Dış Kapının Mandalı kitaplarını, Dış Kapının Mandalı sözleri ve alıntılarını, Dış Kapının Mandalı yazarlarını, Dış Kapının Mandalı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arzu Uçar, ilk kitabı Dış Kapının Mandalı ile 2015 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'nü kazanmış.Genç öykücülerin, ilk kitaplarını okumak ayrı bir zevk veriyor bana.Dokuz öyküden oluşan kitapta, ilk öykü olan Perihan, ortalarda yer alan Nokta ve son öykü olan Dış Kapının Mandalı birbirini tamamlar nitelikte.Aynı şekilde Perihan öyküsündeki Kabataşlı Hasan karakteri Soba öyküsünde tekrar karşımıza çıkıyor.Öykülerin doğası gereği okuyucunun öyküye katılımını sağlayan,öykünün devamını kurgulama olayını sevsem de, kahramanların daha sonra başlarına neler geldiğini görmek de hoş oluyor. Yolu açık olsun Arzu Uçar'ın...
“O Nokta’yı görmemişti, çünkü Nokta henüz noktalığını koruyordu. Ancak Nokta olduğunu unuttuğu zaman tam olarak çıkacaktı Nokta’lıktan. Uzun zamandır buradaydı, cümlenin bittiği yerde. Yeniden cümlenin ortasındaki yükseliş anına dönmek kolay olmayacaktı."
syf 49 Nokta-Dış Kapının Mandalı
Bir insan niye eskitilmiş bir şeye para veriyordu ki? Çünkü hemen âşık olmuştu, çünkü kızıl saçlarını açıp çıplak omuzlarına bıraktığında aklı başından gidiyordu. Çünkü buğday rengi teni, incecik bir beli, kenarlarını göz kalemiyle siyaha boyadığı ela gözleri vardı.
Aslında geçiyor, bugün son gün. Aşk acısı çekip dibe vurmanın süresi, aldığım sağlık raporu kadar. Bir hafta. Yarın, normal insanlar gibi işe gidecek, toplantılara girecek, beyli hanımlı konuşmalar yapacağım.
Yüzümde acılı bir gülümsemeyle kapıya yaslanıp baktım salona. "Bir ilişkinin enkazı." Şimdi beni bu halimle, gidişinin yarattığı dağınıklığa şiirsel laflar ederken görse etkilenir miydi acaba?
Sobanın başında dikilip, deliğinden gözüken kırmızılığı seyrederek sigarasından derin bir nefes çekti. Zihninde, siyah renk takım elbisesiyle büyük bir evin kırmızıya boyalı dış kapısının önünde durmuş, oynayan çocukları seyrederek keyifle sigarasını tüttüren gamsız bir gencin fotoğrafı vardı.
Aynı onun çocukluğuymuşum. Ben de ona çekmişim. Hele o uzun kıvrık kirpiklerimiz, bal rengi gözlerimiz. Kopyasıymışım resmen. Ben m bunun kopyasıydım? Onun düzgünce toplanmış parlak saçları, tertemiz tırnaklı elleri vardı, zeytini çatala batırıp yiyordu.
-Öpsene annecim, teyzenin elini.
Öptüğüm eli yumuşacıktı, garibime gitti. Diğer elinde anneminki gibi altın yüzük vardı. Omuzlarımdan tutup yüzüme bakınca, sümüğüm akıyormuş gibi geldi bana, elimi burnuma sürttüm.
farklı karakterlerin anlatıldığı öykülerden oluşan dış kapının mandalı deyiminin içinde geçen bir öykünün ismi olma dışında her öyküde o hissiyatı vermiş olan ödüllü bir kitap.kitap bittiğinde bende yarattığı duygu ise aslında dış kapının mandalı olarak gördüğümüz insanların hayatımızı aslından ne kadarda farklı yönde etkilediği...
'Bir şeyler insandan eşyaya, eşyadan insana geçip duruyordu. Sadece kendimize ait zannettiğimiz en karanlık kâbuslarımız bile birilerinin gerçeğinde var oluyordu.'