Gerçeklerin Anlatıldığı Bir Tarih Kitabı

Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni

Talha Uğurluel

En Eski Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni sözleri ve alıntılarını, en eski Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu nedenledir ki, Osmanlı'nın gücünü sadece kılıç kullanmada, ordu marifetinde aramak son derece yanlıştır. Onu asıl büyük yapan şey, kalbini dünyaya kaptırmama ve hedefine kilitlenebilme kabiliyetidir.
“Bir saatlik adalet yetmiş yıllık ibadetten hayırlıdır.”
Reklam
Bizi en iyi biz biliriz. Başkasına ait bir mercek, ancak bakışımızı bulandıracaktır vesselam.
O günlerde Osmanlı, Fransızları bebek gibi pışpışlamaktadır. İnsanın kapısında beslediği dört ayaklı canlı bile ekmek yediği kabı ve bu kabın sahibini biliyorken, bunların bu vefasızlığı ve düşmanlığı insanı hayretler içinde bırakıyor
Osmanlı'ya duyduğu hayranlık sadece kıyafetlerle sınırlı değildir. Osmanlı coğrafyasında şarap bulmanın oldukça zor olduğu, genelde su içtikleri ve bu nedenle sağlıklı olduklarını, hiçbir yerde kumar ve fuhuşa rastlamadığını anlatır. Tembel ve kabiliyetsiz kişilerin asla yükselemediğini, toplumda adam kayırmanın ve iltimasın kesinlikle olmadığı, herkesin mevkisine ancak çalışarak gelebildiğini, Osmanlı'nın bu muvaffakiyetinin sebebinin bu meziyetlerden kaynaklandığını anlatır.
Asıl adı Ali Cemalî olup, Zeyrek'deki evinden aşağıya sarkıttığı ve insanların sorularını yazıp içine bıraktığı zembiliyle meşhur olmuştur. Geceleri bu zembili çeker, soruları tek tek cevaplar, sonra sepete koyup bunu tekrar aşağıya sarkıtırdı. Yani toplumun en alt tabakasından bir kişi, en yukarıdaki bir âlimle rahatlıkla dirsek temasında bulunabilirdi.
Reklam
Padişahların Adalet Kulesi'ne girmek için kullandıkları bu kapının üzerinde de ikinci bir Hadis-i Şerif daha yazmaktadır, "Bir saatlik adalet yetmiş yıllık ibadetten hayırlıdır. "
Sayfa 231 - Timaş Yayınları / Divan-ı Hümayun ve PadişahKitabı okudu
Sultan Süleyman'ın süt kardeşi Yahya efendi'den bahis açmışken onun İstanbul boğazının manevi sahiplerinden biri olduğunu da ifade edelim. Zamanında balıkçılar balığa çıkacakları zaman tekneleri ile teknenin hemen dibindeki bu sahile yaklaşırlarmış. Yahya Efendi de tekkenin ucuna çıkar ve buradan onlara dua edermiş "ürününüz bereketli kazancınız bol olsun" diye bütün balıkçılar hep bir ağızdan amin derlermiş, sonra Yahya efendi onları 'eyyam ola' 'eyyam ola' yani uğurlar ola diye savarmış Yahya efendi vefatı sonrasında aynı adet devam etmiş balıkçılar yine buraya gelip bu kez onun ruhuna fatihalar gönderir ve ardından kendileri eyyam ola diyerek buradan ayrılırlarmiş işte bu eyyam ola sözü döne dolaşa bugünün heyyamola söz olmuştur.
Sultan Süleyman sadece devlet işlerini değil teferruat birçok konuda şeyhülislamına soruyor yanlış bir iş yapmak istemiyordu. Bir gün Topkapı Sarayı'nın arka bahçesinde bazı meyve ağaçlarını karıncaların sardığını görecektir. İlaçlarsın kireçlesin geçer ama Sultan bir karar veremez acaba caiz olur mu diyerek Ebu Suud Efendi'ye sorma kararı alır, ancak Ebu Suud Efendiyi makamında bulamaz sorusunu bir kağıda yazıp odasına bırakır. Bir süre sonra Ebu Suud Efendi gelecek kağıt parçasını görecek ve okuyacaktır belli ki sultan'a ait bir soru. Sorunun cevabı altına hem de şiirin nazmına uygun olarak not edecektir. Bir süre sonra Sultan Süleyman yine gelir hocası yine yoktur ama sorusunun altına bir cevap iliştirmiştir. Kanuni'nin şöyle sormuştur: Meyve ağaçlarını sarınca karınca Günah var mı karıncayı kırınca Ebu Suud Efendi el cevap Yarın hakkın divanına varınca Süleyman'dan hakkını alır karınca.. Sultan Süleyman ağaçları ilaclamaktan vazgeçecektir
Geri115
160 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.