Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi

Sevda Şener

En Eski Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi sözleri ve alıntılarını, en eski Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tiyatro İçin Felsefenin Gerekliliği
"Tiyatro düşüncesi, felsefeden bağımsız olarak açıklanamaz."
Sayfa 18 - Dost Kitabevi YayınlarıKitabı okudu
İnsan, varlığın korkunç saçmalığını bir kez kavradı mı, günlük gerçekleri doğanın gerçeği açısından gördü mü harekete geçmek istemez(Hamlet), adeta felce uğramıştır(Ophelia).
Reklam
Antik Yunan uygarlığının İ.Ö. V. ve IV. yüzyıllarını kapsayan Klasik Çağı, sanat ve kültür açısından en parlak dönemi olmuştur. Tragedya ve komedya türünde en büyük yapıların yazılması bu döneme rastlar.
Sayfa 16
Tragedya ve komedyanın doğuşu
Tragedyanın, Antik Yunan uygarlığının Arkaik Çağı sayılan İ.Ö. VII. ve VI. yüzyıllarda Tanrı Dionysos onuruna yapılan törenlerde söylenen dithirambos şarkılarından doğduğu varsayılmaktadır. Bu koro şarkılarını söyleyenler, Dionysos’un kutsal hayvanı olan teke kılığına giriyor, şarkılar söylüyor, kaba saba danslar yapıyorlardı. Giderek belli biçim kalıplarına göre yazılmaya ve şiirsel bir nitelik kazanmaya başlayan bu koro şarkılarına bir de konuşan kişi hipokrites (yanıt veren) eklenince tiyatronun dialog çekirdeği oluşmuş oldu. Yunanca teke anlamına gelen tragos sözcüğü ile şarkı anlamına gelen aoide sözcüğünün birleşmesi ile bu konuşmalı şarkı tragoidia (tragedya) adını aldı ve dinsel törenin bir parçası olmaktan çıkıp bir sanat gösterisine dönüştü. Komedyanın Dionysos için düzenlenen bağbozumu törenlerinden doğduğu varsayılır. Bolluğu, üremeyi kutsayan ve köylerde yapılan halk geçit törenlerine komos deniliyordu. Komedya, bu eğlenceli geçit törenlerinde yapılan açık saçık taklitlerin düzenli bir biçim kazanmasıyla oluşmuştur.
Sayfa 17
ATİNA
İşte, biçimsel olarak demokratik olan, fakat eski çağların inançlarını ve ahlak ölçülerini de bir ölçüde yaşatan toplumun iç çelişkisi, tragedyaların çatışan güçlerini oluşturmuş, trajik olan, bu dengeli karşıtlıktan doğmuştur.
Sayfa 18
Platon tiyatroya da olumlu bakmamış. Püü.
Şiir, musiki ve resim sanatlarında eğitim görmüş olduğu halde Sokrates’in öğrencisi olup felsefeye bağlanınca sanat uğraşından vazgeçen Platon, şiiri, halk üzerindeki büyük etkisi açısından tehlikeli buluyordu.
Sayfa 18
Reklam
Platon’a göre.
Şiir-okuyanların iyi konuşmalarını sağlayan yetenek tanrıdan gelmektedir, bilinçli bir çabadan değil. Şairler için de aynı şey söylenebilir. Onları da esinleyen, kendi sanatları değil, sanat perileri olan Musa’lardır. Şairlerin aklı başında olmaz yazarlarken. Onlar tanrısal esinle esriktirler. Tanrının sözü, şairler aracılığı ile insanlara iletilir. Şairler, yalnızca çeviricidirler.
Sayfa 19
Müzik insanın ruhunu yansıtır. Müzikte, insanın ruhsal özellikleri bulunur. Onun için kişi müzik dinlerken onda kendini bulur.
Sayfa 24
Platon’un tersine.
Aristoteles, sanata ahlak eğiticiliği görevi yüklememekle beraber, sanat yapıtının toplumun değer yargılarına ters düşmemesi gerektiğine de değinmiştir.
Sayfa 26
186 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.