"Sürmez olur mu? Hala sürüyor benimki ! Onunki sürmüyor, o bıraktı beni ... "
"Aptal mısın? Niçin sen de onu bırakmıyorsun?"
"Ben düşünüyorum: Asıl sevmek budur! O bıraktığı zaman da bırakmamak !"
Bir gün Ludwig Geier, Walsum'daki dükkanın işleyişini görmeye gitmişti . Bayan Andy geldi. Sordu:
"Hallo Bay Muhmut, bunlar ne?"
"Karpuz? Karpuz deriz biz... "
"Ne olur bunlar?"
Birden bir şimşek çaktı kafasında. Kimi zaman böyle safça görünüp cince işler başarmaktan çok tat alırdı. Böyle zamanlarda onun adı Martha, bunun adı Andy demezdi. Sessiz sessiz yapar yürütürdü düşündüğünü.
"Bunun çok güzel dolması olur Bayan Andy" Haşlanarak da yenir, ama dolması gerçekten hoş olur!" dedi.
"Nasıl yani, nasıl olur dolması?"
"Baya! Kabak doldurmaz mısınız? Biber doldurmaz mısınız? Tıpkı öyle!" Bıyıklarını bastırıp güzel güzel anlattı:
"Kesersin başını bıçakla! Oyarsın içini! Çıkanları atarsın çöpe! Kendin güzel bir 'iç' hazırlarsın! Pirinç, kıyma, soğan, biber, domates ve de yağ! Biraz da tuz, karabiber! Güzelce doldurursun! Kapağını kor, hamurla sıvarsın! Fırına sürersin! Sürdün mü saate bakarsın! Tam altmış altı dakika! Sonra kocan gelir, oturur kaşık kaşık yersiniz. Sonra yatarsınız. Hoş bir uyku verir. Karpuz dolması Sultanlar yemeğidir. Andy hanım!"