Dünya Düzeni sözleri ve alıntılarını, Dünya Düzeni kitap alıntılarını, Dünya Düzeni en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Böyle bir çabada (Dünya Düzeni kurmada) başarılı olunması için hem insanlarin şartlarındaki çeşitliliğe, hem de insanların köklü özgürlük arayışlarına saygı duyan bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Bu anlamda bir düzenin geliştirilmesi gerekmektedir; böyle bir düzenin zorla dayatılması ise mümkün değildir. Özellikle de iletişimin anında gerçekleştiği, devrimci bir politik akışkanlığın var olduğu bir çağda geçerli bir durumdur bu. Herhangi bir dünya düzeni sisteminin sürdürülebilmesi için, onun yalnızca liderler değil, vatandaşlar tarafindan da adil olarak kabul edilmesi gerekir. Bu düzen iki gerçeği yansıtmalıdır: özgürlüğü içermeyen bir düzen anlık coşkularla sürdürülse
bile sonunda kendi karşı ağırlğını yaratır; gelgelelim, barışı koruyacak bir düzen çerçevesi olmadığında özgürlük de ne güvenceye alnabilir, ne de sürdürülebilir. Kimi zaman deneyim yelpazesinin zıt kutupları olarak tanımlanan düzen ve özgürlük bunun yerine birbirlerine bağımlı olarak görülmelidir.
Ortadoğu'da Sünni-Şii ayrımının her iki tarafından cihatçılar, dinlerinin köktenci modeline dayalı küresel devrim vizyonu macerasıyla toplumları ayrıştırıp devletleri parçalıyorlar. Devlet ve ona dayalı bölgesel sistem de, unsurlarının meşruiyetini reddeder ideolojilerin ve birçok üilke de yönetimin silahlı kuvvetlerinder daha güçlü olan terörist milislerin saldınlartyla tehlikeye düşmüs durumda.
Egemen devlet kavramlarını benimsemekte bazı açılardan en çarpıcı başarıyı elde etmiş bölge olan Asya ise alternatif düzen kavramlarını hâlâ nostaljiyle hatırlıyor ve bir yüzyıl önce Avrupa düzenini cökertmiş olan türde rekabetler ve tarihsel iddialarla kaynıyor. Neredeyse her ülke kendini "yükselişte" sayıyor ve anlaşmazlıklar çatışmanın eşiğine sürüklüyor.
ABD Vestfalya sistemini korumakla, güç dengeleri ve iç işlere müdahale etmeme önermelerini ahlaka aykırı ve çağdışı sayarak elestirme arasında gidip gelmis, bazen her iki yaklaşımı birden sergilemiştir. Barışçı bir dünya düzeninin kurulmasında kendi değerlerinin evrensel geçerliliğini vurgulamayı sürdürmekte ve tüm dünyada bunları koruma hakkını elinde tutmaktadır. Yine de, ik kuşakta hepsi idealist emeller ve yaygin bir halk desteğiyle başlamış, ama ulusal bir travmayla sonuclanmış- iç savastan geri çekildikten sonra, (hâlâ muazzam olan) gücüyle ilkeleri arasındaki ilişkiyi tanımlarken bocalamaktadır.
Ortadoğu , dünyanın üç büyük dininin kozası olmuştur. Haşin doğasından, evrensel emellerinin bayraklarını dalgalandıran fatihler ve peygamberler çıkmıştır. Sınırsız görünen ufukları boyunca imparatorluklar kurulmuş ve yıkılmış, mutlak hükümdarlar kendilerini her türlü gücün cisimleşmiş hali ilan etmiş, ancak birer serap gibi kaybolup gitmişlerdir. Şu ya da bu zamanda bu bölgede her tür iç ve uluslararası düzen biçimi kâh var olmuş, kâh reddedilmiştir.
Devrimler, genellikle birbirlerinden farklı çeşitli hınçların birleşip, hiçbir şeyden kuşkulanmayan bir rejime karşı saldırıya geçmeleriyle patlak verir.
Devrimler,genellikle birbirlerinden farklı çeşitli hınçların birleşip,hiçbir şeyden kuşkulanmayan bir rejime karşı saldırıya geçmeleriyle patlak verir. Devrim koalisyonu ne kadar genişse, mevcut otorite modellerini yıkma kapasitesi o kadar büyüktür. Değişim ne kadar geniş kapsamalıysa yokluğunda toplumların dağılacağı otoritenin yeniden kurulması için o ölçüde fazla şiddette gerek duyulur. Terör dönemleri rastlantısal değildir; devrimin boyutunun doğal bir sonucudur.