Dünya; okyanusta yüzden bir tahta parçası mıdır yoksa kelimelerin üzerinde yüzen, harflerin manalara dokunarak ilerlediği bir hazine sandığı mı? Bir göç katar mı? Bir kirli gemi mi?
Biz, bir yüzüşü mü, bir göç katarını mı seyrediyoruz, durduğumuz çağdan?
Dengemizi kaybetmemek için bir seyre mi tutunuyoruz böyle? Anlatılan hikayeler dönüp dolaşıp Habil ve Kabil’e dair olsa da anlatıcı olan biziz. Âdem’in diğer çocukları. Şimdi burada. Soğuk ve ıssız bir çağın ortasındayız.
Sofrayı insan kurar, rızkı Hak indirir. Dilini temizleyene, ruhunu temizleyene, hayalini, aklını ve zihnini temizleyene, sırrını temizleyene rızık iner.