Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gerçeklerin Anlatıldığı Bir Tarih Kitabı

Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni

Talha Uğurluel

En Eski Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni sözleri ve alıntılarını, en eski Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözümün Nuru Sultanim!
Gece yoktur ki ah'larimin ateşinden bütün alem yanmaya. Seher yoktur ki, gül yüzünün arzusuyla yanmaya ve feryatlarimdan felekler parçalanmaya, Rumuzu şeb gibi tarik etti ey mah-ı iştiyak Müşkil olur iftirak, vah iftirak (Gündüzümü gece gibi karanlik ettin ey Ay, zor olur ayrilik, ah ayrilik, vah ayrilik) "El-fakirü'l-hakir cariyeniz Hürrem"
Sayfa 170 - Timaş
İşte Asıl Büyüklük Budur!
"Barbaros Hayrettin Paşa'yi asıl büyük yapan şey, 1533 yılında, kendi yaşının yarısı kadar genç bir sultanın önüne gelip,"Sulatanım, ben, adamlarım, gemilerim, altınlarım ve topraklarımla size aidim." diyebilmesi olmuştur. Allah aşkına çevrenize bakin. Bugün küçücük bir memuriyet koltuğu için bile birçok insan birbirinin ayağını kaydırmaya çalışırken, koskoca cezayir kralı konumundaki bir kişi, her şeyi ile Osmanli'ya tabi olma kararı alıyor. Yani şahsını Osmanlı şahsi manevisi içinde eritiyor. Eğer böyle bir şey yapmasaydi. Bana ne Osmanli'dan, gelsin Sultan Süleyman bana tabi olsun deseydi, bugün onu hatırlamayacaktik bile. Cezayir'i ele geçirmiş ve orada yirmi otuz sene saltanat sürmüş bir denizci kimin umurundaydi. Ama bugun Hayrettin Pasa denilince hepimizin burnunun kemiği sizliyorsa, bu, Allah'in nasip ettiği kabiliyeti, varlığı, zenginliği fedakarlıkla onun adina rahatlıkla sarf edebilmesinden geçmektedir."
Sayfa 207 - timas
Reklam
Osmanli adeti
Osmanlı'da adet olduğu üzere doğum Kur'an-ı Kerim tilavetiyle beklenirdi.Zamanında Sultan II.Murat'ın oğlu Fatih'in doğumunu beklediği gibi.İçeri girdiklerinde, oğul müjdesini verip ne isim vereceklerini sorduklarında:"Az önce Kur 'an -ı Kerim'den Muhammed Suresi'ni bitirmiş Fetih Suresi'ne başlamıştım.Hz. Muhammed'den (SAV) mülhem adı Mehmet ola, inşallah fetih ona müyesser ola". diyecektir.
Sayfa 37 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Osmanlı da harem
Halbuki İslamiyete göre iki erkeğin veya iki evli bayanın birbirlerinin dizleriyle göbek arasını görmeleri bile caiz değilken inkârca kadını üryan bir şekilde havuzlara doldurmak gülünç ötesi bir durumdur.
Sayfa 29 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı da Harem Anlayışı
Gelelim Ormanlı'nın gerçek harem anlayışına.Osmanlı'da yönetim, zevk ve sefaya göre değil, fedakârlıklar üzerine kurgulanmıştır.Evliliklerinde, tayin ve terfilerinde, sefer ve savaşlarda, affetme yada feda etmelerde ölçü hep toplum, devlet ve insandır.
Sayfa 30 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı'da ince düşünce
Sultan Süleyman, sadece devlet işlerini değil, teferruat birçok konuyu da şeyhülislamına soruyor, yanlış bir iş yapmak istemiyordu. Bir gün Topkapı Sarayı' nın arka bahçesinde bazı meyve ağaçlarını karıncaların sardığını görecektir.İlaçlarsın, kireçlersin geçer.Ama Sultan bir karar veremez.Acaba caiz olur mu? diyerek Ebussuud Efendi' ye sorma kararı alır.Ancak Ebussuud Efendi' yi makamında bulamaz.Sorusunu bir kağıda yazıp odasına bırakır.Bir süre sonra Ebussuud Efendi gelecek, kağıt parçasını görecek ve okuyacaktır. Belli ki Sultan' a ait bir soru.Sorunun cevabını altına hemde şiirin nazmına uygun olarak not edecektir. Bir süre sonra Sultan Süleyman yine gelir. Hocası yine yoktur ama sorusunun altına bir cevap iliştirmiştir. Kanuni şöyle sormuştur: Meyve ağaçlarını sarınca karınca Günah var mı karıncayı kırınca Ebussuud el-cevap: Yarın Hakk' ın divanına varınca Süleyman' dan hakkını alır karınca Sultan Süleyman ağaçları ilaçlatmaktan vazgeçecektir.Normalde dinen haşerenin katli caizdir. Demek ki şeyhülislamlar padişahların fetva değil takva üzere yaşamalarını istemektedirler.
Sayfa 56 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Osmanlı'da sancağa çıkma
Osmanlı devlet geleneğinde genelde on yaşını geçmiş her şehzadenin sancağa çıkması gerekirdi.Sünnet olana kadar annenin yanında kalan ve şefkatle büyütülen erkek çocuk, sünnet olduktan sonra baba ver erkekler dünyasıyla daha çok içli dışlı olurdu.On beş yaşını geçirmeden bir şehre idare yönünü geliştirmesi, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmesi için gönderilirdi.Osmanlı' da belli sancak merkezleri vardı.Konya, Manisa, Kütahya, Amasya, Bursa bu merkezlerden birkaçıydı.
Sayfa 59 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Hürrem Sultan'ı Dizilerden Değil Kitaplardan Tanıyalım!!!
Ancak Hürrem Sultan' ın durumu farklıdır.Osmanlı tarihinde gelmiş geçmiş en çok hayır eseri ortaya koyan hanım sultan şüphesiz odur.Mekke, İstanbul, Kudüs, Rodos Adası Haseki külliyelerinden, Sultanahmet' teki Haseki hamamlarına, Karapınar' daki hamamlardan, Edirne su yollarına, Medine sebillerine kadar nice yere eser yaptırmış, erişilmesi güç hayır işlerine imza atmıştır.Bu durumda, aklımıza şu meşhur atasözü gelmektedir. "Ayinesi iştir kişinin lafa, senaryoya, diziye, filme bakılmaz!" son kısmını biraz orijinalinden uzaklaştırmış olsam da kıssadan hisse ne demek istediğim gayet anlaşılıyor sanırım.
Sayfa 130 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Kanuni Sultan Süleyman zaferi ve onları bu kadar güçlü olmasının sırrı
Evet savaş kazanılmıştır.Hatta bu başarı dünya harp tarihine, "Dünyanın en kısa süren meydan savaşı" olarak da geçecektir.Ama asıl başarı nedir? Yani bu savaşta Sultan Süleyman' ı bu kadar büyük yapan şey, dev bir Orta Avrupa ordusunu bu kadar kısa bir sürede yok etmesi midir? Yoksa o gece çadırına çekilirken, otağının bir köşesine bir çukur, yani bir nevi kabir kazdırıp, "Bugün benim kalbime gurur girdi, bu gece yatağımı dehlize serin." sözleri mi olacaktır? Evet onu bu kadar büyük yapan şey işte bu olmuştur.Yani savaşı kazandığı için şımarmamış, ne oldum delisi olmamış ve tabiri yerindeyse kendini bozmamıştır.O geceyi kazdırdığı çukurda büyük bir muhasebe duygusu içinde geçirecek ve kendisine, "Unutma ey Sultan Süleyman, bugün büyük bir zafer kazandın ama yarın sende böyle bir çukura girip hesap vereceksin." telkinini yapacaktır.
Sayfa 159 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Avrupa da temizlik adabı!!!
O günün Avrupa toplumu ne doğru dürüst temizlik biliyordu, ne de yıkanma.Hijyen denilen şeyin yakınından bile geçmiyorlardı.Tuvalette yoktu, tuvalet adabı da.Bugün halk arasında olumsuz bir olayı icra eden birine, "Halt ettin!" deriz değil mi? Bu çok kullandığımız kelimenin anlamını biliyor muyuz? Ben söyleyeyim.Halt, "dur" demektir Almanca da.Peki dur ettin ne demek oluyor.O günün Avrupası' nda tuvalet bilinmediği için insanlar ihtiyaçlarını evlerdeki kab kaçaklara yapar sonra pencereden dışarıya doğru bunu uzatarak, "Halt" diye bağırırlardı.Yani dur! Bu ihtarı duyan ve o anda sokaktan geçmekte olan herkes yukarıdan gelecek şeye karşı başını sakınmaya çalışırdı.
Sayfa 186 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... Sultan Süleyman, sadece devlet işlerini değil, teferruat bir çok konuyu da şeyhülislamına soruyor, yanlış bir iş yapmak istemiyordu. Bir gün Topkapı Sarayı'nın arka bahçesinde bazı meyve ağaçlarını karıncaların sardığını görecektir. İlaçlarsın, kireçlersin geçer. Ama Sultan bir karar veremez. Acaba caiz olur mu? diyerek Ebussuud Efendi' ye sorma kararı alır. Ancak Ebussuud Efendi'yi makamında bulamaz. Sorusunu bir kağıda yazıp odasına bırakır. Bir süre sonra Ebussuud Efendi gelecek, kağıt parçasını görecek ve okuyacaktır. Belli ki Sultan'a ait bir soru. Sorunun cevabını altına hem de şiirin nazmına uygun olarak not edecektir. Bir süre sonra Sultan Süleyman yine gelir. Hocası yine yoktur ama sorusunun altına bir cevap iliştirilmiştir. Kanuni şöyle sormuştur: -Meyve ağaçlarını sarınca karınca Günah var mı karıncayı kırınca Ebussuud el-cevap: -Yarın Hakk'ın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca ....
Sayfa 57 - Timaş Yayınları
... Ama (Avrupalıların) unuttukları bir şey vardı. Gücünü inancından almış bir toplumda, gençler onların sandığı gibi yetiştirilmiyordu. Tevazu her şeyden önce geliyordu. Baba Yavuz, oğlu bir keresinde azıcık süsleneyim demiş, o müşfik baba, hoş bir nükteyle, "Bakıyorum annene giyecek bir şey bırakmamışsın." diyerek ölçüyü hatırlatmasını bilmişti.
Orta Avrupa'nın Fethi :Mohaç
... Evet savaş kazanılmıştır. Hatta bu savaş dünya harp tarihine, "Dünyanın en kısa süren meydan savaşı" olarak da geçecektir. Ama asıl başarı nedir? Yani bu savaşta Sultan Süleyman'ı bu kadar büyük yapan şey, dev bir Orta Avrupa ordusunu bu kadar kısa bir sürede yok etmesi midir? Yoksa o gece çadırına çekilirken, otağının bir köşesine bir çukur, yani bir nevi kabir kazdırıp, "Bugün benim kalbime gurur girdi, bu gece yatağımı dehlize serin." sözleri mi olacaktır. Evet onu bu kadar büyük yapan şey işte bu olmuştur. Yani savaşı kazandığı için şımarmamış, ne oldum delisi olmamış ve tabir yerindeyse kendisini bozmamıştır. O geceyi kazdırdığı çukurda büyük bir muhasebe duygusu içinde geçirecek ve kendisine, "Unutma ey Sultan Süleyman, bugün büyük bir zafer kazandın ama yarın sen de böyle bir çukura girip hesap vereceksin." telkinini yapacaktır.
"Hiç unutmam, Lyon'a bir gidişimde yine bu son derece aşağılayıcı karelere bakarken, duvarın önünde bir ilan panosu görmüştüm. Yaklaştığımda, Fransızca bu cümlelerin arasından 'Lepanto' ismini yakalayıverdim. Yani İnebahtı. Yanımdaki Fransızcası iyi arkadaşların çevirileriyle kanımız dondu. Bir hafta sonra bu kilisede yapılacak Lepanto (İnebahtı) Savaşı'nın kutlama yortusunun ilanıydı. İnebahtı, bildiğiniz üzere Osmanlı donanmasının 2. Selim döneminde yakıldığı bir deniz savaşıdır. O günlerde Osmanlı, Fransızları bebek gibi pışpışlamaktadır. İnsanın kapısında beslediği dört ayaklı canlı bile ekmek yediği kabı ve kabın sahibini biliyorken, bunların bu vefasızlığı ve düşmanlığı insanı hayretler içinde bırakıyor. "
"Bizi en iyi biz biliriz. Başkasına ait bir mercek, ancak bakışımızı bulandıracaktır vesselam."
"O günün Avrupa toplumu ne doğru dürüst temizlik biliyordu, ne de yıkanma. Hijyen denilen şeyin yakınından bile geçmiyorlardı. Tuvalet de yoktu, tuvalet adabı da. Bugün halk arasında olumsuz bir olayı icra eden birine, 'Halt ettin!' deriz değil mi? Bu çok kullandığımız kelimenin anlamını biliyor muyuz? Ben söyleyeyim. Halt, 'dur' demektir Almancada. Peki dur ettin ne demek oluyor. O günün Avrupası'nda tuvalet bilinmediği için insanlar ihtiyaçlarını evlerindeki kap kaçaklara yapar sonra pencereden dışarıya doğru bunu uzatarak,' Halt! ' diye bağırırlardı. Yani dur! Bu ihtarı duyan ve o anda sokaktan geçmekte olan herkes yukarıdan gelecek şeye karşı başını sakınmaya çalışırdı. O günlerde ne mendil biliyorlardı ne de mendil kullanma adabı. Hoş hâlâ öğrenebilmiş değiller ya. Şu an bu satırları yazdığım Almanya-Türkiye arası uçak yolculuğumda sıklıkla kulağıma (çok özür dilerim!) hümkürme sesleri geliyor, tabi ki de çok medeni Avrupalı uçak yolcularımızdan. Çünkü onlara göre hâlâ vücuttan çıkan bir takım tiksindirici ses son derece normal ve toplum içinde rahatlıkla sergilenebiliyor. "
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.