Çocuklar savunmasızdır. Düşünceleri yetişkinler tarafından kolaylıkla eğilip bükülebilir. Yetişkinlere burada sorumluluklar düşmektedir. Yetişkinler çocukları düşünmeye ve sorgulamaya teşvik etmeli, onların zihinsel kapasiteleri yetersiz gelmeye başladığında yerinde ve zamanında doğru girdilerle çocuğun zihinsel gelişimine olumlu yönde katkılar yapmalıdırlar.
adın doğmasına yol açmış olan imge, kavram ile arasındaki savaşı giderek yitirir. bilinçten de bellekten de silinerek sözcüğün başlangıçtaki anlamının yok olup gitmesine yol açar.
Birisini anlayabilmek için onun ağzından çıkan tüm sözcüklerin anlamını bilmemiz yeterli değildir. Birisini anlayabilmek için onun düşüncelerini anlamamız gerekir.
Dil sadece sesle ilişkili değildir. Eğer öyle olsaydı sağır insanlar birbirleri ile iletişim kuramazdı.
Bugün herkes tarafından bilinmektedir ki sağır bireyler dudak okuma sayesinde iletişim kurabilirler.
Kelimelere yeni anlamlar yüklemeyi çok severiz.
Hayatımıza yeni kavramlar ve nesneler girdikçe var olan eski kelimelerin anlamlarını bu yeni nesnelere yükleriz.
Onun hakkında söyleyebileceğimiz en büyük kesinlik, ona sahip olduğumuzdur. Geri kalan ise onu anlama ve yorumlama çabamızdır. Bu çaba bizi insan kılar, bu çaba özümüze çıkan yolda atmamız gereken adımları gösterir.