarının karakterini yansıtmak­taydı. Parvus, Schönlank’tan modem bir gazetenin nasıl olması gerektiği hususunda öğrendiği herşeyi Dresten’de unutmuştu sanki. Okurlarına kısa ve net bilgiler, son derece kısa yorumla­rın eşlik ettiği aktüel haberler vermek yerine, çoğu kez baş say­fanın tamamını dolduran, bazen diğer sayfalara da taşan bitmez tükenmez yazı dizileriyle hırpalıyordu herkesi; öyle ki bu maka­leler çoğu kez bir broşür kadar kapsamlıydı. SAECHSISCHE ARBEITERZEITUNG, sanki Helphand’m sonu gelmez üretkenliğini göstermek için kurulmuş özel yayıneviydi.
22 Temmuz tarihli TASVİRİ EFKAR gazetesinde çıkan ve çok dikkat çeken makalede Parvus, savaş durumuna beceriyle uyum sağlayarak Avrupalılarla imzalanmış kapitülasyon sözleşmelerini ortadan kaldırma olanağını işliyordu'” Aynı dönemde, savaştan Merkezi Devletler’in, ya da Antant Devletleri’nin zaferle çıkmasının Türkler açısından doğuracağı sonuçları anlatan bir dizi broşür yayınlamıştı. Parvus Almanya'dan yana olduğunu saklamıyor, eğer zafer Merkezi Devletleri'nin olursa Türkiye’nin çok büyük politik yararlar elde edeceğini dikkatli cümlelerle ifade ediyordu.
Parvus ve Trotzky için liberalizmin, Sovyet’in izlediği politikaya karşı artan baskısı, burjuvazinin devrime ihanet etti­ğinin ve karşı-devrim saflarına geçtiğinin işaretiydi. Ancak bu durumu kendi güçleri oranında esnek karşılama ye­rine ikisi de sınıf mücadelesinin daha fazla force edilmesi için zorluyorlardı. Liberal gazete Rus'un
Reklam
Bebel, Helphand’ın yasa yapma yeteneğinden fazla etkilenmemişti. Dresden’de 1903’te yapılan parti kongresinde kendisinin de işgünü süresi­nin yasalarla tespit edilmesinden yana olduğunu, ancak bu ko­nuyla ilgili yasal hususlar çok karmaşık olduğu için, yasa tasarı­sını, konunun uzmanlarına, “Prusyalı müşavirlere” hazırlatmayı tercih ettiğini söyledi." Parvus’un sabrı taşmıştı artık. Devlet makamlarına riayet konusunda bu kadar titizlenmeyi, alçakgönüllülüğü ve politik ini­siyatif kullanma korkusunu anlaması mümkün değildi. Zapt edilemez bir öfkeyle Bebel’i uyardı. Böyle bir tutum “bütün parla­menter inisiyatif sorunlarında tam bir geri çekilme...” anlamına gelecekti. “Geriye sadece saf muhalefet kalıyordu." “Yönetmeye karşıtlık parti taktiğine yol gösterir hale gelmiş"ti. Parvus, sosyal-demokrasinin, 1891'de baskı yasalannın zincir­lerinden kurtulduğundan beri geliştirdiği ve Bebel'in aşağıdaki sözlerinde örnek ifadesini bulan ilerlemeciliğe karşı boş yere mücadele ediyordu:“Burjuva toplumu kendi mezarını öyle güçlü bir bi­çimde kazıyor ki, bizim yapmamız gereken tek şey onun ellerinden düşmekte olan iktidarı alacağımız za­manı beklemektir>”.
Marks onun için bir otorite değil, bir hoca ve rehberdi. Marksizm, öncelikle bir bilimsel araştırma metodu, daha sonra da dogmatik bir düşünce yapısıydı.
Rosa Luxemburg'un Parvus'a yazdığı kayıp mektuplar...
Parvus'la Rosa Luxemburg yıllarca mektuplaştılar. Karl Kautsky 1919 yılında Parvus'a karşı yürütülen bir kampanya esnasında, Luxemburg'un otoritesinden de yararlandığında, Parvus, Rosa'nın kendisine yazdığı mektupları yayınlamayı düşündüğünü bildirdi. Oldukça zengin olduğu düşünülen bu mektuplar Helphand'ın ölümünden sonra bulunamamıştır, mektupların akıbeti bugüne kadar bilinmemektedir
Hayda+mak: Ukraynacaya girmiş Türkçe bir kelimedir.
Rus liselerinde Çemişevski veya Mihailovski okutulmadığı için, bir çok yaşıtı gibi bu yazarlara kendi çabasıyla ulaşmak zorunda kalan Helphand’ın, gençliğinde okuduğu yazarları sayarken, kendisini, sınıf mücadelesiyle, Ukraynalı milliyetçi özgürlük şairi Şevçenko’nun tanıştırdığını söylemesi çok şaşırtıcıdır. Helphand için sınıf mücadelesi kavramının tamamen romantik bir anlamı olduğu kesin, zira sınıf mücadelesini, 18. yüzyılda Dinyeper bölgesinde, Polonya hakimiyetine karşı harekete geçen köylüler ve kazakların isyanı “Haidamaki” ile birleştirdiği anlaşılmaktadır. “Haidamaki”ye duyduğu hayranlık, genç Helphand'm Ukrayna geleneğine ödediği haraçtı adet
Helphand’ın yazınsal üreti­mini saygıyla izleyen Rosa Luxemburg bile SAECHSISCHE ARBElTERZEITUNG'u “başıboş bir gazete”' olarak adlandırıyordu.Meslektaşları sergilediği eksantriklik ve ölçüsüzlük nedeniyle onu bol bol iğneleyip uyarsalar da, proleter okurlar, daha çok da partinin genç aydınları, bu yazılan coşkuyla takip ediyorlardı.
198 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.