Kitabı okurken aklıma, okuyanlar bilir, Tanpınar'ın Beş Şehir'i geldi. Size zaman zaman mukayese ederek düşüncelerimi paylaşacağım. Beş Şehir'de Ankara, İstanbul, Konya, Erzurum ve Bursa'yı anlatmıştı Tanpınar. Bu kitapta ise yazar Osmanlı şehirlerine 1834 ve 1835 yıllarında yaptığı gezileri anlatmaktadır. Kitap 29 bölümden oluşmaktadır. Bunlardan bazıları Truva, Yunanlı Gemiciler, Şam, Ürdün Nehrini Geçiş vb. Kitapta o yıllarda Osmanlı'yı etkileyen veba salgını üzerinde çok durulmuş. Kitap bir gezi yazısı. Yazar düşüncelerini ve yaşadıklarını güzel bir şekilde harmanlayıp okuyucuya sunabilmiş. Kimi zaman olaylara dalıp gidiyor insan. Kitabın genelinde İlginç betimlemeler ve benzetmeler var. Okurken hiçbir şekilde sıkılmıyorsunuz. Ancak yazar yeri geldiğinde gerek Osmanlı'yı, gerek Müslümanlar' ı gerekse Türkleri uluorta aşağılamaktan da geri durmamış. Ben İngilizim, her yerin hakimi benim kafasında. Hoşunuza gitmeyecek cümlelerle karşılaşabilirsiniz. Üslubu bence Tanpınar'ın üslubuna çok yakın. Dil ve üslup bakımından çok iyi bir eser olduğunu söylemek istiyorum.
