En Eski Edebice Dergisi - Sayı 24 Gönderileri
En Eski Edebice Dergisi - Sayı 24 kitaplarını, en eski Edebice Dergisi - Sayı 24 sözleri ve alıntılarını, en eski Edebice Dergisi - Sayı 24 yazarlarını, en eski Edebice Dergisi - Sayı 24 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onun hem Vilâyet-nâme'ye hem de Makâlât adlı eserine baktığımızda, "eline, diline, beline sahip olmak", "kendini arıtmayan, başkalarını arıtamaz", "nefsine ağır geleni, başkasına yapma" ve "incinsen de incitme" şeklinde mesajlarından hareketle, "güzel ahlak"ı çok önemsediğini ve düşüncesinin merkezine bu anlayışı yerleştirdiğini görürüz.
Sayfa 7Kitabı okudu
"İlimden gidilmeyen yolun sonu, karanlıktır."
Sayfa 8Kitabı okudu
Dostluk ve muhabbet kaynar ocağımızda bizim,
Aslanla ceylan dosttur, kucağımızda bizim.
Sayfa 8Kitabı okudu
Çekmeyiz aşağılık dünyanın gamını
Özleriz gül rengi şarabın canını
Şarap dünyanın kanı
Dünya ise kanlımız
Niçin içmeyelim kanlımızın kanını?
Ömer Hayyam
Sayfa 17Kitabı okudu
Farsça'da Horasan kelimesinin anlamı: Güneşin yükseldiği yer.
Sayfa 17Kitabı okudu
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hakk'ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok,
Noksanlıkla eksiklik, senin görüşlerinde
Sayfa 20Kitabı okudu
Hararet nârdadır, sacda değildir,
Keramet sendedir, tâcda değildir.
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs'te, Mekke'de, Hâc'da değildir.
Sayfa 20Kitabı okudu
Osmanlı saltanatı, ocağında Bektaşiliğe başlarıyla eğiliyordu. Kanunî Sultan Süleyman bile tacını çıkarıyor, baş açık, yalın ayak bir Bektaşi babasının önünde diz çöküyor, niyaz ediyor, ikrar verip nasip alıyordu.
Sayfa 24Kitabı okudu
Kuyu; içinde bulunduğumuz çağı yahut hayatın ta kendisini, su ise ahlaki değerleri temsil ediyor. Suyu çekilmiş bir kuyunun dibinden çıkabilmek ise meçhul... Çabalıyor insan, ufacık da olsa bir umut varsa sonuna kadar gayret göstermek istiyor. Biliyor, kaderin gayreti sevdiğini. Fakat kuyu derin, kuyunun suyu çekilmiş, kuyunun taşları aşınmış.
Ne yapsın insan?
Hakkı Suat Yılmazer
Sayfa 36Kitabı okudu
Mekânlara dair tercihler, hayatımdaki tek yakınım olan babama aitti. Babamsa hep gitmekten yanaydı. Hiçbir kentte sevilmemiş olacaktık ki öyle mahalli merasimlerle olsun, uğurlanamadık. Kaçar gibi sessiz sedasız oldu her gidişimiz. Aradığını bulamamış bir hırsız gibi kör pişman, kapıyı çekip çıktık usulca. Kimse yokluğumuzu bilmedi hiçbir yerde.
Soner Oğuz
Sayfa 49Kitabı okudu