En Eski Dumanaltı kitaplarını, en eski Dumanaltı sözleri ve alıntılarını, en eski Dumanaltı yazarlarını, en eski Dumanaltı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir koşuşturmadır gidiyor. İki lokma ekmek için. Herkeste bir geçim, bir, yarın ne olacağız kaygısı. Her şey karışık, her şey bozuk... Dalaverası dönen, arkası olan kekâ! Yoksa, sürün dur, üç kuruş maaşla... Nedir yani yaşamak! Anlamsız bir hayat.
Ben sana bir şey söyleyeyim mi, insan istediğince beraber olsun, birbirine yaşamını anlatsın, karı-koca bile yani, gene de birbirini tanıyamaz. Ne garip insan olmak...
Okurdum heyecanla. Ama hiç anlamazdım. Kafam büsbütün karışırdı. Kendime bir türlü değerler düzeni kuramazdım. Neye inanacağımı, nasıl yaşayacağımı bilemedim gitti uzun zaman. Mutsuz bir çocuktum. Öğretmen olarak da... 'Müfredat' programları, değişen hükümetler doğrultusunda değişen dersler, kitaplar, buyruklar, beni her zaman deli eden, neye yaradığını bilemediğim yazılı yoklamalar, müfettişler, raporlar, veliler, dedikodular, koşuşturmalar, sinir ağrıları çektirdi bana. Bu eğitim çıkmazında, bu düzensizliğin, bilgisizliğin içinde tek başıma arandım kendimi.
Toprağı ellemek, taşlarını ayıklamak, sulamak, kabartmak... Buydu yaşamak onun için. Yıllardır, doğayla haşır neşir olmuştu. Doğayla, doğanın bir parçası olmakla kurtulmuştu yalnızlıktan. Bu yolla katlanabilmişti gönül acılarına.