Hayatlarının dar bir yolun, bir orta yolun üzerine kurulmuş olduğunu hissediyorlar; gelip geçicisinden bile olsa, taşkınlığı, çılgınlığı andıran her şeyin, yasak değil, daha kötüsü, olanaksız olduğu bir yolun üstüne...
Düşündüğüm zaman üzerime çöken pişmanlık duygusu değil, daha ölümcül bir şey. Ormanların, okyanusların üzerine uzanan, gökyüzünü yırtan upuzun bir yara görüyorum...
Yazgımız, daha doğrusu amacımız, içimiz ısınsın diye birbirimize sokulmak değil, tam tersi başladığımız yerden uzaklaşmak. Düşünce yoluyla, hayal gücüyle, yürüyerek: ne yapalım edelim, hayatın günün birinde bizi koyduğu yerde kalmayalım.