"Bir manastıra çekilip dünyanın kötülüklerine, pisliklerine bulaşmayabilir ve ruhunuzu ‘temiz’ tutabilirsiniz ama, sizin ruhunuzun temizliği dünyayı daha iyi bir yer yapmaz.
Politik kötülüğe, ancak politik eylemle karşılık verilebilir ya da totalitarizme, İsa’yı taklit ederek yanıt verilmez.
Ahlaki kaygılar, kişinin nasıl bir insan olduğu veya olmak istediğini yansıtır; politik kaygılar ise, kişinin kendisinin iyi olmasıyla değil, yapıp ettiklerinin içinde yaşadığı dünya için iyi olmasıyla ilgilidir."
“İyi olmaya çalıştığım zaman, aslında kendi kendimle ilgiliyimdir, politik olarak eylemde bulunduğum anda ise artık kendi kendimle değil, dünya ile ilgili olurum, onun iyiliği için kaygı duyarım. İyi insan, kötülük yapmaktansa, kötülüğe maruz kalmayı yeğleyebilir ve böylece kötülüğün ortadan kalkması için eylemde bulunmayabilir. Buna karşılık iyi yurttaş, Macchiavelli’nin dediği gibi, sitenin yararını kendi ruhuna üstün tutar; kendisi için duyduğu kaygıdan daha fazlasını dünya için duyar. Bu nedenledir ki Arendt, sürekli olarak bizi ortak dünyamız konusunda sorumluluk üstlenmeye çağırır.”