Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Dorian Gray'in Portresi
Oscar WildeEn Yeni Dorian Gray'in Portresi Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Dorian Gray'in Portresi sözleri ve alıntılarını, en yeni Dorian Gray'in Portresi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oscar Wilde tarafından “bir ruhun hikayesi” olarak tanımlanan Dorian Gray’in Portresi yazıldığı zamandan itibaren çeşitli eleştirilere maruz kaldığı halde, bir klasiğin neden klasik olduğunu gözler önüne seren bir şaheser.
Gençlik, güzellik, yaşlılık, ihtiras, iyilik, kötülük, her şeyin içinde anlatıldığı özgün bir yazıma sahip etkileyici, sürükleyici bir roman.
Okuduğu her romanda bir karakterde kendini bulan biriyseniz kendinizi gördüğünüz bir karakter muhakkak olacaktır. Bakalım siz son derece güzel, genç ve yönlendirilmeye hazır Dorian mısınız, oldukça yoğun ve manevi hislerle dostunu seven, hatta ona bir tür aşkla bağlı Basil misiniz yoksa haz peşinde koşan Lord Henry misiniz?
Oscar Wilde’in yayımlanmış tek romanıdır ve yazıldığı dönemde ahlaksızlığı yücelttiği düşüncesi ile çok tepki almıştır.
Dorian Gray varlıklı, oldukça yakışıklı ve etkileyici bir gençtir. En büyük hayranlarından biri ressam Basil Hallward’dır. Basil Dorian’ın portresini çizer. Bu portre Basil’in en güzel eseridir.
Dorian, Basil’in evinde zevk ve güzelliğe düşkün olan Lord Henry ile tanışır. Henry’in konuşmalarından çok etkilenir. Bundan sonra Henry Dorian’ın tüm yaşamını etkileyecektir. Basil’in çizdiği portre gibi…
Portredeki yüzün hep güzel ve genç kalacağını kendisinin ise yaşlanıp çirkinleşeceğini fark eden Dorian, tam tersinin olması ve portrenin yaşlanıp kendisinin genç kalması için ruhunu bile satabileceğini söyler.
Dileği gerçekleşir. İşlediği her günahta, yaptığı her ahlaksızlıkta portredeki yüz değişir. Dorian’ın yüzü değişmez güzel ve gençtir ama işlediği günahların izlerini portresinde görür. Lord Henry’in de etkisi ile gittikçe daha çok günah işler. Portreyi gördükçe ruh hali daha da kötüleşir.
Zevk ve güzelliği her şeyin üstünde tutan Dorian’ın dönüştüğü kişiyi, ödediği bedeli okuyoruz.
Beğendiğim kitaplar arasında yerini aldı.
Dorian Gray'in Gerçek Yüzü
Kitap hiç kimsenin kabul etmek istemediği güzelliğin çirkin tarafını çok güzel bir şekilde ortaya koymuş. Geçmiş zamandan bu yana güzel olan ya da toplumun güzellik standartlarına uyan insanlar her zaman daha iyi muamele görmüştür. Günlük hayatta sırf güzel olduğu için sevilen ya da güzel olduğu için öncelik verilen veya güzel olduğu için nefret
Keşke her zaman genç kalacak ben olsaydım da portrem yaşlansaydı!
Özellikle bir genç adamın büyümesini, eğitimini,gelişimini, kendini ve inançlarını keşfetmesini işleyen Dorian Gray'ın Portresi Oscar Wılde "bir ruhun hikayesi" demişti. Romanın baş karakterleri olan Lord Hery ile Dorian'ın karşılıklı etkileşimleri, Dorian'ın kendini giderek kötüye, şeytani olana, hazcılığa adaması kitaba heyecan katıyor. Son derece saf ve yakışıklı Dorian'daki değişim, Lord Henry'nin sözleriyle ve Dorian'ın kendi portresinde kendi güzelliğini keşfetmesiyle başlar.Lord Henry'nin etkisiyle kötülüğün ve zevkin çekimine kapılan, dünyada gençlik ve güzellikten önemli bir şey olmadığına inanan Dorian için heyecan kötülük ve günahtadır. İyilik ve erdemse sıkıcıdır edilgendir. İyiliği temsil eden Basil'in Doriana duyduğu saf tutkuda açıkca hissedilir. Dorian'ın büyük sırrını, portredeki değişimini gören yanlızca Basil olur.
Roman adeta bir gizemi yaşatır gibi sürükleyici idi. Okurken keyif olarak okudum, okumayan tüm kitap severlere içtenlikle tavsiye ediyorum.
Güzellik, haz ve kötülüğün aynı çizgide ele alındığı, estetik bir duruşun ahlaksızlığı örtebildiğini ileri süren, kötülüğün ruhtaki yansımasını dışından seyredebilmenin kimyasına vakıf olmayı anlatan bir kitap.
Çokça ruh, düşünce ve duygu analizi içeren bu kitapta, insanın yüz ifadelerindeki değişikliğin aslında hissettikleri ve yaptığı eylemler neticesinde belirlendiğini vurguluyor. Ayrıca insanın tapınma ihtiyacını güzelliği kusursuz olan bir insanla gidermesinin feci sonuçlarını da anlatıyor. Yitip gitmeye mahkum olan bir güzellik yüzünden bizi, biz ölene kadar terk etmeyecek olan ruhumuzu kirletmenin üzerimize yapışan isterik huzursuzluğunu anlatmaya çabalıyor.
Kötülüğün bazen en yakın dostumuz gibi etrafımızda dolaşabileceğini onunla beraber iyiliğin de aynı şekilde hayatımızda olduğunu, önemli olanın bizim hangisini seçtiğimiz olduğunu anlatıyor.
Kitabı okurken içimi korku dolu bir huzursuzluğun kapladığını da belirtmem gerekiyor. Kitabın kasvetli ve sıradışı havası (özellikle o mâlum gecedeki sisli hava) gerçekmiş gibi bizi içine alabiliyor. Bu da yazarın ne kadar profesyonel bir anlatıcı olduğunun kanıtı. Ve de bazı diyalogları okuduktan sonra insanın kalbini yoklaması gerekiyor çünkü Lord Hanry sinsi bir yılan gibi zehrini bizim de içimize zerk etmek istiyor. Oscar Wilde insanın sayısız kabuğunu kıra kıra insan içindeki iyiliği ve kötülüğü göz önüne sermiş ve bize alın biz buyuz demiş.
Kitabın ana karakteri benim için sevilecek ve sevilmeyi hak eden birisi değil bunu herhangi bir ilişkisinde ona fazla değer veren her karakter için söylüyorum. Sonunda da hak ettiğini yaşadı. Oldukça özlü sözleri var Hanry (yanlış yanmış olabilirim) adlı karakterin her konuda bir düşüncesi var bazı cümlelerine asla katılmamakla beraber bazen düşüncelerini okumak oldukça keyif vericiydi. Tabi kitabın yazarı bu kitabı sarışın, güzel ve kendini seven bir oğlana aşık olmamanız için bir ders olarak yazdı ancak kendisi de buna uyduğu söylenemez :) Dorian gerçekte olsaydı dünyanın her ucundan onun fanları olacak kadar yakışıklı ve bu çok da iyi bir şey değil sanki...
"Birileri hep sana aşık olacak, sense hep aşka aşık olacaksın." Sen muhteşem bir eserin... Muhteşem bir hikaye, inanılmaz bir anlatım ve etkileyici Didar Zeynep Batum'un çevirisi. Okurken hemen ilk sayfalarda hikayede buldum. 4 ölüm oldu, ikisi cinayet, ikisi intihar. Ama 4 ölümden çok daha fazla cinayet işlendi bu kitapta... Aşk öldü, dostluk öldü, vicdan öldü, ruh öldü ve gençlik öldü. Geriye sadece Dorian Gray'in fotoğrafı kaldı. Öyle ya "Allah'ım olanları hatadan dolayı sahip olduğum günahlarımı bağışla" yerine "Allah'ım davranışları hatadan dolayı beni hemen cezalandırın" dememiz gerekiyor bence de... Tüm duygu ve izlediğimi alt üst etti. Hem edebi, hem psikolojik, hem de bağlantıları açısından harika bir eser.
Dorian Gray, oldukça yakışıklı bir genç adamdır. Bir gün ressam arkadaşı Basil, onun portresini çizer. Basil’in arkadaşı Lord Henry ise Dorian Gray’den etkilenir ve ona hayatın gelip geçici olduğunu, gençliğin ve eğlenmenin her şeyden önemli olduğunu anlatır. Bu düşüncelerden etkilenen Dorian Gray, yavaş yavaş ahlaki çöküntüye girer ve etrafındaki insanların hayatına zarar verir. Yıllar geçince kendisinin yaşlanmadığını, yaşlanmaya başlayanın portresi olduğunu görünce öfkelenip arkadaşı Basil’i öldürür. İyice kontrolden çıkar ancak bir gün iyi bir insan olmaya karar verir. Fakat aslında hala kibirli bir insandır ve bu aşırı hazcılık, Dorian Gray’in intiharı ile sonuçlanır.
"Ahlaka uygun, ahlaka aykırı kitap diye bir şey yoktur. Bir kitap ya iyi yazılmıştır, ya kötü. O kadar." diyerek başlıyor yazarımız kitaba. Yayınlandığı yıllarda büyük sansasyon yaratmıştır, ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle özellikle İngiliz basınında büyük tepkiyle karşılanmıştır. Konusuna gelirsek, Dorian Gray yüksek sınıfa mensup