Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dünya Mitolojisi

Çığır Doğu Zorlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Şamanın binerek göğe çıktığı atın ruhu "Pura" Hz. Muhammed'in miraçta bindiği "Burak'a benzemektedir.
Sayfa 124 - KamerKitabı okudu
Yunan mitolojisinde cehennem
Küçük kardeş Hades'in payına yeraltı düşmüştür. İnsanların ve tanrıların hiç sevmedikleri sert, korkunç tanrı Hades, karısı Persephone'la (Zeus'un kızı) birlikte, gölgeler halinde dolaşan ölülere hükmeden yeraltı ülkesindeki saraylarında yaşarlar. Hades'in bekçiliğini üç başlı cehennem köpeği Herberos yapar, yeraltına gelenleri kuyruğunu sallayarak, okşayarak içeri alır, ama çıkmak isteyenler için de üç ağzını birden açarak, sipsivri ve kara dişlerini göstererek tehdit edip yukarı çıkmalarını önler. Ölüler dünyası yani yeraltı günah işleyenlerin bulunduğu bir yerdir. Burada günahkarların en günahkarları bulunur ve bunlar sonsuz azaba çarptırılırlar.
Sayfa 32 - Kamer YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gök katlarının durumunu anlama bakımından Şamanların "Göğe çıkma törenleri hakkında" verilen bilgiler çok önemlidir. Bu törenler hakkında verilen bilgiler arasında, Türk kültürü ile ilgili önemli haberlere rastlamak da mümkündür. Ancak bu bilgilerin çoğu geçen asra, yani oldukça geç çağlara aittir. Bu raporlar arasında en eskisi bir Altaylı Şamanının göğe çıkış merasimi ile ilgilidir. İsmi bilinmeyen eski bir seyyah bu törenleri el yazısı ile tespit etmiş ve bu rapor da 1840'da bu bölgeye gelen Rus misyonerleri tarafından ele geçirilmiştir. Bu tören oldukça eski olmasına rağmen, şamanın 9. kata Tanrı'nın yanına kadar çıktığını görüyoruz. Halbuki Şamanizmin esas prensiplerine göre "Şamanın 5. Katta yukarısına gitmemesi " gerekiyordu. Çünkü " 5. katta kutup yıldızı ve göğün kapısı" bulunuyordu. Bundan sonrada ruhlar ve tanrılar alemi başlıyordu Bu alemde insanların yeri yoktu. " Şamanlar bu kapıda ancak Tanrı'nın gönderdiği elçiler ile konuşabilirlerdi. " *Şamanın binerek göğe çıktığı atın ruhu" Pura " Hazreti Muhammed'in Miraç'ta bindiği" "Burak'a" benzemektedir.
Sayfa 124 - KamerKitabı okudu
Sümerlerde evrenin, tanrıların ve insanların yaratılışı
Tiamat: Tuzlu su tanrıçası. Tatlı Su Tanrısı Apsuyla birlikte evrenin ilk varlıklarıdır. Sümerlerin Enuma Eniş (Gökyüzünde) adlı yaratılış efsanelerinde evrenin bomboş olduğu bir ön zamanda bu iki varlığın bulunduğu belirtir. Evren, bütün tanrılar ve insanlar bu iki varlıktan meydana gelmiştir. Tatlı su ve tuzlu suların birleşmesinden ilkin erkek yılan Lakmuyla dişi yılan Lakamu doğuyor. Bunların birleşmesinden de Anşar ve Kişar meydana geliyor. Tanrılar ve insanlar işte bu gökle yerin birleşmesinden doğuyorlar.
Sayfa 18 - Kamer YayınlarıKitabı okudu
Ağaç Ana :Yerle göğü birbirine bağlayan yaşam ağacı Ulukayın'ı (Beyterek) korur. Bazı Türk boyları ağaçtan türediklerine inanırlar. Örneğin bir boy adı olan "Kıpçak" kelimesi " ağaç kovuğu" demektir.
Sayfa 138 - Kamer YayınlarıKitabı okudu
Kızılderililerde yaratılış efsanesi
Maheo toprak kadına bakmış ve onun çok güzel olduğunu, kendisinin şimdiye kadar yarattığı şeylerin en güzeli olduğunu düşünmüş. "O yalnız kalmamalı" diye de düşünmüş Maheo. 'Ona kendimden bir şey vereyim de böylelikle onun yanında olduğumu ve kendisini sevdiğimi bilsin.' Maheo'nun eli sağ tarafa uzanmış ve bir kaburga kemiği çıkarmış. Kemiğin üzerine nefes vererek toprak kadının bağrına yavaşça yatırmış. Kemik canlanmış, kımıldamış, dikilmiş ve yürümüş, yaratılan ilk adam olmuş.' Bir zamanlar benim, boşlukta yapayalnız olduğum gibi, o da, toprak büyükanne de yapayalnız' demiş Maheo. 'Yalnız olmak kimse için iyi bir şey değil.' Bu nedenle sol kaburga kemiğinden bir insan kadın yaratmış ve adamın yanına yerleştirmiş. Böylece toprak büyükannenin üzerinde, büyükannenin ve Maheo'nun çocukları olmuş.
Sayfa 370 - KamerKitabı okudu
Reklam
Hindistan'da dinsel görüşü ne olursa olsun her çocuk yaşamın kendisi, ana tanrıça, enerji kaynağı, büyülü ve gizemli bir nehir olan Ganga Ana hakkındaki efsaneyi küçük yaşta öğrenir. Nehri (Ganj) Tanrıça Ganga'nın kişileştirilmiş formu olarak gördükleri için Ganj'a taparlar ve suyu kutsal olduğu için de ölürken bir yudum içebilmek amacıyla tıpkı zemzem suyu gibi evlerinde saklarlar. Ganj nehri kıyısında her akşam güneş batarken Tanrı Ganga'ya saygı içeren ve ona ibadet edilen Aarti törenleri yapılır. Bu törenler, Ganga tapınağında çalınmaya başlanan çan ve zillerle başlar. Tapınaktaki Ganga heykelinin önünde kısa bir Puja töreni yapılır. Hinduizm'in ölü yakma geleneği nedeniyle birçok insan, bu kadar büyük bir ülkede binlerce kilometre yol kat ederek yakınlarının küllerini bu nehre serperler. Ruhsal olarak yeniden dirilişin bu nehre atılan ölülerin küllerinden yükseleceğine inanılmaktadır.
Sayfa 187Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.