Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) Gönderileri
Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) kitaplarını, Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) sözleri ve alıntılarını, Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) yazarlarını, Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En mutsuz daima, mutsuz anımsayanlar arasından çıkacaktır.
Sayfa 94 - Soren Kierkegaard - En Mutsuz OlanKitabı okudu
Çünkü üzüntünün belagatı sonsuz, yaratıcılığı ise sınırsızdır.
Sayfa 92 - Soren Kierkegaard - En Mutsuz OlanKitabı okudu
İçinde yaşadığımız çağın her alanda bireyi ön plana çıkarması, tüm sistemleri onun benliğini geliştirmek ve korumak için inşa etmesi göz önüne alındığında Kierkegaard'ın umutsuzluk tanımı daha da ironik bir hale gelir. Kierkegaard'ın kriterlerine göre bu benlikler baştan beri gerçek birer benlik değildir. Modern yaşamın en önemli özelliği olan soyutlama tarafından içleri boşaltılmış yaşayan ölülerdir. Bu benlikler artık ne Tanrıya ne kendilerine ne sevdiklerine ne yarattıkları bilim ve sanata aittir. Kierkegaard öngörülü bir biçimde insanların önemsediği tek gerçekliğin para olacağını söyler ki; para da soyut bir kavram olmanın ötesine geçemez. Elbette bireyin yaşadığı tinsel çöküşün kaçınılmaz sonucu, içinde yaşayan insanların bir araya gelmelerindeki anlamla değil, sadece rakamlarla ifade edildiği toplumlardır. Kierkegaard bu durumu hem bireyler hem de toplumlar için 'tinsizlik' olarak ifade eder. Cahil-burjuva zihniyeti, tinsizliktir.
Sayfa 72 - Yasemin Akış Yaman - Benliğin Ölümcül Hastalığı: UmutsuzlukKitabı okudu
Jean Paul Sartre'ın Mutlak ve Radikal Mücadelesi
Bilinç yalnızca ve yalnızca mutlak özgürlüğün bilincidir ve bu nedenle bilincin varlığı hem aşkın hem de olumsal olarak gerçekleşen bir varlık, Sartre'ın belirlemesiyle ifade edilirse "kendisi için varlık" (etre pour soi) olmak zorundadır. Bilincin kendisi için varlık olma zorunluluğu Sartre tarafından ontolojik bir kanıt olarak ortaya konulur ve bu kanıtın kendini gerçekleştirdiği ruh hali ise sıkıntı ya da endişe (anguish)dir.
Sayfa 107 - Senem KurtarKitabı okuyor
Jean- Paul Sartre'ın Mutlak ve Radikal Mücadelesi
"...Sartre için de insan olmak daha en başından "özgürlüğe batmış" olmak demektir. Onun özgür olmaktan başka bir yolu yoktur. Sartre'ın özgürlüğe mahkum olmak dediği tam da bu türden bir çıkışsızlığı anlatmaktadır."
Sayfa 107 - Senem KurtarKitabı okuyor
Jean-Paul Sartre 'ın Mutlak ve Radikal Mücadelesi
"Özgürlük, Tanrı olma arzusudur." Bu radikal özgürlük bilmecesinde olanaksızlık ile dünyasal yaşamı arasında salınan ve durmak bilmeyen bir mücadele vardır. Tanrı olmayı, nihayete ermeyi asla başaramayacak olan özgürlük, eylemde ve eylemiyle Tanrı olmaya öykünme mücadelesidir. Bu böyledir, çünkü özgürlüğün en derin anlamı, hiçliğin varoluşla oynadığı oyun, bitimsiz bir danstır. Özgür olmak değil, özgürlük olmak hiçlikle varoluş serüveni arasında asılı kalmak gibidir.
Sayfa 106 - Senem KurtarKitabı okuyor
Benliğin Ölümcül Hastalığı: Umutsuzluk
Umutsuzluk başka biri olmayıp aynı zamanda kendisi de olmayı başaramayan insanın hastalığıdır.
Sayfa 67 - Yasemin Akış YamanKitabı okuyor
Karşımızda sıradan bir birey bulunmaktadır. Aynı zamanda o, "dünyaya fırlatılmışlığı", "yeryüzüne hiçliği getirmesi", tek başınalığı, çaresizliği, çevresinde olup bitenlere karşı sürekli bir bulantı duyma hali ve tatminsizliğiyle yepyeni bir kahramandır.
DOĞUBATI
Mutlak ve eksiksiz bir bilginin peşinden koşturmak yerine bir "hata felsefesi"nden yola çıkmak varoluşçuluğun özgün taraflarından biri olmuştur. Hata yapan, günahının bilincinde olan, kırılgan bir benliğe sahip, bir zırha bürünmeyen ve hiçbir yere ait olmayan köksüz bir insan tipi ele alınmıştır.
DOĞUBATI