Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar

Taylan Kara

Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar Gönderileri

Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar kitaplarını, Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar sözleri ve alıntılarını, Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar yazarlarını, Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
208 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Taylan Kara’nın sağlam bir kitabı daha. Çıkarsamalar, kısa notlar, yerinde tespitler, doğrudan vurgular, çarpıcı detaylar. Ufuk açıcı olduğunu düşündüğüm bir kitap çıkmış ortaya. Kendisini tebrik ediyorum. Bazı yazarlar vardır, uzun zaman değişik kitaplarla boğuştuktan sonra “işte aradığım tespitler” dediğin metinleri içeren kitaplara sahip olurlar. Keşfetmeni beklerler. Bu öyle oldu benim için. Kesinlikle tavsiye ederim. Nasıl başlayıp nasıl bittiği konusunda sizi şaşırtacak, kısa sürede son sayfasına ulaşacağınız bir kitap.
Düşüncenin Arkagürültüsü Mırıldanmalar
Düşüncenin Arkagürültüsü MırıldanmalarTaylan Kara · Bulut Yayınları · 014 okunma
Fikrimce gerçek aşk ihtiyat, tevazu ve hatta aşığın maşuka karşı çekingenliği içinde ifade edilir. Asla ihtiras içinde kendini kapıp koyuvermekle ve zamansız samimiyet gösterileriyle değil. Karl Marx
Reklam
Dominoya ilk dokunan, mutlaka dominonun altında kalır. Süreci ilk başlatan, süreci yönetemez; süreç kısa sürede kontrolden çıkar. Başlatanlar, kendi ürünleri tarafından tasfiye edilir. Topluma radikal bir düşünceyi/inancı dayatanlar, kısa bir süre sonra bu düşünce/inanç tarafından düşman ilan edilir. Bu frankestein yasasıdır ve logaritmik süreçlerle frankestein yasası daima iç içe işler. Her sistem, kendi ürettikleri ile önünde sonunda karşılaşır ve her sistem kendi ürettikleri ile yıkılır.
Mutluluk duygusunun saf halinde gerçekleşmesi için kendi dışındaki bir şeye gereksinimi yoktur. Mutluluk, teşhire ihtiyaç duymaz. "Bakın biz mutluyuz" fotoğraflarında eksik olan şey mutluluktur ve bu fotoğraflar, izleyicilerine tam da bunu tamamlamak için gösterilir. İçerikteki eksiklik izleyicilerin "aa evet mutlular" yargısı ile takviye edilir. Mutluluk söylenen değil olunan, gösterilen değil yaşanan bir şeydir.
Karşısında sustuğun, karşılık vermediğin, meydanı bıraktığın her saçmalık büyüyerek tekrar karşına gelecektir. Bugün “muhatap almaya değmez” dediklerinle yarın zorunlu olarak muhatap olacaksın. Bugün görmezden geldiklerin, yarın büyüyerek gözüne sokulacaktır. Bulaşmak istemediklerin, yarın sen istemesen de sana bulaşacaktır. Bugün yolunu değiştirip kurtulduğunu zannettiklerin, yarın yolunu kesecektir.
Reklam
Üretim araçları hangi sınıfın elinde ise kültür, sanat, edebiyat ve felsefe de onun elindedir. Ekonomi bir sınıfın çıkarına iken kültürün, sanatın, edebiyatın ve felsefenin bağımsız, tarafsız ve sınıflar üstü olduğunu iddia etmenin ciddiye alınır bir yanı yoktur.
Sayfa 178 - Bulut Yayınları
21. yüzyılda özgürlük; barbarlık, yobazlık ve gericilik üretmektedir.
Sayfa 157 - Bulut Yayınları
21. yüzyılda seyahat özgürlüğü, cebinde belediye otobüs bileti parası olmayan insan için "yurtdışına gidebilme özgürlüğü" dür. 21. yüzyılda insanların ezici çoğunluğu için mülkiyet özgürlüğü, açlık sınırında yaşayan insan için "apartman edinebilme özgürlüğü"dür. Yanında eşitlik olmayan özgürlük barbarlıktır. Yanında akıl olmayan özgürlük, yobazlığın özgürlüğüdür.
Sayfa 157 - Bulut Yayınları
İnsan hakkında yapılan incelemeler ve edinilen bilgi birikimi, insanı sömürmeye, tutsak etmeye, onu ahmaklaştırmaya yaramaktadır. İnsan araştırmaları, insana karşı kullanılmaktadır.
Sayfa 131 - Bulut Yayınları
Reklam
Umut, çıplak gözle baktığında çöp gördüğün yerde, iradeyle baktığında o cevherin çıkarılma olasılığını görmek ve bu olasılığı zorlamak işidir. Umut çöpe sadece bakarak değil o çöpe gizlenmiş cevheri gördüğün zaman oluşuyor. Umut maddeye iradeyle müdahale istencinin bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Umut, hazır bulunmuyor, çoğunlukla onu üretmek gerekiyor.
Sayfa 113 - Bulut Yayınları
Toplumsal bir sürecin henüz çoğunluk oluşturmamış "öncü" ya da "marjinal" kesimi çoğaldığında derhal norm haline gelir ve hızla yeni "marjinal"ler oluşturur. Bu süreçler "normal" ve "marjinal"lerin hızla değiştiği süreçlerdir. Örneğin bireylerinin çoğunun X dinine mensup ancak düzenli ibadet edenlerin azınlıkta olduğu bir toplumu sistematik olarak dinselleşmeye tabi tutar ve herkesin X dinine inanmasını dayatırsanız kısa sürede o dinin tanrısına ibadet edenler çoğalacaktır. Bu durumda "X dinini kabul edenler için ibadet zorunlu olsun" diyenler hala marjinaldir. Sürecin ilerleyen aşamalarında "X dinini kabul eden herkes için ibadet zorunlu olsun" demek de norm haline geldiğinde bu toplumdaki örneğin "X dinine inanmayanlar öldürülsün" diyenler marjinalliğe oturur. Böyle süreçlerde hiçbir "marjinal", "marjinal" olarak kalmaz; her marjinalin norm haline geleceği bir zaman mutlaka olacaktır. Süreç bir kez kendini örgütleme aşamasına ulaştığında artık gidebileceği en son noktaya kadar ilerleyecektir. "Bir daha fazlası" mutlaka vardır ve sürecin bütün dinamiği bunun üzerinden akar. Hep bir daha fazlası mutlaka bulunur; yoksa üretilir. Yalakanın daha yalakası... Yobazın daha yobazı... Aptalın daha aptalı... Alçağın daha alçağı...
Sayfa 51 - Bulut Yayınları
*Söz Etmeyi Sevmek Bir şeyi "yapmaktan" değil, "yapmaktan söz etmekten" hoşlanmak. Yapmaktan hoşlanmamak, yapmaktan söz etmekten hoşlanmak... Eylemi en sık ikame eden şey sözdür.
Sayfa 42 - Bulut Yayınları
Mesafe çok uzadı ama
*Bu topraklarda zemin hep kaygan olagelmiştir. Alkışlar, bu topraklarda üzerinde durmak için güvenilir bir zemin değildir. Bu topraklarda "yaşasın" ile "kahrolsun" arasındaki mesafe, sadece bir koltuk kadardır; "koltuk"lu iken "yaşayan"lar, "koltuk" gidince "kahrolur"lar.
Sayfa 40 - Bulut Yayınları
*Tescilli alçaklara, onlar güçten düştükten sonra "alçak" demek, insanı erdemli yapmaz.
Sayfa 30 - Bulut Yayınları
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.