Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Domaniç Dağlarının Yolcusu

Şükufe Nihal

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Damlar ne kadar da alçak. Kuşlar burada insanlara ne kadar da yakın...
Sayfa 36
Reklam
Yeryüzünde o zamana kadar bir yiyecekten bu kadar derin bir zevk aldığımı bilmiyorum. Meğer mahrum kalmanın ne büyük meziyetleri, faziletleri varmış! Meğer biz ne şımarık, hatta küstah insanlarmışız! Mutluluğu hep büyük şeylerde aramaya kalkarız da, şöyle bir kuru ekmek parçasının bile insana o zevki vereceğini bilmeyiz. Önümüze kolay, bol gelen şeyler, bizi ahlaksızlığa götürüyor, muhakkak! Her bulduğumuz şeyden sonra, daha bir iyisini bekleriz, bulamazsak kendimizi şanssız sayarız. İnsanları bu şımarıklıktan, bu açgözlülük felaketinden kurtarmak lazım.
Sayfa 68
"İşte bu olmadı" dedim. Tıpkı çok sevdiğimiz birisinin yakışıksız bir şey yapmasına, kendisini başkalarının yanında uygunsuz bir halde göstermesine nasıl üzülürsek bu biçimsiz ses ve söz de o kadar canımı sıktı.
Sayfa 34
“Bir köyde çalışmak, bir eser ortaya koymak değil midir? Hem de ne güzel, ne canlı bir eser…”
“Bu mavi gök altında, bu yeşil yer üstünde herkesin rahatça doyarak yaşamaya hakkı varken, bu pek mümkünken; neden bir yanda dökülüp taşan sofralar ve neden öbür yanda bir kuru ekmek bile bulamayanlar?”
Reklam
Ya geride kalanlar?
İşte hep bu büyük şehir derdi, hep bu çıktığımız yeri beğenmemek, kendimizi oraya layık bulmamak illeti! Ya geride kalanlar? Onlar bizden değil mi? Yalnız kendimiz! Korkunç bir benlik...
Sayfa 58
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.