Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dolaylı Hayvan

Ergun Kocabıyık

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Baba Hayvanı
Freud, Hristiyanlıkta İsa’nın etinin ve kanının yenilip içildiği komünyon töreninin de eski totem yemeğini yinelediğini öne sürmüştür. Musevilik babanın diniyken, Hristiyanlık oğlun dini olmuştur. İsa totemci dönemde her oğulun yapmayı umduğu gibi onun yerini almıştır. Mesih ve kurtarıcı, totemci dönemdeki babayı yiyen oğuldu; her zaman babasına isyan eden ve onu “öldüren” kahramandı. Kahraman, babasına isyan etme cesaretine sahip ve sonunda onu mağlup eden kişidir.
Freud'a göre haz ilkesi, dış dünyanın etkilerini id ve idin eğilimleri üzerinde geçerli kılmaya çalışır ve idde sınırsız bir şekilde hüküm sürer; bunun yerine, gerçeklik ilkesini geçirmeye gayret eden ben ise (tutkuları içeren idin aksine) akıl ve sağduyuyu temsil eder. Freud ben'i id atının üstün gücünü dizginlemeye çalışan biniciye benzetir ve benzetmeyi biraz daha ileri götürerek şöyle sürdürür: {Tıpkı attan düşmek istemediği için başka çare kalmadığında atın onu kendi istediği yere götürmesine razı olan binici gibi ben de idin isteklerini, kendi istekleriymişçesine eyleme geçirmeye gayret eder. 14}
Sayfa 225 - 4 Sigmund Freud, Haz İlkesinin ötesinde. Ben ve İd
Reklam
"evdeki" sesler (Meczup Hayvan)
Dans ve müzikle transa geçme ve şiirsel sözler söyleme, şamanizmden beri görülen bir olgudur. Uzakdoğu mistisizminde hakikate ulaşmanın yolu zihnin olağan etkinliğinin durdurulmasıdır. Yoga, bu işlem sırasında uygulanan tekniklerden biridir. Budacılıkta da aydınlanmaya mantıksal düşünceler sonucu değil, ansızın ulaşılır. Hakikat birden bire insanın içine doğar. Satori denen bu aydınlanma, alışılmış mantıksal düşüncenin aşılmasıdır
[K]adın, kocasını gün be gün yakan, kurutan zamanından önce yaşlandıran bir ateştir. Pandora, Zeus 'un evlere yerleştirdiği, herhangi bir ateşin yakılmasına gerek duymadan insanları yakan bir ateştir. Çalınan ateşin karşılığında çalıp çırpan ateş verilmiştir. ( ... ) Kadın yemeğe, çiftleşmeye olan hayvansı iştahıyla bir gaster'dir, bir karındır, şişgöbektir. Bir anlamda insan ırkının hayvansılığını temsil eder, onun hayvansı yönüdür ( ... ) kocasının bütün zenginliğini iç eder. (84)
84: Jean-Pierre Vemant, Evren, Tannlar, İnsanlar, s. 64.
Gilyakların ayıyı, kutsaması için ev ev dolaştırmaları töresi (bu, ayı oynatıcılığının kökeni de olabilir mi acaba?) ya da Beyaz Ruslar arasında köye ayı inmesinin şans getireceğine inanılması ve evlerin içindeki masaların üzerine ayılar için bal, peynir ve tereyağı konması veya Bulgaristan'da ayının eve girmesi için cezbedilmesi ve evin, ikonların asılı olduğu baş köşesine, yani tarihöncesi dönemlerde evlerin sunaklarının bulunduğu kutsal köşeye oturtulması ve yiyecekleri yemesi durumunda bunun büyük bir şans ve bereket işareti sayılması gibi inançlar, Avrupa'daki, yeniden canlanan doğanın taze güçlerinden herkes payını alabilsin diye bir Mayıs-ağacının ya da ağaç ruhunun temsilcisi olan kişinin baharda kapı kapı dolaştırılması töresiyle koşutluk taşır.
Melanezya'da 19. yüzyıl sonu ila 20. yüzyıl başlarında incelemeler yapan antropologların tespit ettiklerine göre, Mata adasında (Banks adalan) bazı hayvanları veya bitkileri yemek veya bazi ağaçlara dokunmak tabudur. Bu tabuların ardında yatan inanç, yasaklamaların konusu olan kişi ile hayvan veya bitki arasındaki "özdeşlik" ilişkisidir; söz konusu kişi hayatının bir bitki veya bir hayvana bağlı olduğunu düşünür; zira kişinin annesi hamileyken bir hayvan veya bitkinin etkisi altında kalmıştır.
Sayfa 17
Reklam
Doğu Sibiryalı bir Tunguz halkı olan Gilyaklar arasında da ayı, dinsel törenlerde baş yeri tutar. Yaşlı bir dişi ayı vurulup yavrusu büyütülür. Ayı yeteri kadar irileşince kafesinden çıkarılır ve köyün içinde dolaştırılır. Önce nehir kıyısına götürülür; bunun ailelere bol balık sağlayacağına inanılır. Daha sonra sırayla köydeki her evin içine sokulur, buralarda kendisine yiyecekler sunulur. Sonunda bir kazığa bağlanır ve oklanarak öldürülür. Başı kesilir ve süslenerek şölenin hazırlandığı masanın üzerine konur. Burada ayıdan özür dilenir ve ona tapılır. Bundan sonra eti kızartılıp yenir. Yemeğin ardından şarkılar söylenir, ayıların hareketlerini taklit ederek dans edilir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.