Dostoyevski'nin Hatıraları

Anna Dostoyevski

Dostoyevski'nin Hatıraları Quotes

You can find Dostoyevski'nin Hatıraları quotes, Dostoyevski'nin Hatıraları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
dostom kendi yazdığı romanı hatırlamıyor bir de nişanlısına söz veriyor
-O romanın kahramanlarını hatırlamıyorum, konusunu bile pek az hatırlıyorum dedi, dostoyevski. -Bu nasıl mümkün olabilir ? Diye şaşırarak karşılık verdim.Çok yazık! …..eğer bu güzel romanın konusunu unuttuysan onu kesinlikle tekrar okumanı öneririm! Bütün bu anlattıklarımı ilgiyle dinleyen nişanlım boş bir vaktinde ezilenleri okuyacağına söz verdi.
Acı
Belki de insan yalnızca refahtan değil, acıdan da aynı ölçüde hoşlanıyor. Hatta acının mutluluk kadar yararlı olduğu bile düşünülebilir. İnsanın yeri geldiğinde acıyı, tutkuya varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için insanlık tarihine bakmaya gerek yok, yaşamın ne olduğunu bilen bir insansanız kendi kendinize sorun yeter. Benim kişisel düşünceme göre, yalnızca refahı sevmenin biraz ayıp yanı bile vardır. İyi mi kötü mü olduğunu bilmem ama bazen bir şeyleri kırıp dökmenin bile kendine özgü bir tadı olabiliyor. Bu açıdan, ben ne yalnız başına refahı, ne de yalnız başına acıyı yeğlerim. Acı, kuşku demektir, yadsıma demektir. Bununla birlikte insan gerçek acıyı tatmak istediğinden, çevresinde bir kargaşa yaratmak, yok etmek, dağıtmak hevesinden asla kendisini uzaklaştıramaz. Bizim manevi varlığımızın biricik kaynağı acı değil mi?
Fyodor Mihayloviç DostoyevskiKitabı okudu
Reklam
Karamazov Kardeşler'e ithafen
'' Mukadderatımı tayin edecek bir eser olacak bu: Adımın kalıcılığı buna bağlı, başka hiçbir ümidim yok. ''
Sayfa 369Kitabı okudu
Bizim, gerçeği söylemek gerekirse az paramız vardı, işlerin kötüye gitmesi hâlinde para bulacağımız bir yer de yoktu. Ve işte daha bir hafta geçmeden, neyimiz var neyimiz yok hepsini kumarda kaybetmiştik. Böylece kumara devam etmek için nereden para bulabiliriz diye kaygılı kaygılı düşünmeye başladık. Ziynet eşyalarımız rehinenin yolunu tuttu. Hatta öyle ki, bazen kendini tutamaz, rehineye koyduğu takıların parasını son kuruşuna kadar kumara verirdi. Bazen ise elindeki son taleri de kaybedecekken şansı döner ve eve bir sürü parayla dönerdi. Bir defasında dopdolu bir para kesesiyle eve geldiğini hatırlıyorum. Yaklaşık 4.300 taler saymıştım. Fakat para elimizde az bir zaman kaldı. Oyun heyecanı henüz yatışmayan Fyodor Mihayloviç biraz para alıp tekrar gitti, kaybetmişti. Para almak için tekrar eve geldi, onu da kaybetmişti. Böylece iki üç saat için de paranın tamamı tekrar kumara gitmiş oldu. Yine takılar rehineye gitti, ama ziynet eşyalarımız çok olmadığı için bu kaynak da tükendi. Halbuki borçlarımız günden güne artıyordu, ödeme yapmadığımız ev sahibemiz olacak huysuz kadın, sıkıntıda olduğumuzu anlayınca hiç utanmadan bizi kimi haklardan mahrum bıraktı. Anneme bir mektup gönderdik ve sıkıntı içinde paranın gelmesini bekledik. Para daha geldiği gün veya ertesi gün kumara gitmişti, sadece az bir kısmını acil borçlara ayırabilmiştik -Kira, yemek vs.- Yine parasız kalmıştık, artık kumar oynamayı bir kenara bırakıp bu cehennemden kurtulmak için nereden para bulabiliriz diye kara kara düşünmeye başladık.
Sayfa 179 - İnsan Yayınları - Çeviren: Kenan Durdu - I. Baskı, 2016Kitabı okudu
"Ruhundaki hasletlerin zerresinin kaybolmaması için, aksine muhteşem bir güzellikte gelişip güller gibi açması için ve seni kemale ermiş, doğru yolu bulmuş, kötülüklerden korunmuş ve ruhu öldüren her tür pislikten arınmış biri olarak O' na sunup karşılığında büyük günahlarımdan arınayım diye Tanrı seni bana bahşetti."
Sayfa 96 - Dostoyevski' nin Anna Grigoriyevna' ya yazdığı mektupKitabı okudu
Hiç kimsenin, en yakın bir dostun bile bizi ıslah edecek gücü yoktur; mizacı ve yaratılışıyla, hayat telakkisiyle bizden tamamen farklı, her zaman kendisi kalabilen ve bizi ne taklide yeltenen ne de bize hoş görünmeye çalışan - öyleleri de var- , ruhunu iç dünyamıza, kaosumuza, ters yüz olmuş hayatımıza sokmayan - o zaman kendi olarak kalmayı kaybeder-, "ahmaklık" larımızın, "çılgınlık"larımızın her çeşidine karşı yıkılmaz duvarlar örebilen bir insanla tanışmak ne büyük bir bahtiyarlıktır. Dostluk uyumda değil, zıtlıktadır. (...)"
Sayfa 484 - İnsan kitapKitabı okudu
Reklam
1621. alıntım. Okumadan geçmeyin n'olur
- Aneçka, sana ne oldu? Yoksa seni kıracak bir şey mi dedim? - Evet, dedin. Demin nihilistler hakkında konuşurken onları zalimâne kötüledin. - İyi, ama sen nihilist değilsin ki alınganlık gösteresin! - Nihilist değilim, bu doğru, fakat kadınlar hakkında kötü söz işitmeye tahammül edemiyorum. - Yahu sen kadın mısın? dedi o. - Kadın değilsem neyim peki? Kırılmıştım. - Sen dünyada eşi menendi olmayan benim tatlı, harika Aneçka'msın, sen busun, kadın değil! Cehâletimden anlamadığım onun bu övgü dolu sözlerini reddetmemek için kendimi zor tutardım, onun kendimi hissettiğim gibi beni bir kadın olarak görmemesi canımı çok acıtırdı.
Sayfa 168 - İnsan Yayınları - Çeviren: Kenan Durdu - I. Baskı, 2016Kitabı okudu
Hiç bir söz teselli vermiyordu, bana öyle geldi ki kader beni ebediyen gurbete mahkum etmişti.
Sayfa 219Kitabı okudu
Yurt dışı, adeta içine düşüp de kurtulmadığım bir hapishane olmuştu..
Sayfa 219Kitabı okudu
- Sayın Mihayloviç, niçin sadece yaşadığınız mutsuz şeyleri hatırlıyorsunuz? Mutlu olduğunuz zamanları anlatmanız daha iyi olmaz mı? - Mutluluk? Hayalini kurduğum mutluluğu henüz yakalayabilmiş değilim. Onun ümidi içindeyim.
198 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.