Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Politika ve Estetik Üzerine

Dissensus

Jacques Ranciere

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Cumhuriyetçi teori, bırakın herhangi bir toplumsal veya kültürel farklılığın söz konusu otorite ve evrenselliğe el uzatmasını, çokkültürcülüğün ve pozitif ayrımcılığın tüm biçimlerine karşı çıkar.
İster ölmüş ister hayatta olsunlar, çağımızda dissensusu düşünmekle ilgilenen diğer yazarların neredeyse hepsi tek bir konsensus fikrini paylaşıyor ve onun politik çehresine aynı adı veriyorlar; demokrasi. Arendt ve Lyotard gibi, Badiou, Agamben ve Milner gibi çok farklı düşünürlerin hepsi konsensus olarak demokrasi şeklindeki belirli bir fikri varsayıyorlar, yani "ayrışmamış veya farklılaşmamış karışımın rejimi olarak aritmetik eşitlik" şeklindeki platoncu anlayış üzerine düşünüyorlar.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
(...) zira politika, devlet kurum ve kuruluşlarından ya da iktidar mücadelesinden başka bir şey demektir. Politika, her kolektif bedenin bir ilavesi olarak ortaya çıkan özgül bir "bütün"ün; yani hesaba katılmayanlar bütününün kurulumudur -hesaba katılmayanlar burada "dışlanmış" anlamına gelmez, hiç kimse demektir basitçe. Bu anlamda politika, zekanın hayata geçirilmesinin özel bir formudur. O, hiç kimsenin zekası olarak tanımlanan bir zekanın hayata geçirilmesidir; zekanın eşitliğinin hayata geçirilmesi. Bu durum, "kolektif zeka"nın farklı formlarda tahakkuk etmesi demektir, ayrıca hiçbir müştereğin özünün ayrık bir yaşamda veya ayrık bir toplulukta hayata geçirilemeyeceği anlamına gelir. Eşit zekanın politik olarak hayata geçirilmesi, zekayı "kolektifleştirme"nin öteki formlarının -askeri buyruk, monarşi, ruhbanlık, ticaret vs gibi formların- hayata geçirilmesinden sonra gelir daima. Sonuç şudur; bu politik hayata geçirilme bir dissensus (uyuşmazlık) formunda görünür.
Dissensus (uyuşmazlık) estetik rejimin çekirdeğidir; sanat eserleri tam da ders vermedikleri veya herhangi bir maksada sahip olmadıkları için dissensus etkileri üretebilirler.
Sayfa 138Kitabı okudu
Bu sayede, dissensusa ait belirli bir felsefe pratiğini şöyle tanımlamak mümkündür; alan ve tarifleri polise ait kılan tüm tutumların altını oyan bir "sınıflamanın bozulması" etkinliği. Felsefe bu etkinliği sırf, efendinin söylemini yapısöküme tâbi tutmaktan gelen haz için yapmaz, aksine sınırların ve geçitlerin kendisine göre oluşturulduğu ve onların, kendisi üzerinden düşünülebilir, dönüştürülebilir olduğu hatları düşünmek için yapar. Bu eleştirel felsefe etkinliği ayrılmaz şekilde eşitlikçi veya anarşist bir pratiktir, çünkü tüm argümanları, anlatıları, tanıklıkları, soruşturma ve metaforları müşterek bir dildeki müşterek bir yeteneğin eşit buluşları olarak düşünür. Şu halde, tesis edilmiş bölümlemelerin eleştirisiyle meşgul olma, neyi düşünebilip neyi yapabileceğimize yönelik soruşturmalarımızı tazelemenin yolunu açar.
Sayfa 228Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.