Şüphesiz ki bu din, insan hayatını düzenlemek için konulmuş ilahi bir sistemdir. Onun, insan hayatında gerçekleşmesi süreci, insanlığın kendini dine teslim ettiği noktadan başlar. Bu metod onu, gayreti oranında yolun sonuna kadar götürür.
İslam sisteminin gerçek teminatı Müslüman'ın vicdanında gizlidir ve onun imanından doğar, hayat bulur. Müslüman, bu dine gerçekten iman ettiğinin farkına vardığı zaman teminatların en güçlüsüne sahip olur.
İslam ahlakı, ancak yapıcı bir kuvvet, sürekli gelişmeye sevk eden bir harekettir, hareket ve bu hareketle kişiliği gerçekleştirmeye yönelten bir atılımdır.
Bugün insanlık bir uçurumun kenarındadır; dehşetle, tereddüt, hayret ve ızdırapla karşı karşıyadır. Afyon, esrar, alkollü içkiler, cinnet derecesindeki hız, ahmakça ölümlere koşuş ve daha nice gülünç "modalar"a sığınmakla içinde bulunduğu ruh halinden kaçıp kurtulmaya çalışıyor. Üstelik bunca maddî refaha, bol üretime, kolaylaşan hayata ve önemli miktardaki boş zamana rağmen. Aksine maddî refah ve uygarlık kolaylıkları arttıkça dehşet, tereddüt ve şaşkınlık hali de yoğun bir biçimde artmaktadır.