Edebice Dergisi - Sayı 4 Gönderileri
Edebice Dergisi - Sayı 4 kitaplarını, Edebice Dergisi - Sayı 4 sözleri ve alıntılarını, Edebice Dergisi - Sayı 4 yazarlarını, Edebice Dergisi - Sayı 4 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adalet (Tuz Kokarsa...)
"Yokluğu bile adaletle paylaştırdığızda insanlar katlanır da, birilerinin çıkarına kullandığınızda cinnete randevu vermişsiniz demektir. Yolsuzluk ve hırsızlık yaşama biçimi haline geldiğinde, Allah'ın lâneti de başlar.
Artık lânetlisiniz!..
Mutsuz ve isyankâr yığınlara yenileri eklenir, baraj taşar. Bu selin önünde duramazsınız, kimse de duramadı.
Biliniz ki, Allah'ın adaletinde zaman aşımı yoktur."
Sayfa 64
Adalet (Tuz Kokarsa...)
"Din devletin şartı değildir, ama adalet devletin şartıdır. Devlet küfürle değil zulümle yıkılır. Adalet dinden daha temel bir kavramdır."
Sayfa 64
Adalet (Tuz Kokarsa...)
"Devletin dini, imanı adalettir. Adalet yoksa devlet olmasın, o zaman devlete gerek yoktur. Eğer âdil olmayacaksa devlet devdir, mensuplarını yiyecektir."
Sayfa 64
Sultan Selim
"Padişahların vatanları onların nikâhlı eşi gibidir, mert olan ona kendisinden başkasının dokunmasına müsaade etmez."
Sayfa 56
Dündar Taşer/ Kavganın Aslı
"Biz 5000 sene süren tarihimiz boyunca, 16 defa 'cihan hakimiyeti' kurmuş bir milletin çocukları olarak, bu neticeye 17'inci defa varabileceğimize inanıyoruz. Biz büyük bir milletiz ve tarihte büyük olan milletlerin sayısı çok değildir. Büyük milletlerin zaferleri de ıstırapları da büyük olur. Bu his, bu kanâat, bu irade, bu iman fertlerine kadar işlemiştir. Ulu dağın dumanı eksik olmaz."
Sayfa 26
Dündar Taşer/ Batılılaşma
"Bize öyle geliyor ki, Batılılaşmaya giriştiğimiz günden beri bu noktada bir açmaza düşmüşüzdür. Ve bunda ısrar etmekteyiz. Batı'nın üstünlüğünü, onların kanunlarında, içtimai kıymet hükümlerinde sanmak ve onları olduğu gibi tercüme ve ithal etmekle aynı seviyeye geleceğimize inanmak hatası işlenmiştir. Onların hayatına uygun gelen unsurlar bize ters geldi. Ithal ettiğimiz nizam bizim mazimize aykırı olduğu için kanunlarımız; örf ve adetlerimizle çatıştı ve bu çatışmadan mevcut yıkıntı doğdu. Inandığımız değerlerle uyguladığımız değerlerin zıddiyeti, içinde bulunduğumuz anarşinin sebebidir."
Sayfa 25
Ahmet Arvasi
Madde, mânâya anahtar,
Fenâ, bekâya anahtar,
Toprak, semâya anahtar,
Açar kapıyı Mevlâ'ya."
Sayfa 22
Hakan ilhan Kurt/ Sen Benden Kaçıyorsun
"Ayaz vurmuş yüzüyle toprağının bağrında,
bir ekin tarlasıydı, başağa durmuş ruhum.
Gelincikler toplardım, duyduğum her çağrında;
sepekleri simsiyâh, mor gerdanlığı mahsun...
Hâlbuki tırnağıyla sabır sağan her tohum,
mevsimini bekliyor; sen, benden kaçıyorsun."
Sayfa 19
Arefeler Diyarı/ Ahmet Harun Turgan
"Bir umuda param yeter mi?
Nazar dualarıyla annemden gelen bohçalar,
Bu sokaktan çıkarabilir inşallah beni..."
Sayfa 32
Ziya Gökalp
"Türkçüler, Türkiye ile beraber Türklüğü de düşünenlerdi. Türkçülüğün birinci işi, Devlet, ümmet, millet kelimelerinin farklarını meydana koymak oldu. Devlet tabiiyette, ümmet dinde, millet kültürde müşterek olan fertlerin toplamıdır."
Sayfa 13
Ziya Gökalp
"Türk kelimesi ile Türkiye kelimesi arasında büyük fark vardır; her Türkiyeli, Türk değildir; aynı zamanda her Türk de Türkiyeli değildir."
Sayfa 12
Halepli Cafer/ Rahmet Safa
"Ben Halepli Cafer...
On dört yıl ölümü gördüm,
Nankör arab'ın elinden.
Biz de iman etmişiz Allah'a,
Ağabey bizi niye sevmezler Halep'te.
Siz Türk'sünüz, Türkmen'siniz derler...
Ama doğru derler, biz Türkmen'ik..
Ağabey bak dinle.
Türkmen yurdunu ele bırakmaz.
Türkmen Allah'tan gayrısına minnet etmez.
Türkmen arab'a benzemez.
Bana yüz çevirme,
Beni unutma ağabey, ben seni unutmadım.
Beni ayrı görme, ben seni ayrı tutmadım.
Beni unutma ağabey, ben Halepli Cafer,
Bakma öyle ağabey, ben dilenci değilim;
Gardaşınım...
Sayfa 9