«Zenginler hep öyledir, elindeki son tahıl tanesini bile almaya kalkarlar insanın. Ne kadar zengin olursan, o kadar gözü doymaz olursun, biz çoktan biliyoruz bunu...»
«...Atasözünde dendiği gibi: 'Kuyuya tükürme, ordan sen de içebilirsin.' Ama olsun, yine de, senin dönüp dolaşıp Hazreti İsa'nın kilisesini bulman beni çok memnun etti, candan, yürekten memnun oldum.»
İşte gerçekleşmişti, Gregor'un nice uykusuz geceler hasretle kavuşmayı beklediği o ufacık isteği. Evinin kapısında duruyordu ve oğlu kollarının arasındaydı işte.
Hayatta ona sadece bu kalmıştı; onu toprağa, onu şu soğuk güneşin altında parıldayan koca dünyaya hala bağlayan tek şey.