Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2014 Mayıs - Haziran

Düşünbil - Sayı 39-40

Düşünbil Dergisi

Düşünbil - Sayı 39-40 Gönderileri

Düşünbil - Sayı 39-40 kitaplarını, Düşünbil - Sayı 39-40 sözleri ve alıntılarını, Düşünbil - Sayı 39-40 yazarlarını, Düşünbil - Sayı 39-40 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cezalandırmayı intikam alma olarak görmeyenler, bu düşüncelere şiddetle karşı çıkacaklardır. Çünkü ölüm cezasına karşı çıkılmasının ana nedenlerinden birisi budur. Cezalandırma intikam almaya değil, suçu önlemeye suçluları rehabilite etmeye yöneltmelidir. Ölüm cezasıyla öldürülen kişinin öğreneceği bir şey yoktur. Peki, özgür ve bir akla sahip bu suçlu bireyin değişme ve iyileşme umudunun ortadan kaldırılması iyi bir fikir midir? Düzgün işleyen ahlak organından (içkin ahlak) beklenenden ziyade, dinler ve yönetimlerin aktardığı açıkça telaffuz edilen emirlere yatkın gözüktüğü sonucuna varmaktan insan kendini alıkoyamıyor.
İslam’ın gerektirdiği gibi, kutsal metinlere uymayan masum insanların, Müslümanlarca kafalarının acımasızca kesildiği ya da 11 Eylül olayındaki gibi binalara uçaklarla çarpıldığı bir dünyada, başka birilerinin, “bu benim dinim değil” serzenişlerini oldukça komik ve gülünç buluyorum. Dinleri kendi içlerinde bir “tabu” haline getiren kişiler, ahlaki yaşamında bir dayanak olarak gösterdiği kutsal kitabındaki bazı ayetleri ve hadisleri ya bilmiyordur ya hiç okumamıştır. Ya da açıkça yalan söylüyordur. “Bu benim dinim değil.” derken savunulan fikrin içeriğinin de iyi kavranılması bir şart haline geliyor.
Reklam
“Birey laik olmaz , devlet laik olur.” sözü geçerliliğini yitirir. Devletin laik, bireyin laik olmaması aslında laikliğin olmadığını simgeler. Laiklikten söz edilecekse bu durumda hem devlet hem birey laik olmak durumundadır. Laik bir devlette, laik olmayan bir birey laik değildir, laik olmayan birey devletten de laik uygulama bekleyemez. Devletin kendi işine karışmamasını, özgür bırakmasını talep eder bu özgürlük sözcük anlamıyla özgürlük değildir. Laik yasalarla değil şeriat yasaları ile yaşamını sürdürmek ister, evlenmesi, boşanması, mal edilmesi gibi temel hak ve özgürlüklerde bile laik yasalara göre değil, şeri yasalara göre uygulama bekler. Buna göre dört eş alabilir, kız çocuklarına mirası sınırlayabilir, tanıklığını kabul etmez, hülle yapabilir ve boş ol demekle boşanabilir ,bu durumda devletin laik olduğu düşünülebilir mi? Laik olmayan varsa laiklik yoktur .Hem o hem öbürü olmaz.
Marx, dinsel devlette önemli olanın insan olmadığını söyler. Dinsel devlet insana değer vermez. Dinsel devletin değer verdiği insanın dinsel yanıdır. Yapısı gereği devletin diğer dünya işlerini düzenlemenin ötesinde, yaşanan maddi yaşamın gereksinimlerini gidermek, sorunlarını çözümlemek üzere örgütlenmiş olması gerekir. Alt yapı ve buna bağlı üst yapısal sorunlar , devletin işidir. Eğitimden, sağlığa, yargıya, savunmaya ilişkin maddi gereksinimlere yanıt vermesi gereken devlet, bunları önemsemeyip, üstelik bunları da maneviyata ve dinselliğe boğarsa, artık bu durumda politik devletten değil,dinsel devletten söz edebiliriz. Dinsel devlet de eğitimi, sağlığı, yargıyı, savunmayı düzenleyecektir elbette, ama nasıl? Somut olmayan yasalarla, gereksinimlere yanıt vermeyen kurumlarla, bilimsel olmayan dogmalarla, toplumsal uzlaşmaya yaramayan soyut ilişkilerle…
Düşünce , içinde umut vadeden bir inancın kıvılcımlarını barındırdığı zaman insanı heyecanlandırır.
...genetik bilimi de Irk diye bir şeyin olmadığını kesin olarak göstermiştir.Bütün insanların genetik yapısı aynıdır.Sadece coğrafi farklılıklardan iklimden kaynaklanan morfolojik çeşitlilik söz konusudur.
Reklam
1930’lu yıllarda bazı Avrupa ülkelerinde öjenizm kanunları çıkarıldı . ABD ve İsveç’te 60.000 , Almanya’da 400.000 , Kanada ve Finlandiya’da onbinlerce insan kısırlaştırıldı.
Savaşla uğraşanlarla , öldürmek veya ölmek için bir araya getirilmiş insan gruplarına hiçbir şekilde “barış gücü” adı verilemez.
Montaigne
Başkalarının bilgisi ile bilgin olabilsek bile, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.
Afşar Timuçin
Aşk kendinden başka bir düşmanı olmayan , kendinden başka bir şeye yenik düşmeyen garip bir savaşçıdır.
Reklam
Kafka
Bazıları ıstırabın varlığını güneşi göstererek reddeder; o ise ıstırabı göstererek güneşin varlığını reddediyor.
Afşar Timuçin
Aşk, gerçekte herhangi bir kişiden olağanüstü bir kişi yaratmaktır.
C. Baudelaire
Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda; tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken zamanın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? Şarapla, Şiirle Ya da erdemle Nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun…
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.