Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağının Bir Yazarı

Dostoyevski

Joseph Frank

En Eski Dostoyevski Gönderileri

En Eski Dostoyevski kitaplarını, en eski Dostoyevski sözleri ve alıntılarını, en eski Dostoyevski yazarlarını, en eski Dostoyevski yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Çok kapsamlı bir eser. Öyle ayrıntılar var ki yaşadığı sürece Dostoyevsky'nin kendi hayatına dair bu kadar çok şey bildiğinden bile kuşkulandım. Okumak için sabırsızlanıyorum.
Dostoyevski
DostoyevskiJoseph Frank · Everest Yayınları · 201752 okunma
"Dünyamız günahkar düşüncenin gölgesinde kararmış aslen,yüce ruhlara ait olan bir ıstırap yeridir " der.
Reklam
Dostoyevski Budala'yı bitirdikten on yılı aşkın bir süre sonra bir mektubunda şöyle yazar: "(Budala'nın) benim en iyi yapıtım olduğunu söyleyen herkesin zihinsel yoğrumunda benim her zaman dikkatimi çeken, beni memnun eden bir şeyler var." Budala onun önemli yapıtlarının en kişisel olanıdır, kendisinin en çok değer verdiği, en gizli ve kutsal görüşlerini somutladığı kitaptır o. Bu kitabı çok beğenenlerin herhalde seçkin bir okuyucu olduğunu, akraba ruh yapısına sahip olduklarını, onlarla gerçekten iletişim kurabileceğini hissetmiştir. Dostoyevski idam mangasının önünde yaşadığı işkencenin öyküsünü yalnızca Budala'da anlatmıştır - hayatı bambaşka bir şekilde anlamasına yol açan bir işkencedir bu, Prens Mışkin maddesel ve gündelik olanın uyuşukluk batağında boğulmuş bir dünyaya bu kehaneti yaymak için savaşır.
Sayfa 608 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Dahası, karşısındaki kişinin baktığı noktadan bakmak gibi adeta benzersiz bir yeteneği vardır. Başkalarının kendisini alımlayış tarzına Prens'in gücenmemesinin nedenini bu açıklamaktadır, ayrıca kendisini bu biçimde aşma yeteneğiyle, rastladığı kişilerin ilk anda onunla alay etmek, ona yukardan bakmak gibi bir silahlarını şaşmaz şekilde ellerinden alır.
Sayfa 608 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
O anlarda en korkunç şey, der Prens Mışkin, zavallı kurbanın boşa giden bir hayat için hayıflanması ve kendisine bir şansın daha verilmesi gibi çılgınca bir istek duymasıdır. "Ya ölmeyecek olsam ne olurdu?.. Hayatımın her dakikasını yüzyıla dönüştürürdüm; [...] tek bir anını bile ziyan etmezdim!" Ama bu kurşuna dizilmekten kurtulan adama sonra en olduğu kendisine sorulduğunda Mışkin bu çılgınca kararını uygulamaya koyamadığını üzülerek kabul eder: "Demek ki 'her anının değerini bilerek' yaşamaya olana yok," der Aleksandra Yepançin. "Bir nedenle bu olanaksız." "Evet, bir nedenle bu olanaksız" diye tekrar eder Mışkin. "Ben de öyle sanıyorum... ama yine de buna inanmak gelmiyor içimden." İşte Mışkin'in kişiliğinin tekil birliği içinde, yaşama sevgisiyle ölüm saplantılı hayal gücünün birbirine karıştığı noktadır burasıdır. Çünkü Mışkin hayatın "her anını" son anıymış gibi yaşadığı için hayat mucizesini çok güçlü bir şekilde algılar. Hem hayatı keşfetme sevinci hem de o derin ölüm önsezisi bir araya gelerek hayatın her anını ölçülemeyecek kadar büyük ve mutlak bir etik seçim, bir sorumluluk olarak hissetmesine yol açar.
Sayfa 610 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Marie öyküsü aynı zamanda başka bir anamotifin öne çıkmasına yol açar, "iki tür sevgi" motifidir bu - biri Hristiyan merhamete dayalı, sahipleniciliğe izin vermeyen evrensel sevgidir, öteki dünyasal, egoyu okşayıcı, sahiplenmeci ve özel sevgi. [...] Prens'in çevresine toplanmış çocukların bile bu farktan dolayı kafaları karışmıştı, çocuklar Prens'i Marie'yi öperken gördüklerinde sevinerek onun Marie'ye "aşık" olduğunu düşündüler. Ama Prens, "Ben aşık olduğum için onu öpmedim, ona acıdığım için öptüm" açıklamasında bulunur. Çocukların (Mışkin'in kendisi de biraz çocuktur) şaşkınlığı onun her "iki türlü aşk" tuzağına da yakalanacağı öngörüsünü içinde barındırır, bu iki aşkın birbiriyle bağdaşmaz duygu ve zorunlulukları daha sonra Prens'in Nastasya ile Aglaya arasında seçim yapamaması gibi bir felakete yol açacaktır.
Sayfa 611 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gavrila'yla evlilik sorununu bir karara bağlamak için Prens'in yardımına başvurur, çünkü, kendisinin söylediği gibi Prens "ilk görüşte bana inandı, ben de ona inanıyorum" der. Ama ona abayı yakmış olan iyi yürekli Prens kızın temizliğine inandığını ilan edip ona evlilik ve bir servet önerince Nastasya bu öneriyi kabul etmez, Mışkin kendisinin yeniyetmelik düşlerini gerçeğe dönüştüren bir mucizedir ama Totskiy'in yaptığını yapıp insanların "masumluğundan" yararlanmak, küçükleri kandırmak istemez. Mışkin'i reddederek artık dışarıdan görünen utanç lekesini içselleştirdiğini gösterir, bir sokak fahişesi kimliğine durmadan sahip çıkar, (Borsa Haberleri gazetesine sarılı) satın alma parasını küstahça ateşe attıktan sonra o tutkulu Rogojin'le birlikte kaçıp kendi felaketine koşar. Aşağılamanın, böylece de simgesel olarak Totskiy'i ve bütün saygın "hayranları"nı küçük düşürmenin ona verdiği tatmin duygusu her şeyden önemlidir, kendisinin özünde temiz bir insan olduğunun kabul edilmesini, kendisine önyargısız bir şekilde merhamet gösterilmesini isterken, bu talebe yanıt veren Prens'in çekim gücünden bile üstündür.
Sayfa 612 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Bir yanda eğitimli bir ateist vardır, Mışkin onun savlarını çürütemez; öte yanda kurbanının kafasını uçurmadan dua edip Tanrı'dan bağışlanmasını dileyen bir katil vardır. Bu öykülerin amacı, Rus halkında yok edilmez bir nitelik olarak, akıldan ya da hatta herhangi geleneksel bir toplumsal ahlak anlayışından bağımsız bir dinsel inancın ve ahlaksal vicdanın var olduğunu göstermektir. "Dinsel inancın özü, hiçbir türlü akıl yürütmenin ya da ateizmin yetki alanına girmez," diye açıklamada bulunur Mışkin, "ayrıca hiçbir suç ya da hatayla ilişkisi yoktur." [...] Ama en önemlisi de, en açık ve belirgin olarak Rus insanının yüreğinde görmendir onu, başka hiçbir yerde göremediğin kadar.
Sayfa 613 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
İppolit toplumsal düzenin haksızlıklarına isyan etmemekte, Cinler'deki Kirillov'u ve İvan Karamazov'u önceler biçimde, ölümün, dolayısıyla da insanın hafifletilmesi olanaksız acılarının kaçınılmaz bir gerçeklik olduğu bir dünyaya isyan etmektedir. İppolit, Mışkin'in bir başka, sözümona ikizidir - onun ölüm takıntısını, coşkulu hayat algısını paylaşır ama onda olmayan şey Prens'i besleyen dinsel inançtır, dünyada temel bir uyumun varlığı inancıdır. Bu nedenle İppolit prensin ahlaksal görkeminin sırrı olan kendini aşmışlaya ulaşmayı, Prens'in başkalarında uyandırdığı tepkiyi uyandırmayı başaramaz.
Sayfa 614 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
541 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.