Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dinler Tarihi

Ali Şeriati

Dinler Tarihi Gönderileri

Dinler Tarihi kitaplarını, Dinler Tarihi sözleri ve alıntılarını, Dinler Tarihi yazarlarını, Dinler Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onlardan biri bana Şöyle diyordu:
“Siz yabancı ülkelere gittiniz, oralarda da bizim bu Hacı Ağa’yı konuşuyorlar mı?” Ondan bahsediyorlar mı? Bu adamın gözünde dünya, ortasinda Hacı Ağanın bulunduğu büyük bir saraydan ibarettir; yukarıda da Hacı Ağanın Allah’i vardır.
Fiilen dinsizlik tarihini ele aldıktan sonra dinler tarihine ulasalim.
Reklam
Tahammül edelim. Geçmiste heyecan, tahrik, telkin gerektiyse bile, artık yeter. Tanımayı düşünmek gerekir. Eger sadece şuursuz bir iman yeterli olsaydı, beşyüzmilyon müslümanla bir şeyler yapılmış olması gerekirdi. Mucizevârî İşler yapan iman, tanimaktan sonra gelir.
Dünyanın gurbeti, insanın yalnızlığı, alın yazısının karanlığı, hayatın boşluğu, ruhun isyanı, felsefî karamsarlık, fikri ümitsizlik, hakikatın belli olmayışı yoktur.
Bu tarz hayatta, böylesi bir dünyada ‘bilmiyorum’ diye bir şey yoktur; şüphe, müphemlik perişanlık yoktur.
Reklam
Kültürümüz dinî kültürdür. Yunan kültürü veya Roma kültürü degil ki, dinî olmayan bir kültür olsun veya daha çok felsefî bir kültürdür denilebilsin. Millî veya laik değildir, dinîdir. Onu da geçin; şimdiki toplumumuz, sosyal ilişkileri, gelenekleri, düsünce tarzlari, kültürel konumu, vicdan ve ruhuyla yüzde yüz dinîdir.
Biz aydınlar veya bu toplumun eğitimli insanları tek başına sosyal bir grup değiliz. Aydınların en büyük hatalarından birisi, kendilerini toplumun özel bir grubu, kesimi veya sınıfı olarak görmeleridir. Bu “entellektüelin alinasyonu”dur. Bu mesele, ondukuzuncu asırdaki bilimsel felsefe ve bilimsel sosyalizmde sözkonusu edildi. Eğitim gören insanın, yavaş yavaş kitapların, bilgilerin, araştırma yaptığı konunun içine oldukça fazla dalmasi ve batması mümkündü. Ilmî, edebî, dinî ve felsefî konularda çok titizleşiyor; olaylardan, gerçekler dünyasından, halkının ve toplumunun günlük hayatından uzaklaşıyor, onlara yabancılaşıyordu. Aydın, kendisini toplum ve zamandan soyutlanmış, ayrılmış bİr grup olarak hissediyordu. Bu ise, entellektüelliğin bir hatası ve hastalığının sonucudur.
Din fenomeni öyle bir sekilde ortaya çıkmıştır ki, bir grup dindardır ama sahip olduklarıyla yetiniyor, onunla amel ediyor. Bir grup ise dindar değildir; fakat gerçek hassasiyetlerin, hedeflerin, dertlerin, eziyetlerin peşindedir, onlarla mesgul oluyor. Bununla beraber din meselesinin bu şekilde ortaya konulmasının, bu zaman için ne faydası vardır? Öncelikle yanlış anlaşılmanın aksine, var olan şeyin, doğru tasavvur edilmesi gerekir.
Reklam
Doğmatik Olma..!
Dürüst insan, kendine özgü bir dine ve ideolojiye inandığı halde, kendisine aykırı olan görüşleri, hatta dinleri bile tanıtma ve araştırma aşamasında o görüşe muhalif değilmiş gibi ortaya koyan İnsandır.
983 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.