Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dostoyevski 1

Henri Troyat

Dostoyevski 1 Gönderileri

Dostoyevski 1 kitaplarını, Dostoyevski 1 sözleri ve alıntılarını, Dostoyevski 1 yazarlarını, Dostoyevski 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fedor Mihailoviç, ülkecilerin öğretisini ele alıyor yeniden. Batıcılara saldırıyor, çünkü onlar Rusya'yı, Avrupa ülkelerinin bir şubesi haline getirmek istiyorlar. Slavcılara saldırıyor çünkü onlar, Petro öncesi Rusyası'nın efsanenin bütün yalanlarıyla süslü bir tablosuyla büyülenmiş olarak duruyorlar. "Avrupa ilerlemesi" olmayan bir ilerleme olamaz mı Rusya için? Batı uşaklığı ile kendi geçmişine köle olmak arasında saçma bir seçim yapmaktan başka çıkar yol yok mudur? Bugün bile yürüyebileceği kendine özgü bir yol bulunamaz mı onun için?
Sayfa 374 - Dördüncü Kitap, İkinci Bölüm, Bir Yazarın GünlüğüKitabı okudu
"İnanır mısınız bana," diye yazıyor üçüncü sayıdan sonra, "Günlüğün biçimini bulamadım henüz, bulup bulamayacağımı da bilmiyorum... Yazmaya oturduğum vakit, (en azından) 10-15 konu geliyor aklıma. Bununla birlikte, en çok sevdiğim konulardan ister istemez çıkardıklarım oluyor. Yoksa çok yer tutacaklardı, büyük bir çalışma da isteyeceklerdi benden... Bu durum karşısında hoşlandığım şeyleri yazamıyorum. Öte yandan, gerçek bir 'Günlük' söz konusu olduğuna kendimi büyük bir açıkyüreklilikle inandırdım. Gerçek bir 'Günlük' olanaksızdır; halk için göz boyayıcı bir günlük yapılabilir ancak... " Bu göz boyayıcı günlük, bu halk için kaleme alınmış günlük, gene de Dostoyevski düşüncesini içine alır.
Sayfa 374 - Dördüncü Kitap, İkinci Bölüm, Bir Yazarın GünlüğüKitabı okudu
Reklam
İlk günlerdeki kadar çok seviyor karısını. Ona gönderdiği mektupları bir kitabının da başlığı olan "Ebedi kocan" deyimiyle imzalıyor. (...) "Anet, sevgilim, Tanrıçam... unutma beni. Benim Tanrıçam, benim Tanrım olduğun doğrudur. Bedeninin, ruhunun her atomuna tapıyorum, her yanını öpüyorum. Çünkü hepsi bana ait, hepsi benim!"
Sayfa 371 - Dördüncü Kitap, Birinci Bölüm, DelikanlıKitabı okudu
Bu buruşmuş yaratığın yanına, Dostoyevski, Arkadi Dolgoruki'nin babası Versilov'un geniş yürekli ve korkunç kişiliğini yerleştirmiştir. Versilov bir bakıma bütün Dostoyevski tiplerinin bir bileşkesidir. Bu, okuyucu için olduğu kadar yazar için de gizemli bir karakterdir.
Sayfa 369 - Dördüncü Kitap, Birinci Bölüm, DelikanlıKitabı okudu
Ne yazık ki! İnsan, sadece yönetilmiş bir istem değildir. Nasıl ki, Raskolnikov üstün insan durumuna doğru yükselmesi içinde birden, kendisinin de "başkaları gibi bir böcek" olduğunu anlıyor, aynı şekilde Arkadi'yi de sendeletecek olan şeyler gösterişsiz dünyasal duygulardır. Raskolnikov ile Delikanlı'nın "yüce düşüncesini" yenen bir başka düşünce değildir bu, yaşamın kendisidir. Onlar düşmana diyalektiğin önünde değil, içlerinde ölümlü olan şeylerin önünde, kendilerinin önünde boyun eğerler.
Sayfa 368 - Dördüncü Kitap, Birinci Bölüm, DelikanlıKitabı okudu
Gündüzün ne denli çok acı çekmişse, sevinç ve yiğitlik dolu bir geleceği düşünmek o denli tadına doyulmaz geliyor ona. Acıyı, acı çekmek için aramıyor, gelecekteki mutluluğuna yeni bir değer, yeni bir parlaklık verecek diye istiyor onu. Acı, Dostoyevski'nin bütün kişilerinde olduğu gibi, bir son değil, bir araçtır onun için. Acı her şeyi satın alır, her şeyi öder. Gerçekte Dostoyevski'nin romanlarında ve kendi yaşamında geçerli saydığı tek ufak paradır bu. Kendisi ya da kahramanları için acı dolayısıyla üstün mutluluğu elde etmek söz konusu olunca, pazarlık etmesini, savunmasını, kurnazlık etmesini ne de iyi biliyor!
Sayfa 365 - Dördüncü Kitap, Birinci Bölüm, DelikanlıKitabı okudu
Reklam
Ağızdan bir söylentiye göre, bir gün Dostoyevski "hepsinden daha rezil bir davranışı" itiraf etmek için geliyor Turgenyev'e. - Bunu neden söylediniz bana? diye sordu Turgenyev. - Sizi ne derece aşağsadığımı size tanıtlamak için.
Sayfa 352 - Üçüncü Kitap, On İkinci Bölüm, CinlerKitabı okudu
Karmazinov'un kişiliğinde Dostoyevski, Turgenyev'in çok çirkin bir karikatürünü çizmiştir. Turgenyev gibi, Karmazinov da bir "Avrupalı Rus"tur. Dostoyevski onun ağzına Turgenyev'in sözlerinin tıpkısını koyuyor: "Ben Alman oldum, bundan da onur duyuyorum," diyor, ya da "İşte yedi yıldır Karlsruhe'de oturuyorum. Geçen yıl belediye kurulu, yeni su borularının döşenmesine karar verdiği vakit, yüreğimin ta derinlerinde duydum ki, Karlsruhe sularının kanalizasyon işi, sevgili yurdumun bütün sorunlarından daha önemliydi benim için." Karmazinov'un Turgenyev'e benzerliğini belirtmek için Dostoyevski, ona "körpe bir yüz, silindir şapkasının altından sarkan, temiz ve pembe küçük kulaklarını çevreleyen ak saçlardan iri bukleler" armağan etmiştir. Ona "bal gibi tatlı ve biraz da yaygaracı" bir ses vermiştir. En sonunda ona, toplantılarda "Teşekkür" başlıklı son yapıtını okutuyor. Bu kitabın metni, Turgenyev'in Dostoyevski kardeşlerin gazetesine gönderdiği yazıların kimi sayfalarından esinlenmiştir. Turgenyev bu karikatürde kendisini tanıyacak ve dostlarına mektupla yakınacaktır: "Dostoyevski, karikatürden daha bayağı bir şey yapmakta sakınca görmedi; gizlice Neçayev'in partisine elverişli, K. . .'nın çizgileri altında beni betimledi. Üstelik alaya almak için, bir süre yayımladığı dergiye verdiğim anlatıyı seçmesi de ilgi çekicidir. Oysa bu anlatı için beni, kutlama mektuplarıyla minnet ve şükran yağmuruna tutmuştu... "
Sayfa 350 - Üçüncü Kitap, On İkinci Bölüm, CinlerKitabı okudu
İşte o vakit toplumsal savaşa atılıyor. Ne yazık ki, devrimciler arasında da memnun değildir, çünkü inanmıyor. "O! daha aptal olunuz Stavrogin, daha aptal olunuz!" diye bağırıyor Verkhovenski. Stavrogin'in ne Hıristiyan dinine ne de Rus sosyalist dinine inancı vardır. Şigalev tarzında bir yeryüzü cenneti örgütü hiç çekmiyor onu, ve günün birinde Çareviç İvan olması için verilen söze de omuz silkiyor. Bütün bunlar neye yarar? Toptan adam öldürmeler, uygarlığın yıkıntıları üzerine bir işçi kovanı oturtulması, avanaklar sürüsü üzerine yeni bir diktatörlük kurulması onu can sıkıntısından kurtaramayacaktır. Sadece pişmanlık hafifletebilecektir onu. Pişmanlık, demek istediğim, kefaret ve alçalma. İtirafını yayımlarsa, alaya ve sövmeye göğüs gererse, acı çekerse ışığa kavuşacaktır. Raskolnikov yanılgısını anlayıp bağışlanma dilediği vakit kurtuldu. Bağışlanma dileği daha şimdiden bir ödüldür.
Sayfa 344 - Üçüncü Kitap, On İkinci Bölüm, CinlerKitabı okudu
Raskolnikov gibi Stavrogin de bir "duvar yıkıcı"dır. Raskolnikov, eski ahlâkın temel kurallarını sarstı. Aldatıcı bir özgürlüğü fethetmek için acı çekti. Hem kendine karşı hem Tanrı'ya karşı bağnaz bir kızgınlıkla savaştı. Bağışlandı. İsa'ya yeniden kavuştu, çünkü bilmeden İsa'yı aradı. Ne var ki, Stavrogin hiçbir şey aramıyor. "Raskolnikov, inandığı vakit, inandığına inanıyor. İnanmadığı vakit de, inanmadığına inanıyor. Stavrogin, inandığı vakit, inandığına inanmıyor. İnanmadığı vakit de inanmadığına inanmıyor." Raskolnikov, yadsımanın tutkunudur. Stavrogin yadsımaya alışkındır. O, düşüncesini sevmiyor, çünkü onu yeterli bir işkenceyle ödemedi. Bu düşünce, gizemli bir geçişme ile yerleşti onda. Tanrı'nın var olmaması, ahlâkın saçma oluşu, "her şeye izin verilmesi" ve iç ceza diye bir şey olamayacağı pek açık seçik ve basit göründü ona.
Sayfa 342 - Üçüncü Kitap, On İkinci Bölüm, CinlerKitabı okudu
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.