Düşüncenin Gücü
James AllenDüşüncenin Gücü Gönderileri
Düşüncenin Gücü kitaplarını, Düşüncenin Gücü sözleri ve alıntılarını, Düşüncenin Gücü yazarlarını, Düşüncenin Gücü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu manevi zihinsel Tapınağın inşasının, görünmez ve sessiz olmasının onu daha az gerçek ve önemli kılmadığı bilinmelidir, zira Hz. Süleyman'ın Tapınağını inşa ettirmesi bile, "yedi yıl sürdü," denilir ve yine denildiğine göre tapınağını inşa ederken, "yapım halindeki tapınakta çekiç ve balta dâhil hiçbir demir aletin sesi duyulmadı."
Sayfa 205
Enerji: Amacını gerçekleştirmek için kişinin gayretli ve durmak bilmez bir çabayla kendisini harekete geçirmesidir.
Ekonomi: Gücün konsantre edilmesidir, hem sermayenin hem de karakterin muhafazası anlamına gelir. İkincisi zihinsel sermaye demek olduğundan azami öneme sahiptir.
Bütünlük: Şaşmaz bir dürüstlük manasındadır, tüm sözlere, anlaşmalara ve kontratlara kår veya zarar hesabı yapmadan bağlı kalmak demektir.
Sistem: Bütün detayları düzene uyumlu hale getirerek, çoğu aza indirgeyerek hafızayı ve aklı gereksiz iş ve stres yükünden kurtarmaktır.
Duygudaşlık: Asil ruhluluk, cömertlik, kibarlık ve şef katli olmak buna dahildir; eli açık, özgür ve nazik olmaktır.
Samimiyet: Sağlam, dürüst, dayanıklı ve hakiki olmaktır, dolayısıyla dışarıda başka içerde bambaşka biri olmamaktır. Dışarıda iyi bir hale bürünmemek, gizli gizli kötü davranışlara meyletmemektir.
Tarafsızlık: Adil olmak, yani sadece kendi için çabalamamak, her iki tarafı da gözetmek ve hakkaniyete göre davranmak demektir.
Özgüven: Sabit ve değişmez prensiplere dayanarak güç ve desteği sadece kendi içinde aramaktır, her an kaybolup gidebilecek harici şeyler için başkalarından yardım beklememektir.
Sayfa 202
Kişi sadece kendisini aşağılarsa aşağılanabilir, yüce bir hayat yaşarsa yüceltilir.
Sayfa 191
Kendine güven kahramanlığın esasıdır.
Sayfa 190
Buda ise şöyle demiştir, tabii bu durumda ben de aynısını diyorum, "Ya şuan ya da ben öldükten sonra onlar kendi kendilerinin ışığı olsunlar, dışarıdan gelecek bir yardım yerine sadece kendilerine güvensinler, hakikate ışıkları gibi sıkıca tutunup sadece hakikatte kurtuluş arasınlar, kendileri dışında bir yardımcı aramasınlar kendilerine, öğrencilerim arasında ancak böyleleri o sisli zirveye ulaşacaklardır. Lakin her şeyden önce öğrenmeye açık olmalıdırlar.
Sayfa 190
Hampti Dampti'ninki gibi bir kendini beğenmişlikle yenilgiye uğramamıştır. Hakikat uğruna egoizmden kurtulmuştur, şeylerin bağıntısını doğru bir şekilde algılar. Asabiyeti yenmiş, özünde asabiyete neden olabilecek hiçbir şey olmadığının farkına varmıştır. Menekşeye, gül olmadığı için kızılamayacağı gibi sizin gibi göremeyen birine de kızamazsınız. Çeşit çeşit bakış açısı vardır, sükûnet sahibi kimse ise bu farklılıkları insan doğasının hakikatleri olarak kabul eder.
Sayfa 184
Onun tek isteği hakikati bulmaktır. Peşin hükümleri bırakır, gerçekler ve delillerin ne dediğine bakar. Savunması gereken kişisel bir davası yoktur, zira hakikatin değişmez olduğunu, kendi fikrinin bu gerçeği değiştirmeyeceğini ve gerçeğin ancak araştırılarak keşfedilebileceğini bilir.
Sayfa 178
Hakikati olduğu gibi parçalar halinde görebilmemiz önemlidir ta ki hepsini bir araya geti rip kusursuz bir çember oluşturana kadar.
Sayfa 177
İnsan yüreğinde yargısı şaşmayan bir mahkeme vardır.
Sayfa 167
Vermek, almak kadar önemli bir görevdir; istediği kadar alıp vermeyi reddeden kimse nihayetinde almayacak duruma gelir, zira almadığımızda veremeyeceğimiz gibi vermediğimiz sürece de alamayız, bu ruhsal bir yasadır.
Sayfa 160
Bizi hoşnut ederken bile kendini hoşnut etme peşinde olan kişi bencildir.
Sayfa 159
Bencillik kişiyi, başkalarının pahasına kendisini korumaya yöneltir, ancak duygudaşlık benliğin feda edilmesi yoluyla başkalarını korumaya sevk eder; üstelik bu benliğin kurban edilişinde hakiki ve nihai bir kayıp da yoktur, çünkü bencilliğin verdiği haz az ve küçükken, duygudaşlığın bereketi yüce ve kat kattır.
Sayfa 157
Duygudaşlık herkesin, hatta hayvanların bile içgüdüsel olarak anladığı ve karşılık verdiği evrensel manevi bir dildir, çünkü tüm varlıklar ve yaratıklar acının boyunduruğu altındadırlar, acıdaki bu ortak tecrübe duygudaşlık dediğimiz birlik hissine yol açar.
Sayfa 157
Duygudaşlığın çok azı bile insan yaşamında bir iyilik yaratmak için çok büyük bir güçtür, azıcık bir miktarına bile hemen her yerde ve her gün ihtiyaç duyulmaktadır.
Sayfa 155
Balzac şöyle der: "Yoksullar büyüler beni; onların açlığı benim açlığımdır, evlerinde onlarla beraberim; yoksullukları bana dert olur; dilencinin paçavrasını kendi sırtımda hisseder, o anda yoksul ve hor görülmüş kimse olurum." Bu sözler, acı çeken birine yapılmış iyiliğin azıcık da kendisine yapıldığını söyleyen Balzac'dan daha büyük birini hatırlatıyor bize.
Sayfa 154