Tam olarak görünmez çektikleri…
Korkuları…
Ama neyse ki o evlere…
O hayatlara…
Aynı hayat kadar…
Aynı yaşamak kadar kırmızı olan bir serinlik, bir ferahlık akar, girer bazen…
Bir düğünle, bir doğumla, okulda alınan iyi bir not, iyi bir karneyle…
Kendilerine yetecek kadar bir hasatla…
Babanın nihayet bulduğu işten dönüşte getirdiği esvapla…
Aynı bici bici küplerinin üzerine dökülen çilek tadındaki kar, şekerli kırmızı kar gibi.
Doğu’ nun, Güneydoğu’ nun çocukları: Bu kadar mı benzemezler onlar bu yoksulluğa mahkum edenlere?
Bu kadar mı güzeldir çocuklar.