Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeğe koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?
Bu sabah seni görmeden öleceğimi düşünerek korktum. Kalbim göğsümden fırlayacak gibi çarpıyordu. Sonra söz verdiğimi hatırladım. Kalktım yataktan. İki gün önce korkunç bir sinir buhranı geçirdim. Şimdi iyiyim. Ölmekten değil, senden uzakta ölmekten korkuyorum..
Yabancı, yabancılık, yabancılaşma… Bunlar Cemil Meriç’in Türk aydını için sık sık kullandığı terimlerdir. Burada sormamız gerekmez mi: peki kendisi bu kadar takbih ettiği yabancılıktan, yabancılaşmadan kurtulabilmiş midir acaba?