Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşündüşlem Deyişler

Hayrettin Ökçesiz

Düşündüşlem Deyişler Gönderileri

Düşündüşlem Deyişler kitaplarını, Düşündüşlem Deyişler sözleri ve alıntılarını, Düşündüşlem Deyişler yazarlarını, Düşündüşlem Deyişler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ara. Aramak koşmaktır, uçmaktır; coşkudur. Aramak çocukluktur, gençliktir, olgunluktur. Aramak ölümsüzlüktür. Aramak gerçeğin öbür adıdır. Aramanın işliğinde bütün duygular tam takımdır. Us ise ustasıdır. Orada iş bitmez, çünkü iş kendisidir. Aramak tasarlanan şeyleri yapıp bitirmek için bulup buluşturmak değildir. Aramak bir şeyi yaparken aslında ondan başka bir şey yapıyordur. Bunun için aramak bir iş yapmaz. Yaptıkları da iş değildir. Ama işe yarayabilir, bu başka. Bütün bunlardan ötürü arayamamak ölmektir. Yaşamak da aramaktır, arayabilmektir.Yaşamakta özne nesne parçalanması insanı gerçekte kendisi olmaktan alıkoymakta, uzaklaştırmaktadır. İnsanın özü aramaktır. Ben aradığım şeyin kendisiyim; aramak benim. Bu yüzden ben-şey ayrımı bilinç için yanıltıcıdır. Benlik bütünlüktür. O da aramakta gerçekleşir.
Doğrucu değil, doğru olmalıdır. Doğru olmak ise kendini bilmektir. İnsan kendini nasıl bilir? Öğrenerek! Belki bu yüzden öğrenmenin yaşı yoktur.
Reklam
Beni tanımıyor musunuz? Ben o sözleri söyledim. Daha çok tanınmak için mi yapılır her şey? Tanınmak ve unutulmamak... İnsanların anlıklarına iz bırakmak... Kimden ama? Kendimiz-den sandığımız izler... O kendimizi kim gerçekten biliyor? Sayısız şeyi daha somut amaçlar için yaparız. Ama onları yapa yapa bir özleme ulaşırız, ya da yaparken daha o özlemi birlikte duyumsarız. Özlemler neyi özletirler bize? Neyin özümüz olmasını isteriz? Özümüz... Kendimiz olan şey, içinde eriyip kendisi olduğumuz ve başka bir şey olmadığımız, işte özlemlerimiz bunlar. İnsan özlemlerin katmerli çiçeğidir. İnsanın özü, sonu olmayan bir iç içeliktir. Nerede dursanız yetmez. Tanınmak, unutulmamak isteği en önde gidenin mektup çantasında olmak isteğidir. Kim bilmez öleceğini? Özlemlerimizin öteki yüzü korkularımız... Özümüzün bir yanı özlem, bir yanı korku... Tanınmak özlemi yok olmak korkusunu bastırıyor. Yaşamak güdüsü özlemi ve korkuyu arabasına koşuyor. Bizim özümüz yaşamak... Her şeyi onun için yapıyoruz. Her şeyimizle, yaşamak istiyorum’dan başka bir şey söylemiyor, istemiyor, özlemiyoruz. Yaşamak istiyorum. Benim özüm bu. Ne yapsam, etsem ben bunu söylüyorum. Ama bu isteği aşarak yaşıyor da oluruz. O zaman coşkudur. Ne özlem, ne korku kalır. Yaşam istencini aşarak yaşamın kendisi olmak... Gerçekte başka ne olunabilir ki?
Yaşam, yaşamak ve ve daha iyi yaşamak istenci üzerine kuruludur. Bu çekişmede ölünür. Yani sonra ne kendisi ne iyisi kalır. Ölen öldükten sonra didişme sürer. Bu sırada bunun için ve bizim için öldüklerini söylediğimiz insanları anar dururuz. Ölmeyi, öldürmeyi meşrulaştırmak için... Bütün bunlar size de biraz ters gelmiyor mu? Yaşamak ve daha iyi yaşamak için öldürmekten başka yol yok mudur? Yaşamak ve daha iyi yaşamak için yaşatmak, daha iyi yaşatmak; yaşatmak, daha iyi yaşatmak için de yaşamak ve daha iyi yaşamak aranan doğru çözüm değil midir? Bunu nasıl mı yapacağız? Hiçbir şey pahasına kimsenin ölmesini, öldürülmesini onaylamayacağız. Ölüm anlamsız kalmalıdır. Öldürmelerin hiçbir biçimde karşı çıkılmayan durumu, kendini savunmadır: Pek olası öldürülme sonucuna karşı kesin öldürme sonucu. Bu dahi bir bahtsızlıktır. Üzünçle karşılanmalıdır. Saldırganı öldürmüş olmak kimseyi sevindirmemelidir. Saldırganın yıkım gücünü önceden görüp etkisizleştirmenin olanaklarını üstün ve sürekli bir çabayla geliştirmeli, yetersiz kalınan bu kendini savunma durumlarına kendi bireysel ya da birlikte kusurumuz olarak bakmalıdır. Bu tür bakışın kılıf hazırlama niyetlerini önleyici etkisi olacaktır. Kazaların haklı nedeni olabilir mi? Kaza kötüdür ve nedeni vardır. Kendini savunmada öldürmek en kötü kazadır. Ölene ağlamalı.
Bütün kitaplar yaşamanın birer tarifesidir. Herkes de kendi kendisinin aşçıbaşısı... Yani ne pişirirsen onu yersin. Tabii, kilerinde ne varsa o pişer. Ama tad kilerde bulunmaz. O senin işin.
Reklam
Öyle sözler vardır ki, söylemekten ve duymaktan usanmayız. Hiç unutmadığımız sözler... Hep aradığımız sözler... Değişik söylenmelerini de isteriz. Değişik sözlerle birlikte gezinmelerini de. Yalnızlıkları ise bizim yalnızlığımızdır aslında. Çıplaklıkları bizim çıplaklığımız. Ne demeye geldikleri, bizim ne demeye var olduğumuzdur. Onlar benim sözlümdür.
Ancak sıradan biri gölgesinin üzerinden atlayamaz. – Ha, ha, ha...
Güç her şeyi belirliyor. Bu yüzden güçten bağımsız bir hak kavramı tasarlamak olanaksız. Gücün yettiği her şey onun hakkı mıdır? Hakkımız olduğunu düşündüğümüz şeyi elde edebilmek için yeterince gücümüz bulunmalıdır; güçlüysek hakkımızı alabiliriz. Güçlüysek haklıyızdır. Demek ki, haklı olup olmadığımızı bize bir güç söyletecektir: Kendimizin ya
Bizi saran bir şarkıda hissettiklerimiz bir resme girmeyi istemek gibi özlemli ve hüzünlü bir şey... Çocuğun bir resimde dokunmak istediği bir kedicik, bir ayıcık ya da bir sincap gibi bir türlü ele gelmezler.
400 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.