Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Devrim Yazıları

Kolektif

Devrim Yazıları Gönderileri

Devrim Yazıları kitaplarını, Devrim Yazıları sözleri ve alıntılarını, Devrim Yazıları yazarlarını, Devrim Yazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benden uzak durun, Hepiniz ihanet ediyorsunuz.
hepsinin kökeni özel mülkiyet
Bu yeni devletle neler neler kalkmayacak ortadan: Sınırlar, çitler, duvarlar, kapı kilitleri, kavgalar, davalar, hırsızlık, adam öldürmeler, bütün cinayetler; mahkemeler, cezaevleri, idam sehpaları, işkenceler, bütün bu belaların yarattığı umutsuzluk; kıskançlık, gözü doymazlık, kendini beğenmişlik, aldatmacalar, iki yüzlülükler ve bütün ahlaksızlıklar; ve hele belaların belası, durmadan içimizi kemiren o kurt, o yarın, gelecek ay, gelecek yıl ne olacağımız kaygısı, yaşlanınca ne olacağımız, çocuklarımız, çocuklarımızın çocuklarının ne olacağı kaygısı.
Reklam
herkesten yeteneğine göre herkese ihtiyacı kadar
Kim düşünebilir ki, kendisi ve çocukları için hiçbir şeyden yoksun kalmama güvenliği insanları yeterince çalışmaya zorlamaz. Siz aylaklığı koruyorsunuz diye bize çatıyorlar. Bizim yaptığımız aylaklığı ortadan kaldırmanın ta kendisi iken, nasıl söyleyebilirler bize bunu? Bizim bütün ürünleri dağıtmadaki eşitliğimiz herkesin beden ve zekası ölçüsünde çalışma eşitliği şartına sıkı sıkıya bağlıdır. Toplumun temel ilkelerinden biri, almaya hak kazanmak için işbirliğine katılmak olduğuna göre, bu toplumda aylak oturmanın yeri yoktur.
hala tartışıyorlar
Mesleğimde birçok insanın yaptığı işi yapacak bir makine bulundu diye telaş mı edeceğim? Hayır. Çünkü, bir makinenin bulunması hiç bir kötü sonuç vermeyecek. Topluluğa zaman kazandıracak, dolayısiyle, yorgunluğu azaltacak. Makinenin serbest bıraktığı kol gücü başka işte kullanılacak ve kimsenin aç kalmasına yol açmayacak.
Bakıyorum, keten kenevir yetiştirenlerin, gerek dokuma maddelerini, gerek yün, gerek ipeği kullanılacak hale getirenlerin, onları örenlerin, bez kumaş dokuyanların, deri işinde çalışanların, kundura yapanların hemen hepsi gömleksiz, elbisesiz, ayakkabısız. Yine bakıyorum, mobilya, araç, gereç, kapkacak işlerinde kol gücüyle çalışanların hepsi hemen her şeyden yoksun...
Eski baskı, kör ve boş inançlar rejimini sadece törpülemek, bir devrimin kazançlarını tehlikeye atmaktır. Bunları kökünden yok etmediniz mi, yeniden başımıza bela olurlar.
Reklam
Biz kendi kendimize hiçbir şey yapamazmışız, başımızda her zaman, yöneticiler bulunmalıymış! Böylesine pısırık bir inanç uzak olsun bizden. Yöneticiler yalnız yönetici kalmak için devrim yaparlar. Bizse, gerçek demokrasi yoluyla halkın mutluluğunu sağlamak için devrim yapmak istiyoruz...Kendiliğinizden ve tek başınıza bir şey yapamayacağınız yanlıştır. Büyük işleri, halka yaraşır işleri, yalnız halk yapabilir... Kurtarıcılarınızı içinizden başka yerde aramayın. Kendinizinkinden başka bayrak tanımayın.
babeuf/halk kendini kurtaracaktırKitabı okudu
Sonra kalkıp iç savaştan söz ediyorsunuz... Sanki iç savaş yokmuş gibi! Sanki zenginlerin yoksullara karşı savaşı savaşların en insafsızı değilmiş gibi! Hele birincilerin tepeden tırnağa silahlı, öbürlerinin ise korunmadan yoksun oldukları bir zamanda. Sizler iç savaş istemiyorsunuz! ve bunun için de çıplak halkın sabrıyla açlıktan, soğuktan ölmesini istiyorsunuz... olur mu öyle şey! Ona bütün savaşları verin daha iyi. Gitsin eşit silahlarla gözünü oyanlara meydan okusun! . . .
devrimci durum
Bir halk niçin devrim yapar? Çünkü, kötülük yuvası kurumlar toplumun en iyi kaynaklarını tüketmiştir; yararlı üyelerinin büyük çoğunluğu eski durumlarında kalamaz olmuşlardır. Toplumun bu durumda rahatı kaçar, değişmek gereğini duyar, ayaklanır...
Biz devrimi yeniden ve gerçekten yapmak istiyoruz diye, bize anarşist, fesatçı, bozguncu diyorlar. ...Bu bayların düzen dedikleri, bir bakıma düzensizliğin ta kendisidir. Bence düzensizlik halkın küçük bir azınlığını nimetlere boğup, koca çoğunluğunu açlıktan öldürmektir; bozguncular da, böyle bir düzeni korumaya ve sürdürmeye çalışanlardır. Bana göre, düzen bunun tam karşıtı bir düzendir, ...Ama sarayların, şatoların, konakların sözlüğü böyledir işte. Bu sözlükteki deyimlerin anlamı kulübelerdekinin tersidir her zaman...
Reklam
Kısaca, yoksulun eğitimi ile kendi eğitiminiz arasındaki karşıtlıktan faydalanarak yoksulu daha da yoksul yapmayı başardınız ve kendinize öylesine katı ve insafsız bir yürek yoğurdunuz ki, sizler gereksiz şeyler ve hazlar içinde yüzerken, açlıktan ölen benzerlerinizi rahat rahat seyredebildiniz.
babeuf/eğitimKitabı okudu
-Babeuf, eşine az rastlanır bir aydınlıkla görmüştür ki, burjuvazi bir yandan eski düzenin yeniden kurulması, öbür yandan halkın ayaklanması korkusu içinde, kendini bir Bonaparte'ın kollarına atacaktır.- ...bütün partiler telaş içinde ve her birisinde bıçak öylesine kemiğe dayanmış ki, her birinin içten içe, işi, yumruk kavgasına dökmek istemeleri olanaksız değildir. Halk öylesine mutsuz ki, bütün çektiklerinin kaynağı saydığı borsa dalavereleriyle kendisini sömüren sınıfla boy ölçüşme fırsatını elden kaçırmaz elbet. Zenginler ezdikleri çoğunluğun kendilerinden ne denli nefret ettiğini sezinliyorlar: Bu, onları sans-culotteları yumuşatacak, dizginleyecek ve ürkütecek bir fırsatı özlemeye sürüklüyor; istiyorlar ki, sans-culotte'lar boyunduruk altına alınıp bir baş belası olmaktan çıksın. Ellerinden gelse, o sevgili krallık tahtının yeniden kurulmasını da isteyecekler, o tahtın gölgesinde o canım efendi - uşak düzenini daha sağlam temellere dayayacaklar. Eğer hükümet halk adamlarıyla anlaşsa ve halkın haklarını sağlasaydı, kralcıların başkaldırmasından korkmazlardı artık... Bu durum, Directoire hükümetini şu avuntuya kadar götürmüştür: Askerlerimiz bizi korur. Ama yönetimi askerlerin eline verecek duruma mı düştük şimdi?
babeuf/burjuvaziye bir kurtarıcı gerekKitabı okudu
Devrim yapmanın ne demek olduğunu kaç kez söyledik. Devrim yapmak, uygun görmediğimiz bir düzeni yıkmak, bozmak ve yerine daha iyisini koymak üzere ayaklanmaktır. Değersiz olan her şey yıkılmadıkça ve değerli saydığımız her şey sağlam temellere oturmadıkça halk için yeterince devrim yapıldığını kabul edemem
Açıkça ortaya çıkar ki, büyük çoğunluğun yoksun olduğu şeyler, bol bol ve gereksizce küçük bir azınlığın elindedir. Bu küçük azınlık, devlet içinde kapıp kaçan, löpçü, sömürücü bir efendiler sınıfı kurar.
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.